Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3186 E. 2024/1986 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye nefaset bedeli ve sözleşme dışı imalat bedeli alacaklarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, dosyadaki diğer deliller ve raporlarla çelişki arz etmesi, tarafların teknik itirazlarını gidermemesi ve bu hususların gerekçesinde açıklanmaması, ayrıca sözleşme dışı imalat bedeline KDV eklenmesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/857 E., 2022/169 K.

DAVA TARİHİ : 20/03/2009

BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN

2011/570 ESAS SAYILI DAVASINDA;

DAVA TARİHİ : 20.03.2009

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık "Germencik İncir İşletmesi ve Depolama Tesisi" yapımını konu alan 01/02/2006 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, iş sahibince açılan asıl dava bakiye nefaset bedeli alacağının tahsili; yüklenici tarafından açılan birleşen dava ise sözleşme dışı imalat bedeli alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.

Mahkemece sadece asıl davada verilen 21/09/2011 tarihli ilk kararda, taraflar arasında nefaset kesintisi talebi ile ilgili olarak görülen ve şekli anlamda kesinleşen kısmi davadaki kesin delil niteliğine sahip ve hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporunda 145.500,00 TL nefaset farkı istenebileceğinin bildirildiği, kısmi davada 1.000,00 TL'ye hükmedildiği, bakiyesinin işbu davada talep edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 144.500,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.

2- Mahkemenin ilk kararına karşı, davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 13/12/2012 tarihli, 2012/470 E. ve 2012/7824 K. sayılı ilamında; kısmi davanın onanmasına ilişkin ilamda açıkça karar altına alınan miktara göre hükmün onandığı, sair hususların incelenmediği belirtilerek raporun kesinleştirilmediği, kısmi davada alınan bilirkişi raporunun ikinci davada hakimi bağlamayacağı, bilirkişi raporunun kesinlik kazanması ve kazanılmış hak teşkil etmesinin ilk davadaki miktar bakımından olduğu, mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi heyetiyle mahallinde inceleme yapılarak eserde meydana gelen nefaset tutarının tüm dosyadaki delillerle birlikte hesaplanarak, önceki davada alınan miktardan fazlasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

3- Bozma ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 28/11/2013 tarihli, 2013/2180 E. ve 2013/6303 K. sayılı ilamı ile istemin reddine karar verilmiştir.

4- Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 14/06/2019 tarihli ikinci kararda, hükme esas bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı/birleşen davacı yüklenici tarafından yapılan fümege oda kapılarının ve havalandırma kanallarının sızdırmaz olması gerektiği halde işlevlerini yerine getirmediği, fümege odalarda sızdırmazlığın sağlanmasının iş sahibinin faaliyeti bakımından ve çalışanların sağlığı açısından zorunlu olduğu, nefaset bedeli alacağının KDV dahil 81.729,00 TL olduğu ve davacı/birleşen davalı iş sahibinin asıl davada nefaset bedeli istemeye hak kazandığı, birleşen dava yönünden ise davacı yüklenicinin kurutma odaları ve arıtma ünitesi gibi sözleşme harici imalat bedelinin KDV dahil 144.865,09 TL olduğu ve yüklenicinin bu miktarı istemeye hak kazandığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 81.729,00 TL’nin tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 170.940,00 TL’nin tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

5- Mahkemenin ikinci kararına karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 30/11/2020 tarihli, 2020/356 E. ve 2020/3100 K. sayılı ilamında; birleşen dava gerekçesinde 144.865,09 TL belirtildiği halde hükümde 170.940,00 TL’ye hükmedildiği, asıl davada nefaset bedeli alacağı olarak KDV dahil 81.729,00 TL’ye hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde benimsenen ek raporun sonuç kısmında KDV dahil 81.729,00 TL şeklinde bir tespit bulunmadığı, bu bedelin KDV hariç 81.729,00 TL olduğu anlaşılmakla, hüküm ve gerekçe arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

6- Bozma ilamına karşı davalı/birleşen davada davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, Dairemizin 20/10/2021 tarihli, 2021/3717 E. ve 2021/1009 K. sayılı ilamı ile istemin reddine karar verilmiştir.

7- Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 25/02/2022 tarihli üçüncü kararda, 26/03/2019 tarihli ek raporun 6. sayfasında “Bilirkişi Ortak Görüşü-Sonuç Kanaatimiz” başlıklı bölümünde asıl davada davacı alacağının 81.729,00 TL + KDV olacağı; birleşen davada davacı alacağının ise 144.865,09 TL + KDV olacağı belirtilmiş ise de; aynı raporun 5. sayfasında alacakların dava ve uygulama tarihleri itibariyle KDV hariç ve KDV dahil olarak tablo halinde gösterildiği, mahkemece bu ek raporun benimsendiği, ek raporda asıl dava yönünden; işin uygulama tarihi itibariyle bedelinin 69.262,00 TL olarak gösterildiği, bu miktarın % 18 KDV’nin eklenmesiyle 81.729,00 TL’ye ulaştığı, bu miktarın asıl davada davacının hak ettiği alacak miktarı olduğu, 81.729,00 TL’lik tutar esasen KDV dahil tutar olmasına rağmen ek raporun sonuç kısmında “81.729,00 TL + KDV” denmek suretiyle maddi hata yapıldığı; birleşen dava yönünden ise; işin uygulama tarihi itibariyle bedelinin 144.865,09 TL olarak gösterildiği, bu miktara %18 KDV eklenmesiyle 170.940,80 TL’ye ulaşıldığı ancak bozulan kararın gerekçesinde maddi hata sonucu bu miktarın KDV hariç tutarı olan 144.865,09 TL’nin yazıldığı, birleşen dava yönünden davacının hak ettiği alacak miktarının da benimsenen ek rapora göre KDV dahil 170.940,00 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 81.729,00 TL’nin tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 170.940,00 TL’nin tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

8- Mahkemenin üçüncü kararına karşı davacı/birleşen davada davalı iş sahibi vekilince ve katılma yoluyla davalı/birleşen davacı yüklenici vekilince süresi içinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olduğu, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle iş sahibi tarafından açılan ilk davada sunulan delillerden ve kesinleşmiş mahkeme kararından kısmi dava kapsamında talep edilmeyen bakiye alacaktan açıkça feragat edilmediğinin, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulduğunun anlaşılmasına göre davalı/birleşen davacı yüklenici vekilinin asıl davaya yönelik temyiz sebeplerinin reddi gerekmiştir.

Davalı/birleşen davacı yüklenici vekilinin birleşen davaya ve davacı/birleşen davalı iş sahibi vekilinin her iki davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sahibinin taşınmazı üzerine incir işletmesi ve depolama tesisleri inşaatı işini konu alan 01/02/2006 tarihli ve toplam 9.880.000 TL+ KDV götürü bedelli eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı iş sahibi vekili, taraflar arasında önceden görülen bir davada, müvekkilinin nefaset kesintisi alacağının 145.500,00 TL olarak tespit edildiğini ancak kesinleşmiş mahkeme kararı ile alacağın sadece 1.000,00 TL’sinin hüküm altına alındığını ve fazlaya dair kısmının saklı tutulduğunu, bu davanın da bakiye kısmın tahsili için açıldığını belirterek, bakiye nefaset bedeli alacağı olan 144.500,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, birleşen davada davacı yüklenici vekili ise iş sahibinin onayı ile sözleşme haricinde temel altı iyileştirme dolgusu, döşenecek seramiklerin anti-asit nitelikte olması, çelik konstrüksiyon çatı imalatı ve doğal granit basamak yapılması imalatlarının yapıldığını ve tespit dosyası bilirkişi raporunda tespit edildiğini, bu kapsamda temel altı iyileştirme dolgu imalatı için 65.916 TL, seramiklerin ihale şartnamesindekinden farklı olarak ve proje değişikliği ile anti asit nitelikte olması istendiğinden gerçekleştirilen bu imalat için 205.684,00 TL, çelik konstirüksüyon çatı imalatı bakımından da ihaleye esas projedeki hata sebebiyle çelik projesinin yeniden çizildiğini ve metraj farkı oluştuğundan bu imalat için 27.417,00 TL ile yönetim binasında şartnamede olmadığı halde gerçekleştirilen doğal granit basamak ve sahanlık imalatı için de 3.652,00 TL olmak üzere toplam 302.670,76 TL'nin tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece, her ne kadar 26/03/2019 tarihli ek raporun denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu kabul edilerek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuşsa da taraflar arasında aynı sözleşmeye dayalı ancak farklı alacak talepleri nedeniyle daha önceden görülen ve kesinleşmiş karara bağlanan delil niteliğini haiz İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/193 E. ve 2009/16 K. sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporları, yine tarafların dayandıkları delil tespit dosyaları ile işbu yargılama kapsamında farklı bilirkişi heyetlerinden aldırılan bilirkişi kök ve ek raporları arasında bariz çelişkinin varlığına rağmen, hükme esas alınan ek raporun dosya kapsamında aldırılan önceki raporlar arasındaki çelişkiyi gidermediği ve tarafların teknik yönlere ilişkin gerekçeli itirazları karşılamadığı anlaşıldığı halde, işbu rapora itibar edilme ve diğer raporlardan üstün tutulma nedenleri de karar yerinde açıklanmaksızın, rapora göre hüküm kurulması ve kabule göre de sözleşme dışı imalatların yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedelinin belirlenmesi ve bu bedel içerisinde KDV ile yüklenici kârı bulunduğundan, ayrıca KDV eklenmeyeceğinin de gözetilmesi gerekirken KDV ilave edilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur.

