"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/600 E., 2021/1915 K.
...
...
...
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/46 E., 2019/1147 K. Birl. Dava 2019/558 E.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dosya davalısı şirket ile davacılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılacak olan inşaatta sözleşmede yapılan paylaşım gereğince davacılara ait olması gereken bağımsız bölümlerin birleşen dosya davalısı ...tarafından vekaletin kötüye kullanılması suretiyle kurulan kat irtifakı tesisi sonucunda bu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici adına tescil edildiğini, vekaletin kötüye kullanılması ile devir ve tescilleri yapılan toplam üç adet bağımsız bölümün tapularının iptali ile davacılar adına tescili; mümkün olmazsa bağımsız bölümler arasındaki değer farkının tespiti ile müvekkillerine hisseleri oranında ödenmesine, birleşen davada ise tescil şartları oluşmadığı takdirde bağımsız bölümlerin arasındaki bedel farkının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL'sinin davalıdan alınarak davacılara 1/2 oranında ödenmesine talep etmiştir.
II. CEVAP
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yüklenici firmanın talimatı doğrultusunda dağıtım yapıldığını, davacıların asıl dosya davalısı yüklenici şirket çalışanı olarak kendisine, yüklenici ile yaptıkları anlaşmanın gereği olarak belirledikleri yetkileri içeren bir vekaletname veriyorlarsa, vekaletnamenin bu yetki doğrultusunda yüklenicinin talimatları kapsamında kullanılması için verilen bir vekaletname olduğu hususunu baştan kabul etmiş olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleşen dosya yönünden, tapuda yapılan satışların birleşen dosya davalısı tarafından davacılardan alınan vekalet kullanılarak yapılması ve sözleşmeye uygun tapu devirlerinin yapılmaması nedeniyle, vekaletle iş gören birleşen dosya davalısının vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle asıl dava yönünden; davalı ... yönüyle açılan tapu iptali tescil talebine ilişkin talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, 770.000,00 TL’sının davalı ... İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacılara eşit oranda ödenmesine, ıslah yoluyla dava konusu olmayan bir husus dava konusu haline getirilemeyeceğinden davacı tarafın sözleşmenin feshine ilişkin talebi yönüyle hüküm tesisine yer olmadığına, birleşen dava yönünden 10.000,00 TL’sının birleşen dosya davalısı ...’nden alınarak davacılara eşit oranda ödenmesine (aynı mahkemenin 2018/46 E. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde) karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen dosyada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Birleşen dosya davalısı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkili aleyhine verilmiş bulunan ve müvekkili tarafından amacına uygun olarak kullanıldığı halde, vekillik yetkisinin kötüye kullanıldığından bahisle başkaca hiç bir gerekçe ve açıklamaya yer verilmeden 10.000,00 TL tazminata hükmedildiğini, ancak davacıların müvekkiline asıl dosya davalısı yüklenici firmanın çalışanı olduğunu bile bile vekaletname verdiklerini, mahkemece gerekçe dahi gösterilmeden "vekalet görevinin kötüye kullanıldığından" bahisle müvekkili aleyhine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile vekaletnamede hangi bağımsız bölümlerin davacılar adına tescil edileceği konusunda bir düzenleme olmadığı gibi, bu konuda davacılar tarafından verilmiş bulunan bir talimat olduğu da ispatlanamadığından birleşen dosya davalısı vekilin, davacılar adına bulunan bir taşınmazın talimata aykırı satışından ya da başkası adına kat irtifakı tesisinden, başka ifade ile sorumluluğundan söz edilemeyeceği, vekil olan davalı ...’ün kat irtifakı kurulacak taşınmazın maliki ve inşaat sözleşmesinin tarafı olan yüklenicinin önerisi doğrultusunda müvekkilleri adına kat irtifak tapusu tesisini sağlamış olmakla, inşaat sözleşmesine taraf olmadığı ve içeriğinden de tam haberdar olması beklenemeyeceği için sözleşmeye aykırı kat irtifakı tesis edildiği iddiasıyla vekalet görevini kötüye kullandığı da ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle birleşen dosya davalısının istinaf başvurusunun kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak asıl dava yönünden; davalı ... yönüyle açılan tapu iptali tescil talebine ilişkin talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, 770.000,00 TL’sının davalı ... İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacılara eşit oranda ödenmesine, ıslah yoluyla dava konusu olamayan bir husus dava konusu haline getirilemeyeceğinden davacı tarafın sözleşmenin feshine ilişkin talebi yönüyle hüküm tesisine yer olmadığına, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili birleşen dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; birleşen dosya davalısının, yüklenici şirketi yetkilisi olduğunu, başından beri davacılara ait olacak iş yerleri ile ilgili bilgi sahibi olduğunu, buna rağmen sözleşmeye aykırı olarak ve müvekkili aleyhine hareket ettiğini, sözleşme eki krokide müvekkilleri adına hangi dairelerin tescil edileceğinin belirli olduğunu, kat irtifakı kurulmadan önce ve kurulduktan sonra vekilin bilgi vermediğini, vekalet görevinin sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak yerine getirildiğini, vekilin açıkça davacılar aleyhine hareket ettiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat, birleşen davada ise vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 506 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu olarak kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK'nın 504/1. maddesi). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi TMK'nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı arsa sahipleri ile yüklenici arasında 29/05/2015 tarihinde Kahramanmaraş 5. Noterliği’nin 08741 yevmiye no.lu Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmış, akabinde aynı noterliğin, aynı tarihli 08743 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile yüklenici şirketin yetkilisi ve birleşen dava davalısı ..., sözleşme kapsamında işlemler yapmak için yetkilendirilmiştir. Davalı yüklenici şirket yetkilisi, davacı arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmedeki paylaşımı bilebilecek durumdadır. İlgili vekaletnamede, davalı ... kat irtifakı kurma yetkisini de içeren geniş yetkiler verilmesi, davalı ...’ün sözleşmedeki paylaşıma aykırı olacak şekilde kat irtifakı kurma hakkına sahip olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle; yukarıda yazılı gerekçeyle birleşen dosya yönünden yüklenici şirket yetkilisi davalı ...’ün, vekaletini kötüye kullandığı sabit olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmamış, davacılar vekilinin birleşen dosyadaki temyizinin kabulü gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.