"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl dava itirazın iptali, birleşen davalarda tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalı - birleşen davalarda davacı ... Taşımacılık Ve Lojistik Tic. A.Ş. Ve davacı birleşen davalarda davalı ...vekillerince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 29..11.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı- birleşen davalarda davalı vekili Avukat ... ile yine duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı - birleşen davalarda davacı ... Taşımacılık Ve Lojistik Tic. A.Ş. Yetkilisi ... ve Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkilinin üstlendiği imalat ve montaj işlerini sözleşmeye uygun olarak eksiksiz tamamlayarak teslim ettiğini, ancak cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline ve davalının icra inkâr tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, işin kesin kabulü yapılmadığı gibi, taraflar arasında hesap mutabakatı da bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/392 Esas sayılı dosyasında, davalı tarafça yapımı üstlenilen işin süresinde tamamlanıp ayıpsız şekilde teslim edilmediğini ileri sürerek, 10.000 TL gecikme tazminatı ve 5.000 TL gelir (kira) kaybının, birleşen 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/46 Esas sayılı dosyasında 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın, birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1148 Esas sayılı dosyasında 1.500.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/02/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 2010/46 Esas sayılı dosyada maddi tazminat talebini 2.460.000,00 TL’ye, 2009/392 Esas sayılı dosyada gecikme tazminatı ve gelir kaybı alacaklarına ilişkin 15.000,00 TL'lik taleplerini de 65.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen dosyalarda davalı vekili cevap dilekçesinde, sözleşme konusu işin süresinde ve eksiksiz teslim edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu işin teknik şartnameye uygun olarak yapıldığı, uyuşmazlık konusu depodaki panellerin yerinden çıkmasının asıl sebebinin teknik şartnamede belirtilen 8 m'lik yükleme yüksekliği üzerinde fazla fındık yüklenmesi nedeniyle kolon sehiminin en fazla olduğu bölgede bulunan üstteki panellerin yerinden çıkmasından kaynaklandığı, bundan dolayı davacıya herhangi bir kusur atfedilemeyeceği, 8 m üzerinde fındık yüklemesi yapılmadıkça panellerin yerinden çıkmasının söz konusu olmayacağı, herhangi bir ek tedbir ve güçlendirmeye gerek kalmayacağı, işin eksik ve geç teslim edildiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, davalı borçlunun 782.774,70 TL asıl alacak ve 2.717,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.492,67 TL'ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktarlar yönünden talepnamedeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, 314.197,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararı davalı-birleşen dosyalarda davacı vekili istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nce, asıl dava bakımından davacı yüklenicinin bakiye iş bedeline hak kazandığı, ancak asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerekirken mahkemece talepnamedeki koşullarla takibin devamına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu, birleşen davalar bakımından ise; deponun yıkılması ve depolarda güçlendirme yapılmasında tarafların ortak kusurlu olduğu, taleplerin zamanaşımına uğramadığı, işin ihtirazi kayıt koyulmadan teslim tutanağı ile teslim alındığı, bu nedenle cezai şart talep edilmeyeceği, iş sahibinin gelir kaybına uğradığını ispat edemediği, yüklenicinin 546.487,50 TL güçlendirme bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalı- birleşen dosyalarda davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, davalının 782.774,70 TL asıl alacak ve 2.717,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.492,67 TL'ye yönelik itirazının iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, 314.197,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/46 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, 546.487,50 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine, diğer birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK’nun 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı-birleşen dosyalarda davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Taraflar arasında 08.10.2007 tarihinde Ordu Ünye'de 25.000 tonluk, Ordu ...'de 15.000 tonluk, Samsun Çarşamba'da 15.000 tonluk ve Samsun Terme'de 10.000 tonluk olmak üzere toplam 65.000 tonluk 13 adet prefabrik fındık deposunun prefabrik elemanlarının imâli, iş yerine nakli ve montajının yapılması konulu eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı-birleşen dosyalarda davalı yüklenici, davalı-birleşen dosyalarda davacı ise iş sahibidir.
Yargılama sonucunda dava dilekçesinin talep kısmına göre hüküm kurmak gerekmektedir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nın 179/5. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılırken dava dilekçesinin diğer unsurları yanında açık bir şekilde talep sonucunu da içermesi gerektiği belirtilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 119/ğ. maddesinde de aynı hüküm korunmuştur. Bu nedenlerle dava dilekçesinin en önemli unsuru olan talep sonucu açık olmalı, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde davacının mahkemeden hangi konuda ne miktarda talepte bulunduğu açıkça belirtmelidir. Talep sonucunun açık olmaması durumunda mahkeme, talep sonucunu 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında açıklattırmalıdır. Hakimin davayı aydınlatma ödevi, hakim açısından bir yetki olduğu kadar zorunlu olarak yapılması gereken bir görev olarak yorumlanmalıdır.
Somut olaya gelince, birleşen dava dosyalarında davacı iş sahibi vekili dava dilekçelerinde gecikme tazminatı, gelir kaybı, kira kaybı, taşıma ücreti, onarım bedeli, manevi tazminat talep etmiş, taleplerini ıslah etmiş, ancak hangi kalem iş için ne miktarda talepte bulunulduğunu açıklamamıştır.
Öte yandan dosya kapsamından 22/03/2008 tarihinde iş bitirme tutanağı düzenlendiği, Ordu-Ünye'deki 25.000 tonluk 5 ünite fındık depolarının 26/12/2007 tarihinde, Ordu-...'deki 15.000 tonluk 3 ünite fındık depolaranın 31/12/2007 tarihinde, Samsun-Çarşamba'daki 15.000 tonluk 3 ünite fındık depolarının 23/01/2008 tarihinde, Samsun-Terme'deki 10.000 tonluk 2 ünite fındık depolarının 01/02/2008 tarihinde teslim edildiği, Ordu-...'deki 63 nolu deponun ise 15.07.2009 tarihinde yıkıldığı, depo içinde bulunan ürünün başka yere taşındığı anlaşılmıştır. İstinaf mahkemesince yıkıldığı sabit olan 63 no.lu depo bakımından taşıma ücreti ve kira kaybı taleplerinin değerlendirilmesi ve sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, birleşen dosyalarda davacı iş sahibinin gelir kaybına uğradığını ispat edemediği gerekçesi ile ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
3- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3. maddesinde “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez” ve 13/4. maddesinde “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre reddedilen maddi tazminat talepleri bakımından birleşen 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/46 Esas sayılı dosyasında davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin aşılarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1148 Esas sayılı dosyasında nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
4-Davacı- birleşen dosyalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;
Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/46 Esas sayılı dosyasında davacı vekili 22.01.2010 tarihli dava dilekçesinde, 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 01.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 2.460.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece birleşen davanın kısmen kabulüne, 546.487,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak dava dilekçesinde faiz talebi olmadığından ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; öncelikle hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında birleşen dosyalarda davacının dava dilekçelerinde tahsili talep edilen kalemlerin her biri ile ilgili ne miktarda talepte bulunduğunu, ıslah dilekçesinde hangi alacak kalemini ne miktarda arttırdığını açıklattırmak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan yıkıldığı sabit olan ve Ordu-Merkezde bulunan 63 nolu depo bakımından davacı iş sahibinin talep edebileceği taşıma ücreti ve kira kaybı konularında dosyada bulunan tüm bilirkişi raporları da değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, değerlendirilmek, birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/46 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde faiz talebi olmadığından ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmetmek ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3-4. maddesi gözetilerek birleşen davalarda hüküm kurmaktan ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dosyalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, 4. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosyalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2022 tarih, 2022/243 Esas ve 2022/622 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflar yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınarak vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.