"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/153 E., 2021/49 K.
DAVA TARİHİ : 25.06.2008
HÜKÜM/KARAR : Asıl Davanın Reddine, Karşı Davanın Kısmen Kabulüne
Taraflar arasındaki alacak-menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı karşı davalı ... vekili Avukat İsmail Yıldırım geldi. Tebligata rağmen gelen yok. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 25.04.2007 ve 27.08.2007 tarihli yol yapımı vs. işlerin yapılması konusunda götürü bedelli sözleşmeler imzalandığını, her iki sözleşme kapsamında davalının fiilen imalâtta kullandığı malzemenin teknik şartnameye uygun bulunmadığı halde sözleşme bedeli üzerinden davalıya fazla iş bedeli ödendiğini, fazladan ödenen 764.175,59 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme konusu işlerin geçici kabullerinin yapıldığını, daha sonra kesin kabul aşamasında müvekkiline fazla ödeme yapıldığı iddiasında bulunulduğunu, müvekkili tarafından fazla ödeme yapıldı ise bedelin iade edileceği ya da bedel karşılığında davacıya iş yapılabileceğinin belirtildiğini, ancak davacı idarenin varsa fazla ödeme, eksik ya da kusurların giderilmesi için süre tanımadan dava yoluna gittiğini, farklı malzeme kullanma talebinin davacı idare temsilcilerince yapıldığını, yapı denetim görevlisinin onay vermediği malzemenin de kullanılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
KARŞI DAVA
I.DAVA
Karşı davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile yüklenici arasında imzalanan 25.04.2007 ve 27.08.2007 tarihli yol yapımı vs. işlerin yapılması konusunda götürü bedelli sözleşmeler kapsamında yapılan işlerin geçici kabullerinin yapıldığını, ancak davalı uhdesinde ödemesi yapılmayan 96.638,05TL, 26.000,00 TL nakdi teminat ve 126.000,00 TL kesin banka teminat mektubundan kaynaklanan alacakları olmak üzere toplamda 248.638,05 TL alacakları bulunduğunu beyan etmiş, dava dilekçesinde ve 04/01/2018 tarihli talep açıklama dilekçesinde sözleşme dışında fazladan yapıldığı iddia edilen işler için de alacağı bulunduğunu beyan etmiş ise de bu kalem bakımından belirli bir miktar alacağın tahsilinin talep edilmediği görülmüş, 248.638,05 TL alacağın karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II CEVAP
Karşı davada davalı vekili cevap dilekçesinde; teminat mektuplarının kesin kabul halinde iade edilebileceğini, karşı davacının müvekkilinden bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06/11/2014 tarihli ve 2008/34 Esas, 2014/165 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın 508.919,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 09.05.2016 tarihli, 2015/1927 Esas, 2016/2637 Karar sayılı kararı ile asıl davada istemin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan BK'nın 360/II. maddesi uyarınca işin kıymeti noksanında sözleşme fiyatının indirilmesi niteliğinde olduğunu, anılan Yasa'nın 365. maddesi uyarınca sözleşmeler götürü bedelli düzenlendiğinden fazla ödemenin istirdadı için dava konusu imalâta sözleşme bedelinden isabet eden miktarın tüm işe göre fiziki oranı bulunarak sözleşme bedeline bu oranın uygulanması sureti ile saptanmalı, bundan kabul edilen imalâta isabet eden tutar düşülerek varsa fazla ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporunda bu yönteme ilişkin inceleme yapılmadan Karayolları Birim Fiyatlarına göre hesaplama yapıldığından incelemenin yeterli olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davalı ve karşı davacı tarafından açılan davada, asıl davanın konusu yönünden borçlu olmadığının tespiti de istenmişse de bu miktar için karşı davada harç ödemesi yapılmadığından ve mahkemece de bunun için harç tamamlatılmadığından usulüne uygun bir menfi tespit davasının varlığından söz edilemeyeceği, ancak karşı davada iş bedeli alacağı ile teminatlara ilişkin istemde bulunulduğundan mahkemece, alacakla ilgili kısım konusunda davacıya açıklattırma yapılarak sözleşme içi ya da dışı işlerden ne miktarda alacaklı olduğu saptanıp bu hususta bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünde çalışan mühendislerden oluşan bir kurul ile dava konusu yollar üzerinde ve ihale dosyalarında yapılan incelemeler göz önünde bulundurularak mahallinde keşif yapılmış, davacı - karşı davalı kurum tarafından ödemelerin taş ocağı fiyatları üzerinden yapıldığı, ancak kullanılan malzemenin kum- çakıl ocağı pozlarına (Poz. No. 4259, Not gereği elek altı malzeme (%90) Poz No: 15,112/K) göre olduğunun tespit edildiği, her ne kadar; davacının idda ettiği gibi teknik şartnameye uygun malzeme kullanılmadığı tespit edilmiş ise de yukarıda açıklanan gerekçelerle yapılan işin karşılığının götürü bedelli sözleşmelerde oransal hesaplanama yapılması gerektiğinden ve bu şekilde hesaplama yapılarak dosya arsında bulunan bilirkişi raporuna göre davalı - karşı davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği ve davalı - karşı davacının davası kabul edildiğine göre bir diğer değişle davalı - karşı davacının davacı - karşı davalıdan alacaklı olduğu belirlendiğine göre asıl davanın reddine karar verilmiş,
Karşı dava bakımından yapılan incelemede ise, Yargıtay bozma ilamından sonra bozma ilamında belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak öğretim görevlisi inşaat mühendisi, hukukçu ve SBF öğretim üyesi bilirkişilerinden rapor alınmış ve sonuç kısmında yüklenicinin her iki sözleşmeden dolayı hak ettiği bedelin 1.350.970 TL olduğu, bu miktarın idarece yükleneceği ödenen toplam bedelden tenzili halinde idarece talep edilebilecek bedelin ortaya çıkacağının belirtildiği, raporun 3. Sayfasında Yargıtayın belirtmiş olduğu oransal hesaplamanın yapıldığı, bu hesaba göre yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı yaptığı işlerin toplamının %53 oranında olduğunun tespit edildiği, her iki sözleşmenin toplam bedelinin 2.549.000 TL olduğu, yapılan işlerin oranının %53 olarak hesaplanması sebebiyle yükleniciye ödenmesi gereken bedel 1.350.970 TL olarak hesap edilmiş, aynı sayfada yükleniciye ödenen tutar 1.209.989,55 TL olarak belirtilmiş ve ödenmesi gereken tutarın ödenen tutardan fazla olması sebebiyle yüklenicinin iş verenden alacaklı olduğu ve alacak miktarı 1.350.970,00 - 1.209.989,55 = 140.980,45 TL olarak hesap edilmiş, ancak davalı- karşı davacı Yargıtay bozma ilamından sonra karşı dava dilekçesinde belirttiği alacak kalemlerinin harçlarını yatırmış ve alacak bedeli olarak harçlandırdığı rakam 96.638,05 TL olduğundan davalı-karşı davacının karşı dava dilekçesinde belirtmiş olduğu alacak miktarı üzerinden karşı davanın kısmen kabulüne, nakdi teminat ve banka teminat mektubuna ilişkin talep bakımından ise banka teminat mektuplarının hukuki nitelikleri göz önünde bulundurulduğunda; somut olayda davacı - karşı davalı Birliğin uhdesine geçmiş bir paradan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla belirtilen banka teminat mektubu ve nakdi teminat miktarı davalı - karşı davacı açısından bir alacak kalemi oluşturmayacağından bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve karşı davada taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay bozma ilamına aykırı olduğunu, bozma ilamında asıl davada hükmedilen bedel bakımından aleyhlerine bir bozma nedeninin bulunmadığını, bozma sonrasında alınan ek raporda bilirkişilerin ilk karara esas hesaplama yöntemlerinin bozma ilamında belirtilen hesap yöntemi olduğunu belirttiklerini, bozma sonrası alınan rapora göre davalı karşı davacı yüklenicinin işin %53’ünü eksik yaptığı, bu oranla yapılan hesaplamada davalı karşı davacı yükleniciye 1.198.030,00TL fazla ödeme yapıldığının ispatlandığını, dosya kapsamındaki müfettiş raporlarına göre de fazla ödemenin sabit olduğunu, asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde asıl davanın reddine ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde; asıl davanın reddedildiği takdirde karşı davadaki menfi tespit istemlerinin ispatlanmış olacağından bu talep bakımından ayrıca harç yatırılmasına gerek olmadığını, bozma sonrası alınan bilirkişi raporlarında sözleşme dışı yapılan fazla işlerle ilgili bir tespitin de yapılmadığını, hükme esas alınan raporların eksik ve hatalı olduğunu, sözleşmelerin anahtar teslimi götürü bedelli olduğunu ve birim fiyatlı hesaplamaların hatalı olduğunu, ilk sözleşmenin 2.400.000,00TL bedelle imzalandıktan sonra birlik başkanın talep ve talimatı ile kullanılacak malzemenin birliğe ait konkasör tesisinden