Logo

6. Hukuk Dairesi2022/1969 E. 2023/2104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif yöneticilerinin kooperatife verdiği iddia edilen zararların tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ... hakkında verilen önceki karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması ve bozmaya uyularak verilen kararda hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/830 E., 2021/1140 K.

...

...

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul, Kısmen Ret

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalılar ... vd. vekili Avukat ...'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların, davalıların yöneticisi oldukları kooperatifin ortağı olduklarını, davalıların Maliyeye ödemesi gereken vergi borçlarını zamanında ödememek, mülkiyet ihtilafı çözümlenmemiş ve kooperatifçe usulüne uygun şekilde temin edilmeyen arsa üzerinde yapılan kaçak inşaat nedeniyle yükleniciye avans ve hak ediş ödemeleri yapmak suretiyle kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL'nin davalılardan tahsili ile kooperatife verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların sürekli şekilde yönetime muhalefet ettiklerini, ortada kooperatifin zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. YEREL MAHKEME KARARI

1-İlk Derece Mahkemesinin 13.07.2011 tarihli ve 2010/85 Esas, 2011/433 Karar sayılı kararı ile, kooperatifçe inşa edilen konutlardan A, B ve C blokların inşaat ruhsatları bulunmadığından belediyece işlem yapılarak yıkım kararı alındığı, ancak kararın henüz uygulanmadığından kooperatif zararının oluşmadığı, yükleniciye yapılan ödemelerin toplanan aidatlardan fazla olmadığı, kooperatifin vergi borçlarının geç ödenmesi nedeniyle kooperatifin zararının bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekilinin yaptığı temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi'nin 22.05.2012 tarih, 2012/1358 E., 2012/3530 K. sayılı ilamıyla, hükmün eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayandığı belirtilerek, bozulmasına karar verilmiştir.

2-Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde, Yerel Mahkemenin 07.05.2018 tarih, 2013/84 Esas, 2018/429 Karar sayılı kararı ile, vergi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeniyle oluşan zarar ve yapının yasal hale getirilmesi için yapılması gerekli masraf dolayısıyla oluşan kooperatif zararıyla davalıların eylemleri arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz İncelemesi

Yargıtay Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2011 tarihli ve 2018/1738 Esas, 2021/63 Karar sayılı kararı ile, yapının yasal hale getirilmesi için yapılması gerekli masraflar bakımından kooperatifçe yapılmış ödeme söz konusu olmadığından kooperatif zararının oluştuğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla açılan erken davanın bu aşamada reddi gerektiği, kooperatifçe sözleşmeye istinaden inşaat karşılığı müteahhide ödeme yapıldığı, müteahhide yapılan ödemeyi haksız kabul ederek bu haksız ödeme nedeniyle vergi dairesine ödeme yapılamadığı gerekçesiyle vergi borçları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.

V. BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Yerel Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapıların yasal hale getirilmesi bedeli ödenmeden zarar da oluşmayacağından kooperatif yöneticilerinden bu tutarın istenemeyeceği dolayısıyla açılan davanın erken dava olduğu, kooperatifçe sözleşmeye istinaden inşaat karşılığı müteahhide ödeme yapıldığı bu ödemeden dolayı kasada para bulunmadığı ya da bulunduğuna dair bilirkişi tarafından tespit yapılmadığı, davacıların ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı nedeni ile kooperatifin zararının tazminine ilişkin davasının, mahkememizin 07/05/2018 tarihli, 2013/84 Esas ve 2018/429 sayılı gerekçeli kararını temyiz eden davalılar ... ve ... bakımından reddi gerektiği belirtilerek, davanın önceki hükmü temyiz etmeyen davalı ... bakımından kabulüne, diğer davalılar bakımından reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; davalıların yapılan kaçak binalar nedeniyle kooperatifi kasten zarara uğrattıklarını, iflas etmiş olan kooperatifin yasal hale getirme masraflarını karşılamasının mümkün olmadığını, kaçak yapıya rağmen yükleniciye hak ediş ödenmesi nedeniyle zararın doğmadığının kabul edilemeyeceğini, zamanında ödenmeyen vergiler nedeniyle zararın büyük olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kooperatif yöneticisi olarak görev yapan davalıların kooperatife verdikleri zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olmasına, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına ve özellikle davalı ... hakkında verilen önceki karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması nedeniyle artık işbu kararın adı geçen davalıya tebliğinde hukuki yarar bulunmamasına göre; temyiz dilekçesinde ve davalı vekilinin gerekçeli karar tebliğine ilişkin talep dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ...'ya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.