"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/152 E., 2021/368 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi yüklenicinin davalı arsa sahibi ile imzaladığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, binanın iskan ruhsatını aldığını ancak davalının müvekkiline düşen dükkan ve dairelerin tapularını vermediğini, müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkiline düşen 3 daire ve 1 dükkan ile dükkana ait deponun tapu kayıtlarının iptâli ile müvekkilleri adına tescilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yüklenicinin inşaatı zamanında bitirip teslim edemediğinden Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/291 Esas, 2003/822 Karar sayılı dosyasında arsa sahibi lehine tazminata hükmedildiğini, yüklenicinin bir takım resmi makamlarda müvekkili adına imza atması sebebiyle Serik Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/420 Esas, 2002/159 Karar sayılı ilamı ile cezalandırıldığını, yüklenicinin edimini ifa etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2014 tarihli 2007/940 Esas, 2014/946 Karar sayılı kararıyla; mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan arsa payı karışılığı inşaat sözleşmesinde 3 daire ile 1 dükkanın davacı yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı, davacı yüklenici sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı arsa sahibinin, tapu devri edimini yerine getirmediği, yargılama sırasında verilen yetki ve izne dayalı olarak kat mülkiyetine geçildiği, sözleşme uyarınca davacıya ait olması planlanan ve tarafların fiili kullanım durumlarına göre belirlenen bağımsız bölümlerin tapu kaydının davacı adına tesciline karar vermek gerektiği sonucuna varılarak, davanın kabulü ile 278 ada 5 no.lu parselde bulunan zemin kat 2 no.lu, 1. kat 4 no.lu, 2. kat 5 no.lu ve 4. kat 9 no.lu bağımsız bölümlerin davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına miras hisseleri oranında tesciline, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2014 tarihli 2007/940 Esas, 2014/946 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi 10/05/2016 tarihli 2015/4546 Esas, 2016/3005 Karar sayılı ilamında; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece, iskan ruhsatının iptaline ilişkin idare mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılarak, iskan ruhsatı iptal edilmiş ise, davacı tarafa iskan ruhsatının alınması için süre ve yetki verilmesi, iskan ruhsatının alınması halinde, şimdi olduğu gibi, 4 adet bağımsız bölüm yönünden tapu iptal ve tescil isteminin kabul edilmesi, iskan ruhsatının alınmaması halinde ise, davalı arsa sahibinin seçeceği 1 adet bağımsız bölüm iskan ruhsatının teminatı olarak arsa sahibinin uhdesinde bırakılarak kalan diğer 3 adet bağımsız bölüm yönünden tapu iptal ve tescil isteminin kabul edilmesi, her iki durumda da, aleyhinde dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalı arsa sahibinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2019 tarihli 2018/500 Esas, 2019/335 Karar sayılı kararıyla; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde 3 daire ile 1 dükkanın yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı, yargılama sırasında verilen yetki ve izne dayalı olarak 29.03.2019 tarihli yapı kullanma izin belgesinin (iskan ruhsatını) yüklenici mirasçıları tarafından dosyaya ibraz edilmesine rağmen Serik Belediye Başkanlığı'nın 07.05.2019 tarihli yazı ile düzenlenen 29.03.2019 tarihli yapı kullanma izin belgesinin "inşaatın proje, ruhsat ve eklerine aykırılığı sebebiyle düzenlenen 25.04.2019 tarihli yapı tatil zaptına istinaden" iptâl edildiğinin bildirildiği, bilahare 07.05.2019 tarihinde davacılar vekilince 3194 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 16. madde kapsamında yapı kayıt belgesinin ibraz edildiği, yapı kayıt belgesinin yükleniciye yüklenen iskân belgesi alma zorunluğunun bir istisnası olarak ya da sonuçları itibariyle edimin ifası bakımından eşdeğer bir belge olduğu, yapı kayıt belgesi ile inşaatın yasal hale getirildiği, yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen arsa sahibinin tapu devri edimini yerine getirmediği, buna göre sözleşme uyarınca davacıya ait olması planlanan ve tarafların fiili kullanım durumlarına göre belirlenen bağımsız bölümlerin tapu kaydının davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kabulü ile 278 ada 5 no.lu parselde bulunan zemin kat 2 no.lu, 1. kat 4 no.lu, 2. kat 5 no.lu ve 4. kat 9 no.lu bağımsız bölümlerin davalı adına olan tapu kayıtlarının iptâli ile davacılar adına miras hisseleri oranında tesciline, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