alınmasının istendiğini ve bunun üzerine sözleşme bedelinden 300.000,00TL indirim yapıldığını, buna göre idarenin kendi tesisinden alınacak olan malzeme bakımından onay verdiğini, değişik malzeme kullanımından kaynaklanan durumun müvekkilinin değil idarenin sorumluluğu olduğunu, kullanılacak olan her malzemenin yapı denetim görevlisinin kabulü sonrası imalatta kullanıldığını, idarenin talimatı dışında bir malzemenin kullanımının söz konusu olmadığını, raporda tespit edilen %53 oranının dayanağının açıklanmadığını ve afaki olduğunu, itiraz ve sözleşme dışı iş ile ilgili taleplerinin karşılanmadığını, asıl davanın reddine karar verilmiş olmasına karşın lehlerine nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada, iş bedelinden fazla ödenenin istirdatı, karşı davada menfi tespit, iş bedelinden alacak, nakit teminat ile kesin teminatın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371 . maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair kararın bozulması sonrası bozma ilamına uyularak önceki bilirkişi heyetinden alınan 05/04/2019 havale tarihli raporun hükme esas alınması ile yüklenicinin her iki sözleşmeden dolayı hak ettiği bedelin 1.350.970 TL olduğu, bu miktarın idarece yükleneceği ödenen toplam bedelden tenzili halinde idarece talep edilebilecek bedelin ortaya çıkacağının belirtildiği, raporun 3. Sayfasında Yargıtayın belirtmiş olduğu oransal hesaplamanın yapıldığı, bu hesaba göre yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı yaptığı işlerin toplamının %53 oranında olduğunun tespit edildiği, her iki sözleşmenin toplam bedelinin 2.549.000 TL olduğu, yapılan işlerin oranının %53 olarak hesaplanması sebebiyle yükleniciye ödenmesi gereken bedel 1.350.970 TL olarak hesap edilmiş, aynı sayfada yükleniciye ödenen tutar 1.209.989,55 TL olarak belirtilmiş ve ödenmesi gereken tutarın ödenen tutardan fazla olması sebebiyle yüklenicinin iş verenden alacaklı olduğu ve alacak miktarı 1.350.970,00 - 1.209.989,55 = 140.980,45 TL olarak hesap edilmiş ve taleple bağlı kalınarak alacak istemi bakımından 96.638,05 TL’ye hükmedilmiştir.
2.1. Yerel mahkemece yukarıda belirtilen hesaplama neticesi ile karar verilmiş ise de bu netice dosya kapsamı ile örtüşmemektedir ; sözleşme kapsamında yükleniciye teknik şartnameye uygun malzeme kullanmış olduğunun kabulü ile 1.209.989,55 TL ödendiği, ancak sözleşmeye uygun olmayan elek altı malzeme kullanması nedeniyle ödenmesi gereken bedelin 573.840,00TL olduğu, tüm sözleşme bedelinin 2.549,00 TL olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
2.2. Yukarıdaki veriler ve bozma ilamında belirlenen yöntem doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre davalı tüm iş içinde %47.43 oranına sahip olan işin %47.42'sini yaptığı bu iş dışında yapılan işlerle ilgili riza olmadığına göre tüm işin %75.06 sını yaptığı anlaşılmaktadır. 2.549.000 TL ödendiğine ve işin %75.06 sı yapıltığına göre davacının davalıya 635.721 TL fazla ödeme yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece farklı bir hesaplama yöntemini kabul eden bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2.3.Karşı davadaki bakiye hak ediş alacağı bakımından ise asıl davadaki hesaplama neticesinde ortaya çıkacak somut duruma göre karar verilmesi, teminat mektubu ve nakti teminat yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmelerin 11. maddesi ve devamındaki teminat iadesi hükümlerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle talebin reddinin doğru olmadığı anlaşılmıştır.
2.4. Kabule göre de; Asıl davanın reddine ilişkin verilen kararda da davanın 764.175,59 TL üzerinden açılmasına karşın asıl davada davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz incelemesine konu asıl dava ve karşı dava bakımından verilen yerel mahkeme hükmünün temyiz eden taraflar lehine BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Temyiz peşin harcın istek halinde ilgililere iadesine,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı karşı davada davacı ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı karşı davada davalı ...’na verilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
16/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.