"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/420 E., 2022/132 K.
DAVA TARİHİ : 06.08.2015
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekilleri Avukat Berkay Gündüz, Avukat Bahadır Alperen ile davacı vekili Avukat Gizem Yaşar'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı taşeron vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile imzaladığı 18.12.2014 tarihli sözleşme ile Kotanlı 2 HES Elektromekanik Teçhizat ve Yardımcı Mekanik Sistemleri Montaj işini KDV hariç 310.000,00 Euro götürü bedelle yapmayı üstlendiğini, davalının işyerine girilmesine izin vermemesi nedeniyle işleri tamamlayamadığını, gerek taraflarınca gerekse davalının yaptırmış olduğu delil tespiti sonucunda işin %65’in tamamladığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, fatura düzenleyerek davalıya gönderildiğini, faturanın iade edilerek ödemenin yapılmayacağının bildirildiğini, alacağın ödenmemesi nedeniyle icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın icra takibine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi kusuru ile işleri tamamlayamadığını, tespit raporlarını kabul etmediklerini, belirtilen oranda iş yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİNİN İLK KARARI
İlk Derece Mahkemesi 2015/490 Esas, 2017/509 Karar ve 31.05.2017 tarihli kararıyla özetle; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda %36,12 oranında iş yapıldığı kabul edilerek götürü bedele oranlandığında 111.972,00 Euro bedelli iş yapıldığı, bundan 1 no.lu hakediş ödemesi 44.640,00 Euro düşüldüğünde bakiye 67.332,00 Euro kaldığı, KDV eklendiğinde alacağın 79.451,76 Euro olduğu, bundan davalının davacı adına yaptığı 20.072,99 TL yemek bedeli ve 12.075,15 TL SGK ödemesi mahsup edildiğinde davacının bakiye alacağının 205.412,62 TL bulunduğu, bu miktarın takip tarihi itibariyle Euro karşılığının 68.699,87 Euro olduğu belirtilerek itirazın kısmen iptali ile takibin takip tarihi itibariyle 68.699,87 Euro (karşılığı: 205.412,62 TL) asıl alacak, 118,58 Euro (karşılığı: 354,55 TL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.818,45 Euro (karşılığı: 205,767,17 TL) toplam alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
IV. BİRİNCİ BOZMA KARARI
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2019/3805 Esas, 2020/2120 Karar ve 07.07.2020 tarihli kararı ile özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davalı yüklenici tarafından dosyaya sunulan 12.06.2015 tarihli bağımsız denetim kurumu TUV Avusturya Türk Ltd. Şti. tarafından hazırlanan raporun dayanak alındığı, gerek söz konusu özel rapor gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı taşeronun yaptığı iş yüzdesinin taraflarca imzalanan 1 no.lu hakediş eki olan pursantaj oranlarına göre yapıldığı anlaşılmış ise de; söz konusu pursantaj oranlarına sözleşme eki olarak yer verilmediği gibi davalı şirket yetkilisi ... Yetiş’in davacıya gönderdiği 31.03.2015 tarihli mailden de bu pursantaj oranlarının tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, dava dışı iş sahibinin talebi nedeniyle bu şekilde düzenlendiği anlaşıldığından söz konusu pursantaj oranlarına göre iş oranının tespitinin doğru olmadığı gibi davadan önce taraflarca yaptırılan delil tespitleri sonucu alınan bilirkişi raporları ile çelişki giderilmeden sonuca gidilmesinin de doğru olmadığı, bu nedenle mahkemece, taraflarca imzalanan 1 nolu hakediş eki pursantaj belgesi dikkate alınmaksızın dava açılmadan önce alınan tespit raporları da değerlendirilmek suretiyle davacı alacağını tespit etmek için 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesine göre seçilecek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
V. İLK DERECE MAHKEMESİNİN SON KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 2020/420 Esas, 2022/132 Karar ve 02.03.2022 tarihli kararı ile özetle; bilirkişi kurulu raporunda, iş bitirme oranı %64,39 olarak kabul edilmiş, sözleşme bedeline oranlandığında davacı alacağının 199.609,00 Euro olduğu, bu miktardan 1 no.lu hak ediş bedeli düşüldüğünde 154.969,00 Euro alacak kaldığı, %18 KDV ilave edildiğinde 182.863,42 Euro alacak bulunduğu, takip tarihindeki 1 Euro 2,99 TL olduğundan bu kur üzerinden TL’ye çevrildiğinde 546.761,63 TL davacı taşeron alacağı bulunmuş, bundan davalı tarafça ödenen SGK ve yemek bedeli düşüldüğünde davacının takip tarihi itibariyle alacağının 514.613,49 TL olduğu kabul edilmiş ise de, takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faizin Euro olarak gösterilmiş olması, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasının talep edilmesi ve mahkemenin 