"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/255 E., 2022/390 K.
DAVA TARİHİ : 17.10.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/154 E., 2021/739 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı iş ortaklığı ile davalı idare arasında iki farklı elektrik iletim hattı döşenmesine ilişkin sözleşmeler imzalandığını, müvekkilinin de dava dışı iş ortaklığı ile yapılacak işteki direklerle ilgili olarak taşeron sözleşmeleri imzaladığını, dava dışı yüklenicinin bir süre sonra imalatı yapılan direk bedellerini ödemediğini, müvekkilinin birçok kez davalı idareye başvuru yaparak yüklenici alacağına karşılık iş bedellerinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava dışı yüklenici tarafından alacaklarının ödenmediğini ve bunun üzerine Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/161 Esas sayılı davası ile yükleniciye karşı açtıkları davada 540.000,00 TL alacağa hükmedildiğini, davalı idare ile dava dışı yüklenici arasındaki sözleşmelerde alt yüklenicilerin alacaklarının tamamen ödenmiş ve başkaca bir borcu bulunmaması halinde nakit blokesinin ve teminat mektuplarının iadesinin söz konusu olacağını, ancak davalı idarenin müvekkilinin alacağı olmasına karşın nakit teminat kesintilerini ve teminat mektuplarını dava dışı yükleniciye iade ederek müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, 540.000,00 TL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı ile bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını ve müvekkiline husumet düşmediğini, Babaeski-Yunanistan hattı için nakit teminatların ve teminat mektuplarının müvekkiline yansıyan bir uyuşmazlık olmadığından ve imalatın tamamlandığından iade edildiğini, Horasan-Ağrı hattı için ise davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki uyuşmazlıkların öğrenilmesi ile nakit kesintiler ve kesin teminat mektubunun iade edilmediğini, dava dışı yüklenicinin Ankara 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/148 Esas sayılı dosyasında açtığı davanın Yargıtay 15. Hukuk Dairesince onanması ile teminatların iade edildiğini, davacının alacağını yüklenicinin hakedişleri üzerine haciz koyarak tahsil etme imkanı varken eldeki davada taraf sıfatı bulunmayan müvekkiline karşı dava açtığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı yanın talebine dayanak yapılan davalı TEİAŞ ile dava dışı Trakya Ortak Girişimi ve Horasan Ortak Girişimi arasında imzalanan sözleşmenin ekleri arasında Ek 1 olarak belirtilen Ek 1 Ödeme Şartları ve Prosedürleri başlıklı sözleşmenin 2.4.3 maddesi ile özel sözleşme koşulları başlıklı sözleşmenin 16. maddesinin tetkikinde dava dışı ortak girişimlere karşı davacı alt yükleniciyi değil, davalı iş vereni koruyan, sözleşme konusu iş ile ilgili davalı TEİAŞ'a karşı ileri sürülebilecek iddia ve taleplere ilişkin TEİAŞ'ın zarar görmesini önlemeye matuf bir düzenleme olduğu, davacı alt yüklenicinin TEİAŞ ile dava dışı yüklenici arasında imzalanan sözleşmelerin tarafı olmadığı gibi bu sözleşmelerin içeriğinde dava dışı yüklenici ortak girişimlerin davacı alt yükleniciye olan borçlarından iş veren davalı TEİAŞ'ın sorumlu olacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu kapsamında davacının 23.02.2005 tarihli sözleşmelere dayalı olarak dava dışı ortak girişimler nezdinde gerçekleşen alacağından davalının sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinin ekinde yer alan bazı yabancı dildeki belgelerin tercümelerinin dosyaya kazandırılmadan ve tercümesi sunulan sözleşme hükümlerinin bilirkişi tarafından değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının ihale kapsamında elektrik direklerini imal ettiğini ve davalının buna onay verdiğini, davacının onaylı taşeronlar listesinde yer aldığını, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/161 Esas sayılı dosyasında davacının ortak girişimlerden 540.000,00 TL alacağının tespit edildiğini, sözleşmenin 2.4.3 ve 16. Maddesine göre davalının bu bedeli ödemesi gerektiğini, davalının nakit teminat kesintilerini usule aykırı olarak dava dışı yükleniciye iade ettiğini, bilirkişi raporundaki tespitlerin hatalı olduğunu, sözleşmenin 2.4.3 maddesinin bütün halinde değerlendirildiğinde taleplerinin haklı olduğunu anlaşılacağını, davalının sözleşmeye aykırı, kusurlu ve basiretsiz davrandığını, davalının haklı itirazlarına rağmen ödeme yapmadığını, Yargıtay kararında da belirtildiği üzere sözleşmenin taraflarının taraf olmayanlar lehine şart koyabileceğini, bilirkişi heyetinde Sayıştay Denetçisinin de bulunması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan taşeron alacağının, iş sahibinden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371 . maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı idare ile dava dışı iş ortaklığı arasında Dünya Bankası aracılığı ile finanse edilecek H-192 sözleşme numarası ile tanımlanan Horasan- Ağrı, H-186 sözleşme numarası ile tanımlanan Babaeski-Yunanistan enerji iletim hatlarının etüd, kule ve bazı hat malzemelerinin temini, kule imalatı, kule montajı ve tel çekimine ilişkin sözleşme imzalanmıştır.
