Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3472 E. 2023/3999 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından ödenen işçilik alacaklarının davalıdan tahsili istemine ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında alacağın likit nitelikte olduğu ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtildiğinden, yerel mahkemenin bozmaya uymasına rağmen icra inkâr tazminatına hükmetmemesi usulüne aykırı görülerek, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/62 E., 2022/167 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu, başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dışı işçinin 01.01.2009-04.03.2009 tarihleri arasındaki dönemde müvekkil şirketlerde çalıştığını, davacının ancak sorumluluğu oranında müvekkillerinden talepte bulunabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2015 tarih 2013/373 Esas 2015/73 Karar sayılı kararı ile davacının davalı ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalı bünyesinde çalışan işçiye yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih, 2019/1244 Esas, 2020/2303 Karar sayılı ilamı ile, Yargıtay kararında belirlenen ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile ödenen bedelin tamamından son yüklenici olan davalıların sorumlu tutulmasının doğru görülmediği öte yandan dava konusu alacağın, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalı bünyesinde çalışan işçiye yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalıdan/davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle davalıların sorumluluklarını belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, alacağın miktarı yargılama ile belirlendiğinden şartları oluşmayan davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece alacağın miktarı yargılama ile belirlendiği gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu temyiz sebebi olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

2.1. Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih, 2019/1244 Esas, 2020/2303 sayılı ilamında, dava konusu alacağın, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.

2.2. Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla, bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturacağından, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 09.05.1960 gün 21/9 sayılı kararına göre bozma uyarınca inceleme yapmak ve karar vermek gerekmektedir. Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de; alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

2.3. Bu durumda mahkemece, kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle alacağın likit olmadığının kabulüyle, uyulmasına karar verilen bozma ilamı neticesinde oluşan usuli kazanılmış hakları da ihlal eder şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2.4. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 438 nci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin tamamının çıkarılarak yerine “kabul edilen 441,24-TL alacağın % 20’si olan 88,24-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılarak kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.