Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2670 E. 2023/3135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı yükleniciler arasında akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı tarafından temlik alınan hakediş alacağının davalı iş sahibinden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı iş sahibinin, dava konusu temliknamenin akdedilmesine sebep olmadığı ve temlik teyidi yazısında açık bir borç ikrarında bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/436 E., 2022/318 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/61 E., 2019/517 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından dava dışı yükleniciye kullandırılacak kredilere teminat olarak davalı kurumdan olan Diş Hastanesi İnşaatı Yapım İşine ait her türlü alacağının Eskişehir 1. Noterliğinin 01.11.2016 tarih ve 21664 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile temlik alındığını, temliknamenin müvekkilince 02.11.2016 tarihli yazıyla davalıya bildirildiğini, davalının 07.11.2016 tarihli temlik teyidi konulu cevabi yazısı ile temlik eden şirketin temlikname gereği 7.000.000,00 TL'yi müvekkiline ödeyeceğini bildirdiğini ve borcun doğduğunu, ödemenin yapılacağı hususunu açıkça teyit ve garanti ettiğini, müvekkilinin temlik teyit ve garanti yazısına güvenerek kredi kullandırdığını, davalı tarafça işin %66,50 oranında tamamlandığının bildirildiğini, ancak davalının tamamlandığını belirttiği bölüme ilişkin ödemeyi yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'nın davalının temerrüde düştüğü tarih olan müvekkilince gönderilen 10/10/2017 tarihli ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı yüklenici iş ortaklığı arasında Diş Hastanesi İnşaatı yapım işine ilişkin olarak 27.10.2015 tarihli sözleşme akdedildiğini, yükleniciler ile davacı arasında akdedilen Eskişehir 1. Noterliğinin 01.11.2016 tarih ve 21664 yevmiye sayılı temlik sözleşmesinin aslı veya onaylı suretinin bildirilmediğini, sözleşmede temlik yasağı bulunduğunu ve temlikin geçerliliğinin idarenin yazılı iznine bağlandığını, 07.11.2016 tarihli yazının temlik sözleşmesine yazılı izin verildiği anlamına gelmediğini, yazının sözleşmeye konu edimlerin süresi içerisinde ve gereği gibi yerine getirilmesi şartıyla alacak haklarının mevcut olduğunu kabul ve beyan mahiyetinde olduğunu ve söz konusu yazının temlik teyit ve garanti niteliğinin bulunmadığını, davacının 02.11.2016 tarihli yazılarında gerekli olduğu halde bulunmayan hususların 27.09.2017 tarihli yazıyla ikmal edilmeye çalışıldığını, bu yazıya cevaben müvekkilinin 09.10.2017 tarihli yazısı ile inşaatın tamamlama seviyesinin %66,50 olduğu, temlikname aslının idareye ulaştırılması gerektiği, temliknameye teyit/izin verilmediğinin davacıya bildirildiğini, işin tamamlama seviyesine göre hak ediş ödemelerinin zaten aşamalar itibariyle yapıldığını, davacının bahsettiği 2.407.793,92 TL'lık ödemenin dava konusu 01.11.2016 tarihli temlike ilişkin olmadığını, dava konusu temlik sözleşmesi kapsamında müvekkili tarafından davacıya hiçbir ödemenin yapılmadığını, dava konusu temliknamenin işleme konulmadığını, 2.407.793,92 TL'lık ödemenin davacının temlik alan olduğu Eskişehir 1. Noterliğinin 19.01.2017 tarih ve 1285 yevmiye sayılı 3.100.000,00 TL’lık kısmının teyidi yapılan temliknameye ilişkin olduğunu, işin tamamlanmadığını, 17 no.lu hakediş itibariyle imalat bazında nakdi ve fiziki gerçekleşme seviyesinin %66,50 oranında bırakıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşif sonucu inşaat bilirkişi tarafından düzenlenen 31/08/2018 tarihli raporda inşaatın tamamlanma oranının %66,50 olduğunun tespit edildiği, dava dışı iş ortaklığı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 11.5 maddesinde yüklenicinin her türlü hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edilemeyeceği, temliknamelerin noter tarafından düzenlenmesi ve idarece istenilen kayıt ve şartları taşıması gerektiği hükmünü içerdiği, dava dışı iş ortaklığı ile davacı arasında 6 adet temlik sözleşmesinin imzalandığı, ilk dört temlik için davalıdan yazılı izin alındığı, sonraki temlik teyitlerinin ise davacı tarafından yapıldığı ancak temlik izni alınmadığının tespit edildiği, mahkemece hükme esas alınan 30/04/2019 tarihli bilirkişi kurul raporu uyarınca dava dışı iş ortaklığınca yapımı üstlenilen inşaat yapım işi kapsamında, işin tamamlanan %66,50'lik kısmı için 17 adet hakedişin düzenlendiği, bu hakedişler kapsamında ilk üç hakediş tutarı olarak toplam 3.779.137,81TL' nın iş ortaklığına ödendiği, sonraki 14 hak ediş bedelinden 386.200,75 