"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/797 E., 2022/392 K.
DAVA TARİHİ : 08.02.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/105 E., 2020/72 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlular hakkında 01/12/2016 tanzim 30/03/2017 vade tarihli kambiyo senedine dayalı olarak Ankara 5. İcra Müdürlüğünde yapılan takibe davalıların itirazı üzerine Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılamada, senette keşide yeri veya borçlu adresinde idari birim adı olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiğini ve kararın istinaf yoluna gidilmeden kesinleştiğini, davaya konu senedin teminat senedi olmadığını, senedin, müvekkili tarafından davalı borçlulara, başka şahısların alacaklarına binaen, haricen ve nakden verilmiş 570.000,00 TL ye karşılık davalılar tarafından müvekkili şirket lehine düzenlenerek verildiğini, senedin sözleşmelerden mücerret nakdi borç ilişkisine dayalı olduğunu, yüklenici sözleşmesinden dolayı müvekkili şirkete verilen bir ödeme aracı olmadığını ileri sürerek, 570.000,00 TL nin takip tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tanzim yerini içermeyen bononun bono hükmünde olamayacağını, bono vasfını taşımayan belgeye dayalı olarak alacak iddiasının dinlenemeyeceğini, alacağın dayanağı olarak gösterilen bononun tanzim tarihinin 01.12.2016 olduğunu ve bu tarihten sonra Ankara 49. Noterliğinin 16.12.2016 tarihli ve 13753 sayılı ibranamesi ile davacının müvekkilerini ibra ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı şirketin davalıya ait süt işletme projesi kapsamında hibe yatırımından faydalanılacak şekilde davalı ...'ya ahır ve müştemilatının yapım işini üstlendiği, davacının sözleşme kapsamında üstlendiği işi yaparak teslim ettiği, sözleşme kapsamında dava konusu senedin tanzim edilerek davacıya verildiği, gerek, davalı tarafından sunulan senet fotokopisi üzerinde ıslak yazı ve imzayla yazılan sözleşmenin teminatı olduğu ve ödemeler yapıldığı takdirde senetten düşüleceğinin belirtilmesi ve gerekse de 16.12.2016 tarihli ibraname başlıklı belge ile davacı vekilinin 11.12.2019 tarihli duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde senedin sözleşme kapsamında davalılar tarafından davacı şirkete verildiği, bilahare ödenerek ibraname tanzim edildiği, davacı defter kayıtlarına göre de davalılardan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı yüklenici vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;takibe konu senedin kambiyo senedi niteliği taşıdığını, altındaki imzaların davalılara ait olduğunu, senedin teminat senedi olmadığını, mücerret borç ilişkisine dayalı olduğunu, senedin aslı üzerinde herhangi bir teminat veya başka bir takyidi şerh bulunmadığını, senet suretinin de dosyaya sunulduğunu, kaldı ki senet fotokopisi üzerindeki şerhi koyanın ... olduğunu, müvekkilinin ise Fumay İnş. Danışmanlık Eğitim. Hiz. Trz. Mak. Tah. San. Tic. Ltd. şirketi olduğunu ve ...'tan ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğunu, bononun 01.12.2016 tarihli olup, 16.12.2016 tarihli ibranamenin ise senedin tanzim tarihinden sonra düzenlenmesi nedeniyle davanın esası ile ilgili hukuki ve fiili hiçbir irtibatının bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı yüklenici vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kapsamında davacıya verilen kıymetli evraktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava, davalı ...'nın keşideci davalı ...'nın kefil olarak imzaladığı ancak keşide yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfı bulunmayan senetten dolayı senette belirtilen meblağın tahsili istemine ilişkin olup; davalılar vekili tarafından sunulan senet fotokopisinin üzerinde ıslak yazı ve imza ile "işbu senet ...'ya IPARD' dan gelecek olan 2.OTP'nın hibesi için güvence senedi olarak verilmiştir. Yapılacak olan kesintiler bu meblağdan düşülecek ve ... sorumluluğundadır. 01.12.2016 (makine kesintisi hariç)" şeklinde yazıldığı ..., ... ve ... isimleri yazılarak ıslak imzanın atıldığı anlaşılmıştır.
3.Dosyaya sunulan Ankara 4. Noterliğinin 16.12.2016 tarih 13755 yevmiye nolu ibraname başlıklı belgede; tedarikçinin Fumay İnş.Dan.Eğt.His.Tur.Mak.Taah.San.Tic.Ltd.Şti. faydalanıcının ..., proje ID 06-101-1-0-00026-06-15 sözleşme ref.no 14106018 taksit no 2 il koordinatörlüğü Ankara şeklinde bilgilerin bulunduğu, ... kısmında; "yukarıda bilgileri bulunan projeye ait 20.09.2016 tarihinde, yine yukarıda bilgileri bulunan faydalanıcı ile aramızda imzalanmış bulunan tedarik sözleşmesinden doğan alacaklarımı tam olarak aldığımı ve herhangi bir alacağımın kalmadığını maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağımı beyanla faydalanıcıyı umumi ibra ederim." şeklinde belirtildiği, ... tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
4.Davacı şirket vekili 11.12.2019 tarihli duruşmadaki beyanında sözleşme, ibraname ve senet üzerindeki beyan altında imzası bulunan ...'ın müvekkili şirketin 2016 yılında yetkilisi olduğunu, dava konusu senedin sözleşme ile bağlantılı olmadığını, davalı tarafın sunduğu fotokopideki ıslak yazı ve imza ile yapılan yazılar ve bunu imzalayan ...'ın şirket adına değil kendi adına beyanda bulunup imzaladığını beyan etmiştir.
5.Davalı tarafından sunulan senet fotokopisi üzerinde ıslak yazı ve imzayla yazılan sözleşmenin teminatı olduğu, 16.12.2016 tarihli ibraname başlıklı belge ile davacı vekilinin 11.12.2019 tarihli duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde senedin sözleşme kapsamında davalılar tarafından davacı şirkete verildiği, bilahare ödenerek ibraname tanzim edildiği, ayrıca mali müşavir bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı şirket defter ve kayıtlarına göre dava konusu sözleşme kapsamında davacı şirketin yaptığı işe karşılık tanzim ettiği faturalara istinaden davalı ...'dan 2.053.503,00 TL alacaklı olup davalı ... tarafından davacı şirketin banka hesabına bu meblağın tamamının ödendiği ve davacı defter kayıtlarına göre de davalılardan herhangi bir alacağının bulunmadığının anlaşılmasına göre, mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
6.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.