Yukarıdaki açıklamalar karşısında mahkemece yapılması gereken iş, konusunda uzman ve önceki raporları sunan kişilerden farklı bir bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel olduğu ve yüklenicinin birleşen davasında dört kalem halinde sözleşme dışı imalat iddiasında bulunduğu gözetilerek, özellikle iş sahibince birleşen davaya konu sözleşme dışı

imalatların esasen ihaleye esas teknik şartnameler ve mahal listelerinde gösterildiği savunması ve bu kapsamda ince işler teknik şartnamesinin zemin kaplamaları kısımında 1.1. granit seramik 33X33 ile 1.2. porselen karo (anti-aside dayanıklı) 24x24x4.4 cm ebatlı olduğu belirtilen imalatların öngörüldüğünün de anlaşılması karşısında, dosya kapsamındaki tüm deliller ile taraflarca delil olarak dayanıldığı anlaşılan kesinleşmiş dosyadaki tespit ve bilirkişi raporları, inşaat ruhsatına esas 03/02/2006 onay tarihli mimari uygulama projesi ve işin ifası sırasında meydana gelen proje değişikliklileri varsa bunlar da gözetilerek, sözleşmenin eki olan ihale şartnamesi, teknik şartnameler, mahal listeleri ve tüm ihale evrakı birlikte değerlendirilerek, asıl davada davacı iş sahibinin nefaset bedeli talebine esas imalatlar tek tek incelenerek asıl davada hükmolunacak nefaset bedelinin tahsili ile birleşen davada davacı yüklenicinin birleşen davaya konu sözleşme dışı imalat talebine esas imalat kalemleri tek tek incelenerek sözleşme kapsamındaki işler ile varsa yüklenici tarafından gerçekleştirilen sözleşme dışı işler ayrımının şüpheye yer vermeyecek şekilde yapılması, sözleşme kapsamındaki işlerin bedeli götürü bedel içerisinde yer aldığından bu kapsamdaki taleplerin reddine karar verilmesi, sözleşme dışında kaldığı anlaşılan işler yönünden de imalatın gerçekleştirildiği yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli belirlenerek, KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan ayrıca KDV eklenmeden birleşen davada sözleşme dışı imalat bedeline hükmedilmesinden ibarettir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı/birleşen davada davacı yüklenici vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, yüklenici vekilinin birleşen davaya ve davacı/birleşen davalı iş sahibi vekilinin her iki davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mahkeme kararının asıl davada iş sahibi, birleşen davada taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcın temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.