31/05/2017 tarihli önceki kararında hükmedilen Euro alacağa ilişkin olarak Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verilmemiş olması nedeniyle davacı lehine kazanılmış hak oluştuğundan davacının alacağını Euro üzerinden isteyebileceği, bu nedenle bilirkişi tarafından bulunan 514.613,49 TL’lik alacağın 2,99 TL kur üzerinden Euro’ya çevrilmesi sonucu 172.111,53 Euro davacı alacağı bulunduğu belirtilerek, davacının davasının kısmen kabulü ile, Ankara 30. İcra müdürlüğünün 2015/16113 esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın 172.111,53 Euro miktarı üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin ve icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının alacağını takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevirerek talepte bulunduğunu, TL üzerinden hüküm kurulması gerektiğini, ilk kararda Euro olarak hükmedilen alacağın TL karşılığı belirtilerek kararın tesis edildiğini, Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/3 Değ. İş sayılı tespit dosyasının dayanak alınmasının hatalı olduğunu, hesaplama metodunun kabul edilemeyeceğini, pursantaj oranlarının dikkate alınması gerektiği belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK'nın 480/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3.İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Davacı takip talebinde, 185.094,80 Euro asıl alacak ve 349,91 Euro işlemiş faiz, toplam 553.904,79 TL üzerinden takip başlatmış, takip tarihi itibariyle 1 Euro alış = 2.99 TL göstermiştir. Görüldüğü üzere davacı takip talebinde TL üzerinden alacağının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece verilen “...kısmen İPTALİ ile takibin takip tarihi itibariyle 68.699,87 Euro (karşılığı: 205.412,62 TL) asıl alacak, 118,58 Euro (karşılığı: 354,55 TL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.818,45 Euro (karşılığı: 205,767,17 TL) toplam alacak üzerinden devamına” ilk kararda da takip tarihindeki kur üzerinden davacı alacağı TL’ye çevrilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece, bozmadan önce hükmedilen Euro alacağa ilişkin olarak bozma kararı verilmemiş olması nedeniyle davacı yararına kazanılmış hak oluştuğu kabul edilmiş ise de, az önce belirtildiği üzere verilen ilk karar yabancı para üzerinden değil TL üzerinden kurulduğu için davacı yararına kazanılmış hak durumu oluşmadığından mahkemece yabancı para birimi üzerinden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 18.12.2014 tarihli sözleşme uyarınca davacı taşeron KDV hariç 310.000 Euro bedelle Kotanlı 2 HES Elektromekanik Teçhizat ve Yardımcı Mekanik Sistemleri Montaj işini yapmayı üstlenmiştir. Bu haliyle sözleşme 6098 sayılı TBK'nın 480/1. maddesi hükmünce götürü bedelli eser sözleşmesidir. Kural olarak yüklenici, götürü bedelle işi tamamlayıp teslim etmekle yükümlüdür. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline oranlanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek yüklenici alacağının bulunması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, bozmadan sonra alınan bilirkişi kurulu raporunda, yapılması gereken 38 kalem iş olduğu belirtilerek bu iş kalemleri ayrı ayrı 100 birim kabul edilerek 100 birimlik her işte kaç birim iş yapıldığı belirtilmiş, toplam 2447 birimlik iş yapıldığı kabul edilerek bu miktar toplam iş sayısı 38’e bölünerek yapılan iş oranı %64,39 bulunmuş, bu oran götürü bedele oranlanarak sonuca gidilmiş ise de, bu hesap tarzı az yukarıda belirtilen götürü bedelli işlerde yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin hesaplanması tarzına uygun olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesine göre seçilecek yeni bir bilirkişi kurulundan, dava açılmadan önce alınan tespit raporları da değerlendirilmek suretiyle götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurları da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması, yapılan ödemelerin düşülmesi ve ayrıca davacı takip talebinde yabancı para alacağını takip tarihi itibariyle TL üzerinden tahsilini talep ettiğinden TL üzerinden hesaplama yapılması için Yargıtay denetimine elverişli, önceki raporları da değerlendirecek ve çelişki olduğu takdirde giderecek şekilde rapor alınması, taraf itirazları olduğu takdirde bu itirazlarının yerinde görülmesi halinde karşılanması için ek rapor alınması ve sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda “Değerlendirme” bölümünün “2.” bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, “3” bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,
2.17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.