TL'lık tutarın vergi ve SGK borcuna mahsuben kesildiği, kalan 20.807.743,92 TL'nın davacıya verilen temliklere karşılık davacı bankaya ödendiğinin tespit edildiği, iş ortaklığının Ekim 2017 dönemi itibariyle üstlendiği taahhüdünü yerine getirmemesi ve işi yarım bırakması, iş ortaklığının hazırda bekleyen hakedişinin bulunmaması nedeniyle davacı alacağının doğmadığı ve davacının talep edeceği bir alacağın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesi ile davalının 07.11.2016 tarihli temlik teyidi konulu cevabi yazısı ile borcun doğduğunu ve ödeme yapılacağı hususunu açıkça teyit ve garanti ettiğini, müvekkilinin bu yazıya güvenerek dava dışı şirkete kredi kullandırdığını, kararda bu yazıdan bahsedilmediğini ve bu yazı nedeniyle davalı kusurunun tespit edilmediğini, yazının açık bir borç ikrarını içerdiğini ve davalının bu yazıyı vererek özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkili bankaca temlik bedelinin ödenmesi talebini içeren ihtar metninde davalının dava konusu temliknamenin teyidini yapmadıklarını belirtmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuki hiçbir temelinin olmadığını, müvekkili bankanın temliknamenin aslını davalıya tebliğ ettiğini ve ödeneceği yönünde teyidini aldıktan sonra kredi kullandırdığını, bilirkişilerce teyit yazısının hukuki niteliği ve sonuçları üzerinde hiç durulmadığını, davalının müvekkili bankanın güvenden doğan zararını ödemek zorunda olduğunu, 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda açıkça davaya konu temlik sözleşmesi tarihinden sonra 12.751.165,47 TL ödeme yapıldığı ve bu ödemenin temlik alan müvekkili bankaya yapılmadığının açıkça tespit edildiğini, davalının müvekkili bankaya verdiği temlik teyit yazısında net bir şekilde ilk sırada olduklarının belirtilmesine rağmen müvekkili bankaya hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davaya konu 01/11/2016 tarihli temliknamenin davalı tarafa bildirildiği davalının 07.11.2016 tarihli cevabi yazısı ile anlaşılmakta ise de yine taraflar arasında aynı işe ilişkin davacı bankaya yapılan temliklere dayalı olarak 04 Mart 2016 ile 05 Eylül 2017 tarihleri arasında ödemelerin ihtilafsız olarak davalı iş sahibi tarafından davacıya ödendiği, davaya konu temliknamenin ise sözleşme kapsamında dava dışı yüklenicinin hakettiği hakediş bedellerinin ödenmesinden, davalı üniversitenin dava dışı yükleniciye herhangi bir hakediş borcu kalmadığı tarihten sonra davacının 27.09.2017 tarihli yazısı ekinde dava konusu temliknamenin davalıya gönderildiği ve temliknamenin eklenerek gönderildiği yazı tarihi itibariyle davalının dava dışı yüklenicilere herhangi bir borcunun olmadığının anlaşılmasına, bu kapsamda borçlunun temlik edene karşı ileri sürülebileceği def'ileri temlik alana karşı da ileri sürebileceğinin tabii bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesi ile davalının 07.11.2016 tarihli temlik teyidi konulu cevabi yazısı ile ödeme yapılacağı hususunu açıkça teyit ve garanti ettiğini, müvekkilinin bu yazıya güvenerek dava dışı yükleniciye kredi kullandırdığını, bölge adliye mahkemesi karşı oy gerekçesinin isabetli olduğunu, temlik teyit yazısının borç taahhüdü olduğunu, açık bir borç ikrarını içerdiğini ve davalının bu yazıyı vererek özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bilirkişi raporunun varsayımlara dayandığını, hükme esasa alınan bilirkişi raporunun hukuki hiçbir temelinin olmadığını, ticari hayatta temlike dayalı kredi kullanımını engelleyecek bir karar olduğunu, müvekkili bankanın temliknamenin aslını davalıya tebliğ ettiğini ve ödeneceği yönünde teyidini aldıktan sonra kredi kullandırdığını, davalı kurumun müvekkili bankanın güvenden doğan zararını ödemek zorunda olduğunu, temlik teyit yazısına güvendiklerinden şahsi def'ilerin temlik alan bankaya ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı yükleniciler arasında akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı yanca temlik alınan hakediş alacağının davalı iş sahibinden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 183 ve devamı maddeleri ile 470 - 486 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ve özellikle idarenin temlik teyidi konulu 07.11.2016 tarihli yazısının, dava konusu 01.11.2016 tarihli temliknamenin düzenlenme tarihinden sonraki bir tarihe ilişkin olması karşısında; davalı iş sahibinin davacı temlik alanın dava konusu temliknameyi akdetmesine sebep olmadığının ve teyit yazısı içeriğinde açıkça borç ikrarında bulunulmadığının da anlaşılmasına göre davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.