"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/2006 E., 2022/431 K.
DAVA TARİHİ : 20.02.2015
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/187 E., 2017/800 K.
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin üyelik aidatlarının ödenmediği iddiası ile üyelikten çıkarıldığını, ihtarnamelerin şekil ve esas olarak hem kanuna hem de ana sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkiline kur’a da A Blok 23 numaralı dairenin isabet ettiğini, 21.05.2011 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifin tasfiye kararı aldığını, davalı kooperatifin düzenlediği ihtarda sözü edilen miktarda borçlarının bulunmadığını, tasfiyeye girmiş kooperatifin müvekkili hakkında icra takibi vs. başvurmadan kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak tesis ettiği ortaklıktan çıkarma kararının yok hükmüne olduğunu ileri sürerek ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu tespitini, ihraç kararının iptalini, müvekkiline verilecek daire bulunamaması halinde emsal daire bedelinin faiziyle tahsilini, müvekkili ile davalı kooperatif arasındaki aidat miktarlarına yönelik muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının ihraç kararı ile birlikte üyelik sıfatı kalmadığından aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davalı kooperatifin üyelikten çıkarmaya ilişkin yasanın öngördüğü prosedürü tamamıyla yerine getirdiğini, davacının aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yapılan işlemlerin yasal olduğunu, kura çekilmiş ise de kura sırasında binanın inşaat halinde olduğunu, davacıya teslim edilmiş bir daire bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kooperatif 03.03.2012 tarihli genel kurul kararı incelendiğinde üyelikten çıkarmaya ilişkin tasfiye kurulu kararının gündem maddesi olarak genel kurulca değerlendirildiği ve oylanarak karara bağlandığı, artık davacının üyelikten çıkarılmasına ilişkin kararın yönetim kurulu tarafından değil, genel kurul tarafından verildiği, genel kurulun çıkarma kararı davacıya tebliğ edilmediğinden, davanın süresinde olduğu, Kooperatifler Kanunu hükümleri gereğince, tasfiye kurulunun yetki ve sorumluluk bakımında yönetim kurulundan farklı olmadığı, yine kooperatifin amacının gerçekleşmesiyle sona ermesinden sonra kooperatif üyeliğinden çıkarılan ortağın konutunun elinden alınamayacağı hükmü mevcutsa da, kooperatifin amacının gerçekleşmesi ve üyeye konut verilmesinin ancak ferdileştirme ve tapuya tescil ile gerçekleşeceğinden ve üyelikten çıkarma tarihine kadar ferdileştirme ve tapuya tescil işlemleri yapılmadığı, sadece noterde düzenlenen kura ile 23 numaralı dairenin davacı adına belirlendiği gözetildiğinde, davacının bu iddiasının da yerinde olmadığı, davacının davalı kooperatife gecikme cezası ve iskan hariç 97.600,00 TL borcu bulunduğu, bu nedenle aidat ana para borcu ve faiz borcunu ödemesi için Tasfiye Kurulunca kendisine tebliğ edilen ihtarlara rağmen, birinci ihtarda öngörülen 10 günlük sürede ve ikinci ihtarda öngörülen bir aylık sürelerde yatırmadığı, 1136 sayılı Kanun'un 16. maddesinin ve ana sözleşmenin 14. maddesinin üyelikten çıkarmaya ilişkin şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;tasfiye kurulunca müvekkiline gönderilen ihtarnameler ve ortaklıktan çıkarma kararının şeklen ve esasa ilişkin olarak usulsüz olduğunu, ilk ihtarnamenin 30 gün gecikmeyen borca ilişkin olduğunu, fahiş gecikme cezası uygulandığını bu durumun TBK’nın 88. ve 120.maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinden talep edilen aidat ve gecikme miktarının da gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin hiç bir genel kurula çağrılmadığını ve kendisine aidat veya gecikme cezasına ilişkin bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin ortak olarak ödemesi gereken miktarın, ihraca esas alınan 1. ve 2. ihtarnamelerde belirtilen miktarın çok altında olması sebebiyle yeniden hesaplanması gerektiğini, emredici hüküm ve bu madde doğrultusunda hazırlanmış olan kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesinin "emredici nitelikte" sıkı şekil şartlarına bağlandığını, bilirkişilerce denetlenebilir bir rapor tanzim edilmeksizin, sadece davalı kooperatifçe gönderilen yasaya aykırı ihtarnameler ve defterlerdeki gerçek dışı kayıtların esas alınarak müvekkilinin borcunun varlığının kabulünün usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davalı kooperatifin müvekkiline teslim edeceği bir daire kalmadığının kendi beyanları ile de sabit olduğunu, yine aidat ödemesi sebebiyle müvekkili ile arada bir muaraza bulunduğunun da açık olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ihraç kararı henüz kesinleşmediğinden kooperatife ödenen bedelin iadesinin de şu aşamada istenemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ile teslim edilecek daire bulunmaması halinde emsal daire bedelinin tahsili ve aidata ilişkin muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 27. maddesi
3. Değerlendirme
Yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14/2 maddesinde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Somut olayda, kooperatif tarafından 06.06.2011 tarihinde keşide edilen birinci ihtarnamede Mayıs 2011 sonu itibariyle ana para borcu 97.200,00 TL, gecikme cezası 50.350,00 TL olmak üzere toplam 147.550,00 TL’nin ödenmesi istenmiştir. 2011 Mayıs ayı borcu henüz 30 gün gecikmemiş olmasına rağmen toplam alacağa dahil edilmiş olup bu haliyle ihtarın anasözleşme hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Ana sözleşme hükümlerine aykırı olarak, muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak ihraç kararı verilemez. Bu nedenle ilk ihtar usul ve yasaya uygun olmadığından buna dayanılarak alınan ihraç kararı da hukuka aykırıdır. Anılan gerekçe ile davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet
ücretinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye
Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.