"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı temlik alan vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı yüklenici şirketin, davalı ... Belediyesinden olan hakediş alacaklarından 150.000,00 TL’yi ... 1. Noterliğinin 28.09.2007 tarih ve 18157 yevmiye nolu, 158.000 TL’yi ise ... 1. Noterliğinin 28.09.2007 tarih ve 18158 yevmiye nolu iki adet temlikname ile müvekkili şirkete temlik ettiğini, davalı Belediyenin 05.11.2007 tarihli ve 2508 sayılı yazısı ile temliknamelerin tebliğ edildiğini ve doğacak hakedişlerden B.K’nın 162. maddesi uyarınca işlem yapılacağının müvekkili şirkete yazılı olarak bildirdiğini, davalıya temlik akıbetlerinin sorulması için İzmir 4. Noterliğinin 18.04.2008 tarih ve 04435 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, belediyenin dava dışı yüklenici şirketin belediyeden hakediş alacağının olmadığı ve 29.04.2009 tarihinde sözleşmenin feshedildiğinin 01.05.2008 tarihli yazı ile bildirdiğini, dava dışı yüklenici şirketin davalıdan alacağının mevcut olduğunu, işin %95 seviyesinde bitirildiğini, temlik bedellerinin ödenmemesi nedeniyle müvekkili şirketin büyük maddi zarar gördüğünü, bu nedenlerle davanın kabulü ile alacaklarının davalıdan temlik ödeme vadelerinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.06.2006 ve 31.7.2006 tarihli sözleşmeler ile dava dışı yüklenici şirketin farklı etaplarda konut yapım işini üstlendiğini, ancak işi tam ve süresinde teslim etmediğini, bu nedenlerle sözleşmelerinin feshedildiğini, dava dışı yüklenici şirkete karşı alacaklarından dolayı üçüncü kişilerin icra dairelerinden idareye haciz bildirimleri gönderdiğini, üçüncü kişi hacizlerine ve birinci haciz ihbarnamelerine dair kayıtların idarece tutulduğunu, yüklenici şirketin alacaklılarına vermiş olduğu temlikler ve bu temliklerin Belediye'ye geliş tarih ve numarasına göre sıralanmış olup hakediş ödemelerinin temlik alacaklarına bu listeye göre yapıldığını, temliknamelerin listenin 13 ve 45. sırasında kayıtlı olmasından dolayı kendilerine ödeme yapılamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.01.2011 tarih 2008/357 Esas, 2011/4 Karar sayılı kararı ile özetle; bilirkişi raporu esas alınarak davalı tarafından, temliklerin öğrenildiği ve kaydedildiği tarihten sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı, ödemelerin rüçhanlı alacaklar ile temlik sırasına göre usul ve yasalara uygun yapıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Bozma Kararı
1. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/5470 Esas, 2019/2775 Karar ve 13.06.2019 tarihli kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda temliklerin belediye tarafından öğrenilmesinden sonra hakediş bedelleri ve buna ilişkin ödemeler incelenerek sonuca varılmış ise de, incelenen hakedişlerin kesin hakediş olup olmadığının açıklanmadığı gibi, ayrıca bir kesin hesabın da çıkarılmadığının anlaşıldığı, dava dışı yüklenici ve davalı idarenin birlikte düzenlediği kesin hesabın olup olmadığı araştırılarak, varsa bu hesaba göre sonuca varmak, yoksa dava dışı temlik alanlar ile davalı idare arasında yine temliknamelerden kaynaklanan ve Daire incelemesinden geçen (... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/92 Esas ve 2008/309 Karar sayılı dosya ile yine aynı mahkemenin 2008/467 Esas, 2010/256 Karar sayılı dosyaları) dosyalarda kesin hesap çıkarılmış ise buna göre, çıkarılmamışsa yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile kesin hesabın çıkarılarak belediyenin fesih kesin hesabından dolayı yüklenici şirkete borçlu olup olmadığını belirlemek, temlik tarihinden fesih tarihine kadar her iki etap işten dolayı ne miktar hakediş düzenlendiği, bu hakediş bedellerinin kime ödendiği ile temlik-haciz-sıra cetveline göre davacıya ödenmesi gerekirken başkalarına yapılmış ödeme bulunup bulunmadığını araştırarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
V. İLK DERECE MAHKEMESİNİN İKİNCİ KARARI
... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/344 Esas, 2015/522 Karar ve 17.06.2015 tarihli ikinci kararı ile özetle; dava dışı yüklenicinin hakedişleri için belediye tarafından 29/04/2008 tarihinde fesih kesin hesabının hazırlandığı, belediye fesih kesin hesabının incelenmesi neticesinde; yüklenicinin hakediş alacağının bulunmadığı, belediye tarafından temlik alacaklılarına sıraları ve alacak miktarlarınca ödemelerin gerçekleştirildiği, davacıya isabet eden bir ödemenin olmadığı, davacıya ödenmesi gerekirken başkalarına yapılmış bir ödemeye rastlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Bozma Kararı
1. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2017/434 Esas, 2017/2790 Karar ve 06.07.2017 tarihli kararı ile; bozma ilâmından sonra mahkemece davalı idareden getirilen kesin hakediş tutanaklarında dava dışı yüklenicinin imzasının bulunmadığı, yine bozma ilâmında bahsedilen ... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyalarında da kesin hesabın çıkarılmadığının anlaşıldığı, mahkemece yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan bozma ilâmında belirtilen şekilde kesin hesabın çıkarılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
VII. İLK DERECE MAHKEMESİNİN SON KARARI
... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1476 Esas, 2019/1238 Karar ve 20.11.2019 tarihli kararı ile özetle; davalı ... tarafından düzenlenen fesih kesin hesapları ile bozmadan sonra atanan bilirkişilerce çıkartılan fesih kesin hesaplarının örtüştüğü, ... Belediye Başkanlığı kayıtlarından alınan ödeme belgelerinden, temlik tebliğ tarihinden, fesih tarihine kadar geçen sürede temlik haciz sıra cetveline göre yapılan ödemelerde bir usulsüzlük görülmediği, Belediyece yapılan ödemelerde; davacıya ödenmesi gerekirken, başkalarına yapılmış bir ödemenin de söz konusu olmadığı, tespit edilen ödemelerin temlik sırasına göre usul ve yasalara uygun olarak yapıldığı, davalı ...’nin dava konusu temlik alacağının ödenmemesi konusunda hatası ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VIII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temlik alan vekili temyiz dilekçesinde özetle; ... 1. İdare Mahkemesinin 2008/873E sayılı dosyasının da akibetinin mahkemece araştırılmadığı, kesilen cezai şartların sözleşmeye uygun olup olmadığının incelenmediği, metraj alınan durum tespit raporunda yüklenicinin katılımının olmadığı ve imzasının bulunmadığı, belediye tarafından tek taraflı düzenlenen hesaplara göre düzenlenen raporun kabul edilemeyeceği, diğer alacaklılara yapılmış olan ödemelerin kabul edilemeyeceği belirtilerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temlike dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 inci maddesi, ihale mevzuatı ve 4/2/1959 tarih ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun'un 437 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı tarafından, davalı belediye tarafından kesin hakedişlerde kesilen gecikme cezalarının haksız olduğu gerekçesiyle karar temyiz edilmiş ise de; dava dışı yüklenici ile davalı belediye arasında imzalanan her iki sözleşmede de işin süresinde yerine getirilmemesi halinde sözleşme bedelinin onbinde beşi oranında gecikme cezası kesileceği düzenlenmiş, 1. etap için işin teslim tarihi 18.11.2007 tarihi olup, bu tarihte işin teslim edilmediği, bu işe dair sözleşmenin 29.04.2008 tarihinde feshedildiği, bu iki tarih arası için hesaplanan gecikme cezasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, 2. etap işinin de 24.11.2007 tarihinde tamamlanması gerekirken tamamlanmadığı, bu işin de 29.04.2008 tarihinde feshedildiği, iki tarih arası hesaplanan gecikme cezasında da usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
Davacı vekili, idare mahkemesinde bulunan dosyanın akıbeti araştırılmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiş ise de, söz konusu dosyada dava dışı yüklenici tarafından sözleşmenin feshinin iptali talep edilmiş olup, mahkemece adli yargının görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiğinden somut dosyanın sonucunu etkileyici mahiyette olmadığından davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
Davacı, idare tarafından tek taraflı düzenlenen durum tespit raporu ile fesih hakedişlerine göre olayın değerlendirilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar temyiz edilmiş ise de, davalı belediye tarafından, dava dışı yükleniciye yapılan imalatların durumunun tespiti için tebligat yapıldığı, yüklenicinin tebliğe rağmen tespite katılmadığı anlaşılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere durum tespit raporunun detaylı bir şekilde hazırlandığı, yüklenicinin tespite katılmadığından itiraz hakkı olmadığı, bu tespit sonrasında işlerin yeni yükleniciye ihale edildiği, fesih tarihindeki verilerin an itibariyle ölçülmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafından düzenlenen metrajların yerinde olduğu belirtildiğinden ve raporun denetime açık olduğu anlaşıldığından, davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
Davacı vekili, dava dışı yüklenicinin temlik tarihinden fesih tarihine kadar hakedişlerden alacaklı olduğunun hesaplandığı, ancak bu alacakların haksız olarak üçüncü kişilere ödendiği gerekçesiyle kararı temyiz etmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu ile söz konusu ödemelerin davacıdan önce temlik alan kişilere, rüçhanlı alacaklara, hacizli alacaklara yapıldığı anlaşıldığından, davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
IX. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davacı temlik alanın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.