"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/9 E., 2022/121 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/467 E., 2021/946 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 18/11/2016 tarihli sözleşme uyarınca; davalıların, davacıya ait taşınmazdaki mevcut demir-çelik yapıyı sökerek söktükleri metal parçalara kumlama ve boyama işlemi yapıp iki adet halı sahadan oluşan bir spor kompleksi inşa edeceklerini, davalılara toplamda 113.800 kg demir teslim edildiğini, davalıların sözleşme gereği yapacakları işler için toplamda 80.640 kg demir kullandıklarını, 33.160 kg demirin ise davacıya teslim edilmediğini, davacının tüm çağrılarına rağmen davalıların sözleşme ile üstlendikleri işi tamamlamadıklarını, söz konusu 33.160 kg demir nedeni ile davalıların haksız menfaat edindiklerini, sözleşme bedelinin 105.000,00 TL olduğunu, davacının davalılara şimdiye dek 36.000,00 TL ödediğini, akdi eylemli olarak fesheden davalıların, müvekkil Şirket'e ait 33.160 kg demiri müvekkil şirkete teslim etmediklerinden müvekikil Şirket'in 32,000 kg demir satın almasında tam kusurlu olduğunu beyanla müvekkilinin 32,000 kg demir için ödediği 115.026,14 TL'nin davalının temerrüde düştüğü 15/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, sökümü yapılan demirlerin davalılar tarafından satılmadığını, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların yıkılıp demirlerin sökülmesinden sonra davalıların işe yarayacak olanlarını sözleşme konusu inşaat yapımında kullandıklarını, kullanılan bu demirler haricinde kalan kısmın davacı tarafça değerlendirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede de demirleri davalıların satacağına dair davalılara yüklenen bir edim olmadığını, davacının sunduğu kantar fişlerinin iddiasını ispatlamaya yetmediğini, bu fişlerin her zaman temininin mümkün olduğunu, yıkılan yapılardan sökülen demirlerin miktarını müvekkillerinin de bilmediğini, ancak davacı tarafın iddia ettiği kadar da demir çıkmadığını, sökülen demirlerin miktarını ispat yükünün de davacı taraf üzerinde olduğunu, müvekkillerinin akdi eylemli olarak feshetmediğini, zira davacı tarafça yeteri kadar ödeme yapılmaması ve yeterli malzemenin sağlanmaması nedenleriyle işin tamamlanamadığını, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, dava dilekçesinin ekinde ekli olup davacıların teslim aldıklarını kabul ettiklerin faturaların içerikleri incelendiğinde; faturaların içeriğinin demir malzemesine ilişkin olmayıp sac, boya gibi malzemelere ilişkin olduğu, davacının ise dava dilekçesinde yalnız demir malzemesi için dava açtığı, diğer malzemelerin dava konusu olmadığı, futbol sahasının inşa edildiği taşınmazda önceden var olan hangar ile hangar yıkıldıktan sonra yerine inşa edilen futbol sahasının proje ve yapı ruhsatlarının olmadığı, bu nedenle eski binadan ne kadar demirin sökülüp, sökülen demirinin ne kadarının yeni inşa edilen yapıda kullanıldığının tespitinin mümkün olmadığı ancak dinlenen davalı tanıkları ile davalıların bir kısım (3 ton) demiri davacıya ait halı sahanın yapımı aşamasında monte etmediği ve bu 3 ton demirinin davalıların uhdesinde kaldığı, yani davalıların edimlerini eksik ifa ettikleri, davacı 33.160 kg demirin davalıların uhdesinde kaldığını iddia etmekte ise de, toplanan tüm delillere göre davacı 33.160 kg - 3000 kg = 30.160 kg demirin davalılar uhdesinde kaldığı iddiasını ispatlayamadığı, davacının iddiasının ispatı zımnında dava dilekçesinin ekinde sunduğu kantar fişlerine dayanmış ise de kantar fişlerinin incelenmesinde davalıların imzasını taşımadığı ve bu belgelerin herhangi bir resmi nitelik taşımadığı, kim tarafından düzenlendiğinin belli olmadığı, bu belgelerin her zaman tek taraflı düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğu, dolayısı ile bu belgelerin davalılar aleyhinde sonuç doğurmayacağı davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, kantar fişlerine davalıların imzasını almadığı, yine davacı bazı malzemelerin piyasadan kendisi tarafından satın alınıp davalılara teslim edildiği iddiasına dayanmış ise de dava dilekçesinin ekinde olan faturaya konu malzemelerin demir olmadığı, dolayısı ile bu faturaların işbu davanın konusunu oluşturmadığının anlaşıldığı ancak dinlenen davalı tanıkları ..., ... ve ...'