"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; yüklenici olarak .... yapım işini üstlendiklerini, adliyenin dış cephesinin mekanik ... ..., bu taşın silinmesi ve söve montajının yapılması işini taşeron olarak davalı ...'a verdiklerini, sözleşme uyarınca taşeron davalının işçilere ait ... güvenliğini de sağlamakla sorumlu olduğunu, işin yapımı sırasında 23.03.2008 tarihinde taşeronun getirmiş olduğu işçilerden birinin iskeleden düşerek ... kazası geçirdiğini, kazanın iskelenin düzgün şekilde kurulmamasından ve yatay taşıyıcı kalasların istenilen kalınlıkta ve sağlamlıkta olmamasından kaynaklandığını, ... 2.... Mahkemesi'nin 2008/414 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre taşeronun %100 kusurlu olduğunu, aynı şekilde diğer davalı şantiye şefinin de ... kazası oluşmasında kusurunun bulunduğunu, bu davanın davalılara ihbar edildiğini, ... tarafından açılan dava sonucunda hükmedilen miktarın 42.400,00 TL'sini ödediklerini belirterek ödenen bu miktarın davalılardan rücuen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmeye göre iskelenin malzemelerini sağlama görevinin davacıda bulunduğunu, kendisinin ise iskelenin yatay ve düşey kurulumundan sorumlu bulunduğunu, kazaya kullanılan malzemenin yeterli nitelikle olmamasının sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.06.2016 tarihli ve 2013/260 Esas, 2016/374 Karar sayılı kararıyla, davacı ... İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti'nin olayda kusurunun %55 miktarında olduğu, davalı ...'ın ise olayda gerekli tedbirleri almaması nedeni ile %40 oranında, şantiye şefininde kontrol görevini yerine getirmemesi nedeni ile %5 oranında sorumlu bulunduğu, verilen karar sonrasında işçiye 42.400,00 TL'nin ödendiği, bu miktarın 16.960,00 TL'sinden davalı İbrahım Alkan'ın, 2.120,00 TL'sinden davalı ...'in sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 12/11/2018 tarihli 2017/446 Esas 2018/4384 karar sayılı ilâmı ile, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, yüklenicinin (somut olayda taşeron davalı ...) üstlendiği işin uzmanı olup basiretli bir tacir ve ... adamı olarak işin tekniğine göre yerine getirilmesi yönünden ... sahibinden (olayda davacı) talimat almayacağından, yüklenici veya elemanının kaza sonucu uğradığı zararlardan kural olarak ... sahibinin sorumlu olmadığı, ancak olayın ve bunun sonucu yaralanma veya ölümün meydana gelmesinde etkili ve nedensellik bağı bulunan bir ihmal ve eyleminin bulunması ve kusurlu olması halinde sorumlu tutulabileceği, eser sözleşmesinin varlığı ve yüklenici veya elemanının geçirdiği kaza sonucu yaralanması durumunda ... sahibinin kusurlu olup olmadığının ... ve sosyal güvenlik mevzuatı ile ... güvenliği hükümlerine göre değil eser sözleşmesi ve borçlar hukukunun sorumluluk ilkelerine göre saptanması gerektiği, belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12/04/2022 tarihli, 2019/30 Esas, 2022/305 Karar sayılı kararı ile 28.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı asıl işverenin oluşan kazada % 30 oranında, davalı taşeron ...'ın % 65 kusurlu olduğu ve Şantiye Şefi ...'in % 5 sorumluğunun olduğu kanaatine varıldığı, davacı tarafından dava dışı işçiye 20.07.2013, 20.08.2013, 20.09.2013 ve 20.10.2013 tarihlerinde 10.600,00'şer TL olmak üzere toplam 42.400,00TL ödendiğinin anlaşıldığı, kaza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunun 355 maddesi ( 6098 sayılı borçlar Kanunun 470 ve devamı maddeleri ) gereğince davacının malzeme veren olması nedeni ile olay sonucu yaralanmanın meydana gelmesinde etkili ve nedensellik bağı bulunan verilen malzemenin yeteri kadar sağlam olmaması nedeni ile ihmalinin olduğu bu nedenle kusurunun bulunduğu kanaatine varılmış olup, taraflarca itiraz edilmeyen 28.02.2022 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin temyize konu kararını son bilirkişi raporunu hükme esas alarak kurduğu, mahkemenin bilirkişilerin raporuyla bağlı olmadığı, dosya kapsamını gözetmesi gerektiği ve asıl işveren ve taşeron arasındaki sözleşmede malzemenin işveren tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, müvekkilini yüksek oranda kusurlu bulan ve mahkemenin karara esas aldığı bilirkişi raporuna göre taşeron konumunda olan müvekkilinin kusurunun " kendisine verilen malzemelerin güvenle olup olmadığını kontrol etmediği" gerekçesi olduğu oysa ki müvekkilin işin taşeronu olduğu, malzemenin iç yapısını, sağlamlığını, güvenilirliğini bilebilecek durumda "malzeme uzmanı" olmadığı, mahkemece bu hususları dikkate almadan ve yeterli uzmanlık alanı içermeyen bilirkişi raporuna dayanarak müvekkilini asıl işverenden daha kusurlu bulması ve mahkemenin de bu yetersiz raporu hükmüne esas almasının usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı, son bilirkişi raporuna karşı taraflarca itiraz edilmemiş olduğu anlaşılmakla davalı ... vekilince ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenden alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.