4.İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2019 tarihli 2018/500 Esas, 2019/335 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 21.09.2020 tarihli 2019/3962 Esas, 2020/2494 Karar sayılı ilamında; yapı kayıt belgesi alınmasının, idare tarafından kaçak yapının kullanılmasına imkân tanırken, imara ilişkin mer'i mevzuatta bir değişiklik yapmadığından, iskân alınmayan/alınamayan yapının yasal hale geldiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, diğer yönden, taraflar arasındaki sözleşmede iskân alınması kararlaştırıldığından yüklenici tarafından edimin ifasının ancak iskân alınarak taşınmazın teslimi ile mümkün olabileceği, yapı kayıt belgesi alınmış olup olmamasının karşılıklı edimlerin ifasına bir etkisi bulunmadığı, bu durumda mahkemece yapılması gereken işin, hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; mahkemece davacının iskan ruhsatı alma yükümlülüğünün tazminen giderilmesi talebi tahtında mahallinde keşif işleminin yapıldığı, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın üzerine inşa edilen eserin kolonlarının bir kısmında dairesel kolon inşa edilmesi gerekirken dikdörtgen kolon inşa edildiği, bunun binanın statiğine etki ettiği, yapı kullanma izin belgesinin bu gerekçe ile iptal edildiği, binanın performans analizinin yapılmasının gerektiği, performans analizinin sağlam çıkması durumunda projeye aykırı ve eksik imalatların giderilmesinin gerektiği, bu işler için 216.500,00 TL masrafın hesap edildiği, ayrıca idari para cezası ve iskan harcı olarak 53.819,69 TL masrafın olacağının mütalaa edildiği anlaşılmakla; her ne kadar davacı tarafça iskan ruhsatı alma ediminin tazminen ifa edilmesi talebinde bulunulmuş ise de; yukarıda izah edilen safahat tahtında arsa sahiplerinin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğünden bahsedilemeyeceği gibi davacı/yüklenicinin halen eseri projeye uygun şekilde ve ayıpsız teslim borcunda mütemerrit bulunduğu, temerrüt halinde bulunan yüklenicinin eseri projeye uygun şekilde inşa etme, eseri ayıpsız teslim etme ve iskan ruhsatı alma yükümlülüklerinin yapma niteliğindeki edimler olduğu, akdedilen eser sözleşmesinin ... unsuru üzerinde bina edildiği nazara alındığında yüklenicinin bu edimleri şahsen ifa ve aynen ifa ile yükümlü bulunduğu, davalı tarafça 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 113/1 inci maddesi uyarınca bir talebi bulunmadığından, davanın reddi savunması karşısında aynen ifa def'ini ileri sürdüğünün kabul edilmesi gerektiği, davalının bu davranışının somut olayda dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği zira davacının evveliyatında ve halen kendisine düşecek bağımsız bölümlerden yararlandığı, yararlanmaya devam ettiği, davacı tarafa mahkememizce verilen kesin süre içinde; eserdeki projeye aykırılıklar ve ayıplı imalatlar giderilmek suretiyle iskan ruhsatı alma imkanına sahip olduğu halde kendisine verilen bu yetki ve sürenin dürüstlük kurallarına aykırı kullanılarak bilahare ilgili kurumca iptal edilen yapı kayıt ruhsatının mahkememize ibraz edildiği, yapı kayıt ruhsatının davacının eseri teslim borcunu ifa ettiğine delil teşkil etmeyeceği, davacı tarafa bozma ilamından sonra yeni bir süre verilmesine gerek bulunmadığı, davacı tarafın aynen ifanın borcunun tazminen ifası borcuna dönüştürülmesi talebinin sözleşme ile üstlendiği edimlere, borçlunun temerrüdüne ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112 ve devamı maddelerine, dürüstlük kurallarına ve somut olay tahtında nesafet kurallarına aykırı düşeceği kanaatine varılmakla, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 10/05/2016 tarih, 2015/4546 Esas ve 2016/3005 Karar sayılı bozma ilamı uyarınca davalı tarafça dava konusu taşınmaz üzerindeki 2 numaralı bağımsız bölümün teminat olarak seçildiği nazara alınarak davacının davasının kısmen kabul ve kısmen reddine, 2 numaralı bağımsız bölümün iskan ruhsatının teminatı olarak davalı uhdesinde bırakılmasına, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;
1.Davalı arsa sahibinin kötü niyetli olduğunu, binada kendisine ait bağımsız bölüm kalmamasına rağmen yükleniciden haksız menfaat elde etmeye çalıştığından alınan iskan ruhsatının iki kez iptal edilmesine neden olduğunu,
2.Bu durumu bildiklerinden mahkemeden eksik iş bedelinin depo edilmesine karar verilmesini istediklerini,
3.Şartlar oluşmamasına rağmen 2 no.lu bağımsız bölümün dava tarihindeki değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
4.Davalı tarafın vekalet vermeyerek davacıdan önce temerrüde düştüğünü, kat irtifakı tesisini engellediğini, kat irtifakının tesisinden sonra da daire devretmediğini, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğini,
5.Teminat olarak ayrılan dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün bedelinin çok fazla olduğunu, bu dükkanın davalı tarafça kötü niyetli olarak tercih edildiğini, bu dükkanın bedelinin eksik işin fazla fazla karşılığı olduğunu, dairelerden birinin de bu bedeli karşılayabilecekken dükkanın seçilmesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, eksik bedel için dükkanın teminat olarak davalı uhdesinde bırakılmasının hakkaniyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince devri gereken bağımsız bölümlerin tapularının iptâli ile davacılar adına tescili ve temerrüt sebebiyle tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355-370 maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamında bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uygun bir şekilde yargılama ve inceleme yapılarak karar verilmiştir.
3.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.