- Davalı idare vekilinin, 16.12.2021 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ilgili sözleşmelerin usulüne uygun Türkçe çevirilerinin incelenmesinde;
EK 1 Ödeme Şartları ve Prosedürleri başlıklı sözleşme ekinin 2.4.3. maddesinde;
‘‘ Yüklenici, İşletme Kabul Belgesinin (sözleşme tutarının ikinci ve son yüzde beşi) düzenlemesini müteakip yapılacak ödemeye hak kazanmadan önce, işvereni tüm işçilik faturaları, sosyal ücretler, işverenin dava açabileceği veya haciz konulabileceği mallar, araziler, lisanslar ve diğer masrafların tamamen karşılandığı, konusunda tatmin edecektir. Yüklenici, bu sözleşme nedeniyle işverene karşı olan tüm taleplerin uygun biçimde ibra edilmesini gerçekleştirecek ve işverene sunacaktır ve yüklenici, işvereni gelecekteki taleplerden, davalardan ve tazminatlardan masun tutacaktır.’’ düzenlemesinin mevcut olduğu,
Özel Sözleşme Koşulları başlıklı bölümün Borçluluk ve Rehinler başlıklı 16. maddesinde;
‘‘ TEİAŞ, tamamlanan iş için son ödemeyi yapmadan önce , yükleniciden tamamı ödenmiş olan veya ödenmesi için TEİAŞ’ı tatmin edecek düzenlemelerin yapılmış olduğu sözleşme veya herhangi bir alt sözleşme uyarınca yapılan iş veya hizmetler ve verilen veya sunulan mallar ile ilgili olarak, ödenmemiş borç veya rehin bulunmadığına ilişkin tatmin edici kanıtları TEİAŞ’a sunmasını isteyebilir’’ düzenlemesinin mevcut olduğu görülmüştür.
Özel Sözleşme Koşulları başlıklı bölümün Kesin İşletme Kabulü ve Kusur Sorumluluğu Süresi başlıklı 10.2.4. maddesinde;
‘‘ Kesin teminat, yüklenicinin mahalli personelinin ve işçilerinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi için mahalli Sosyal Güvenlik Makamları tarafından verilen bir Gümrük Geçiş Belgesi karşılığında serbest bırakılacaktır.’’ düzenlemesinin mevcut olduğu görülmüştür.
- Babaeski-Yunanistan hattına ilişkin kesin kabulün 24.01.2008’de yapıldığı ve 11.02.2008’de makam onayı verildiği, Horasan-Ağrı hattına ilişkin kesin kabulün 18.02.2010’da yapıldığı ve 22.04.2011’de makam onayı verildiği görülmüştür.
2.1. Davacı taşeron ile dava dışı iş ortaklığı arasında 23.02.2005 tarihli sözleşmeler imzalanmış, sözleşmelerden biri H-192 sözleşme numarası ile tanımlanan Horasan- Ağrı, bir diğer sözleşme ise H-186 sözleşme numarası ile tanımlanan Babaeski-Yunanistan enerji iletim hatları güzergahına ait olan direklerin imal edilmesi, galvanizlenmesi, TEİAŞ test ve kontrollerinin yapılarak ve direk bazında paketlenerek tedarikçi sevk sahasında sevke hazır hale getirilmesi işine ait olduğu görülmüştür.
2.2. Davacı taşeron, dava dışı iş ortaklığı ve diğer davalılara karşı 29.03.2006 tarihinde Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/161 esas sayılı davası ile 23.02.2005 tarihli sözleşmelerden kaynaklanan alacak davası açmış, yerel mahkemenin 2015/845 Karar sayılı ve 23.12.2015 tarihli kararı ile davanın, 540.000,00 TL üzerinden kabulü ile alacağın iş ortaklığından tahsiline, tahsilde tekerrür olmamak üzere 534.600,00 TL’sinin davalı iş ortaklığı ortaklarından Galdesan Galvaniz Demir Döküm Ticaret A.Ş.'den tahsiline karar verilmiş, taraflarca mahkeme kararının temyiz edilmediği anlaşılmakla, kararın 16.03.2016 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
2.3. Dava dışı yüklenici, davalı idareye karşı Ankara 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2011 tarihli 2011/148 Esas sayılı dava dosyasında, Horasan-Ağrı hattına ilişkin sözleşmede SGK prim borcu kesintisi dışında kalan teminat mektupları bedellerinin 680.610,17 USD olduğunu belirterek teminat mektuplarının iptaline, muhatap bankaya iadesine karar verilmesini talep etmiş, yerel mahkemece 07.02.2013 tarihli ve 2013/26 Karar sayılı karar ile TEB Ankara Şubesinden verilen 01.10.2007 tarihli 262.7910.6 no.lu 84.593,35 USD bedelli ve Kuveyt Türk Katılım Bankası Ankara Şubesinden verilen 30.05.2008 tarih 1018245 sayılı 716.306 USD bedelli olup 680.610,17 TL bedele düşen teminat mektuplarının hükümsüzlüğüne, bankaya iadelerine karar vermiş, hüküm Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 10.07.2014 tarih ve 2013/3532 esas, 2014/4859 karar sayılı ilamı ile Onanmış, davacı vekili 04.09.2014 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme talebinde bulunmuş, karar Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 23.03.2015 tarih ve 2014/6681 esas, 2015/1442 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi ile kesinleşmiştir.
2.4. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.
2.5. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır.
2.6. Somut olayda; davacı taşeron ile davalı idare arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi yüklenici ile idare arasında temyiz dilekçesinde ileri sürülen EK 1 Ödeme Şartları ve Prosedürleri başlıklı sözleşme ekinin 2.4.3. maddesi ve Özel Sözleşme Koşulları başlıklı bölümün Kesin İşletme Kabulü ve Kusur Sorumluluğu Süresi başlıklı 10.2.4. maddesinin davalı idarenin, davacı idareye karşı sorumluluğunu doğurur nitelikte olmadığı, kaldı ki Horasan-Ağrı hattına ilişkin sözleşmede SGK prim borcu kesintisi dışında kalan teminat mektupları bedellerinin mahkeme kararı ile iadesine karar verilmiş olması karşısında, davacı taşeronun davalı iş sahibinden alacak talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yan bulunmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04/12/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.