ın beyanlarından davacıya ait inşaat alanından sökülen ve kullanılabilir nitelikte olan 3 ton (3.000 kg) demirin davalıların iş yerinde kaldığı, dinlenen tanık beyanları ile söz konusu 3 ton demirin, inşaattan sökülen demir olduğu, bilirkişi raporuna göre 3 ton demirin bedelinin 4.500,00 TL olduğu, bilirkişi tarafından tespit edilen 4.500,00 TL'lik tutara taraflarca itiraz edilmediği, üç tondan fazlasına ilişkin demirin davalılar uhdesinde bulunduğu davacı tarafça ispatlanamadığı ve davacı tarafça dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığından mahkemece 29/06/2021 tarihli celsede davacı vekiline davalılara yemin teklif hakkı hatırlatıldığı, davacı vekili yemin deliline dayanmadığı, davalılar vekili cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, davalılar vekiline davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, davalıların davacıya yemin teklif etmediği gerekçesiyle davacı tarafça iddia edilen 33.160 kg demirin hepsinin davalılar uhdesinde kaldığı ispatlanamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tüm çağrılarına rağmen işi tamamlamayan davalıların müvekkiline ait 33.160 kg demiri sattıklarını müvekkil şirket yetkililerine söylediklerini, tanık beyanlarıyla demirlerin davalılar tarafından sökülüp götürüldüğünün belli olduğunu, bunların tartılmadan ne kadar demir gidip geldiği belli olmadan işin yürümeyeceğinin açık olduğunu, tartmaya ilişkin ve davalıların teslim ettiği kantar fişlerinden demirlerin ağırlıklarının öğrenildiğini, davalıların kötü niyetli olduklarını, mahkemece yapılan keşif incelemesinin hatalı olduğunu, değişik iş dosyasından yapının hali hazır durumunun belirlendiğini, buna göre ne kadar demir kullanıldığının tespitinin mümkün olduğunu, kantar fişleri üzerindeki tarihlerin sözleşme konusu işin ifa edildiği tarihleri gösterdiğini, kantar fişlerine müvekkili tarafından davalıların imzasının alınmamış olmasının iyi niyetli tacir olan müvekkili aleyhine yorumlanamayacağını, müvekkil şirketçe 3. şahıs ve şirketlerden satın alınıp da işin ifası için davalılara teslim edilen mallara ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin de dikkate alınması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin uhdelerinde kalan demir miktarının 3 tondan az olduğunu, demirlerin teslim alınması davacıdan istenilmesine rağmen davacının buna yanaşmadığını, demir fiyatının yöntemince belirlenmediğini son olarak sözleşmede ...'ın taraf olmadığını kendisi yönüyle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak katılma yoluyla hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "Davacı tarafından sökülen yapıdan ne kadar demir çıktığı ispatlanamamıştır. Davacı kullanılan demir miktarının 80.640 kg olduğunu ileri sürmektedir. Davacı tarafça sökülen yapı dışında davalı tarafa fatura ve irsaliyelere göre 30.845 kg demir teslim edildiği ispatlanmıştır. İnşa edilen yapıdan malzeme artıp artmadığı sökülen yapıdan ne kadar malzeme çıktığına bağlı olup çıkan malzemenin miktarı sözleşmede yazılı olmadığı gibi davacı tarafından ispatlanmadığından ve davalılar tarafından da malzeme artmadığı savunulduğundan davacı artan malzeme olduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Mahkemenin önceki günlü kararında dava kısmen kabul ve kısmen reddedilmiş olup hüküm sadece davacı vekili tarafından reddedilen bölüm yönüyle istinaf edildiğinden ilk hükümde kabul edilen 4.500,00 TL davalılar yönüyle kesinleşmiş olup davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir. Ayrıca davalılar istinaf dilekçesinde Mehmet'in sözleşmenin tarafı olmadığı savunulmuş ise de cevap dilekçesiyle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kabul edilmiş olup eser sözleşmesinin de yazılı şekil şartı zorunluluğu bulunmadığından bu itiraz de yerinde değildir." gerekçesiyle taraflar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını temyiz dilekçesinde ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacının dava dilekçesinde belirttiği miktar kadar demirin davalıların uhdesinde kaldığını dosyaya sunduğu deliller ile ispat edemediği, dosya kapsamına sunulan kantar fişlerinin iki tarafça imzalı ya da kabul edilmediği, bu durumda her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilecek belgelerin iddiaları ispatlar nitelikte olmayacağı, yine dosyaya davacı tarafından sunulan faturaların içeriğinin demir olmadığı, davacının talebinin ise demire ilişkin olduğu anlaşıldığından mahkemece kabul edilen miktarın üzerinde demire ilişkin iddiasını ispatlayamadığı sabit olduğundan davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.