"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/825 E., 2022/102 K.
DAVA TARİHİ : 08.07.2019
HÜKÜM : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/391 E., 2020/36 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ihale edilen 6. kısım 38 aylık adli bilişim incelemeleri ve siber suç analizlerinde geçici olarak çalıştırılacak 193 teknik personel temini hizmet alım ihalesinin davacı tarafından kazanıldığını, ihale gereği yapılan sözleşme kapsamında Konya Beyşehir Vergi Dairesine sözleşmeden önce ödenmesi zorunlu olan sözleşme bedeli üzerinden binde 9,48 oranında sözleşme damga vergisi ve binde 5,69 oranında ihale kararına ilişkin damga vergisi olmak üzere 327.474,00 TL ödemenin 24/08/2017 tarihinde yapıldığını, 25/08/2017 tarihinde Ankara 13. Noterliğinde 21.586.850,00 TL miktarlı sözleşmenin imzalandığını, sözleşme kapsamında yapılan masrafların toplam 375.550,56 TL olduğunu ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 31/10/2017 tarihinde idarece mücbir sebeplerden dolayı feshedildiğini, sözleşme gereğinin yerine getirilemediğini, davacının sözleşmenin feshine bağlı olarak menfi zararlarının tazmini istemiyle yaptığı başvuruya iadesinin mümkün olmadığı şeklinde cevap verildiğini ileri sürerek davacının herhangi bir eylemi söz konusu olmaksızın idarece mücbir sebep gerekçesi ile feshedilen sözleşmenin yapılmasından önce ve yapılması sırasında yapılan masraflar karşılığı 375.550,56 TL'nin davalının temerrüd tarihi olan 25/04/2019 tarihinde işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yargı yolu nedeni ile görev ve husumet itirazları doğrultusunda davanın usulden reddine, usulü itirazların kabul edilmemesi halinde taraflar arasındaki sözleşmenin henüz iş başlamadan mücbir sebeple fesh edilmiş olduğu, fesihte davacının zarara uğratılma kastının bulunmadığı, hususları göz önüne alınarak davanın esas yönden reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare tarafından 2017/381479 ihale kayıt nosu ile ihale edilen 6. kısım 38 aylık adli bilişim incelemeleri ve siber suç analizlerinde geçici olarak çalıştırılacak 193 teknik personel temini hizmet alım ihalesinin düzenlendiği, ihalenin davacı tarafından kazanılmasına müteakip imzalanacak sözleşme için davacı tarafından ödenmesi zorunlu damga vergisi ve karar pulu bedeli karşılığı vergi dairesine toplam 327.474,00 TL ödeme yapıldığı bilahare düzenlenen sözleşmenin noterde tasdiki sırasında damga vergisi ve değerli kağıt bedeli ile harç olmak üzere toplam 48.076,56 TL ödeme yapıldığı hususlarında ihtilaf olmadığı, ihtilafın sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme gereği yerine getirilmeden önce idarenin mücbir sebep gerekçesi ile sözleşmeyi feshi sonucu davacının sözleşmenin imzalanması sonucu yaptığı masrafların tahsilini talep etmesi üzerine ortaya çıktığı görülmekle taraflar arasındaki sözleşmenin feshinde davacıya yüklenecek bir kusur bulunmadığı, idarenin tek taraflı kararı ile yaptığı feshe bağlı olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin müstekar içtihatları gereği davacının uğradığı zararın karşılanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; toplam 375.550,56 TL'nin davalının temerrüde düşürüldüğü 25/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, husumetin doğru yöneltilmediğini, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediğini, vergi mahkemesine dava açılması gerektiğini, zarara uğratma kastının olmadığını, sözleşmenin tekemmül etmediğini, 25/04/2019 tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, davadan önce gönderilen yazıda talep edilen miktar ile dava bedelinin farklı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu değildir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığa özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerekli olup, davada görevli mahkeme de adli yargı mahkemeleridir.
TBK 117. maddesinde "muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüte düşer" hükmü mevcuttur. Temerrüt faizine hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, ayrıca borçlunun usulüne uygun bir ihtarla temerrüte düşürülmesi gerekir. İhtar mevcut değilse, icra takip veya dava tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacının davadan önce davalıya tebliğ edilen yazıda 338.218.43.- TL talep ettiği, eldeki davada ise talep sonucunun 375.550.56.- TL olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Diğer anlatım ile davadan önce gönderilen yazı kısmen temerrüd oluşturduğundan, aşan bölüme dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut deliller, denetime açık ve somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu ile istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesinin haksız olduğu, menfi zararın tamamından davalının sorumlu bulunduğu anlaşıldığından davalının diğer istinaf nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf talebi, yalnızca faizin başlangıcı konusunda yerinde görülmekle" gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.3 maddesi uyarınca Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/02/2020 tarih, 2019/391 Esas ve 2020/36 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının talebini içeren davanın KABULÜ ile; 338.218,43-TL'nin 24/05/2019 temerrüt tarihinden, 37.332,13-TL'nin 08/07/2019 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği itirazlarını temyiz dilekçesinde yinelemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinin feshinden dolayı sözleşme gereği yapılmış bulunan masraflara ilişkin alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı tarafça sözleşmenin tek taraflı ve hakıl bir neden olmaksızın feshedildiği anlaşıldığından davacı tarafça bu sözleşmenin gerçekleşeceği inancıyla yapmış olduğu vergi ödemelerini isteme talebinin haklı olduğu anlaşıldığından davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.