Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3666 E. 2023/3531 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından gönderilen ihtarnamelerde, asıl borç ödenene kadar feri nitelikteki faiz alacağı hakkının saklı tutulduğuna dair bir çekince kaydı bulunmadığı ve mahkemenin bu hususu gözden kaçırarak karar verdiği gözetilerek, bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1845 E., 2022/924 K.

DAVA TARİHİ : 10.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/917 E., 2020/356 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kabulüyle ilk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 03.04.2015 tarihinde personel temini hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, bu kapsamda 06.05.2015-05.05.2018 tarihler arasında davalı şirkete koruma ve güvenlik hizmeti verildiğini, söz konusu sözleşme gereğince davacı şirketin edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davacı tarafından her ay sonunda düzenlenen fatura bedellerinin ödemelerinin davalı tarafından hem geciktirildiğini, hem de tam olarak yapılmadığını, bu durumun davacının zarara uğramasına neden olduğunu, 06.02.2018 tarihli ihtarname ile ödeme yapılmasının ihtar edildiğini ancak borcun ödenmemesi nedeniyle 133.710,15 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın, başlatılan takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan tramvaylar ve tramvay duraklarında bilet kontrolü yapmak üzere görevlendirilecek personelleri temin amaçlı hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede faize ilişkin bir hükmün mevcut olmadığını, sözleşmeden kaynaklı bedellerin davacı tarafa ödendiğini, işletilmiş olan faizin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında, sözleşme gereği davacının tedarik hizmetini vererek faturaları düzenlediği, fatura bedellerinin davalı tarafından geç ödendiği tartışmasız olup, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede açıkça bir ödeme tarihi belirlenmediği ancak belirtildiği gibi davacı tarafça sözleşmeye uygun olarak her ay sonunda hak edişlere bağlı olarak faturalar düzenlenip, teslim edildiği, TTK'nın 1530/4-a maddesi gereğince faturanın alınmasını takip eden 30 günlük sürenin sonunda borçlunun temerrüte düştüğü ve alacaklının faize hak kazanacağı anlaşılmakla, bu hükme uygun düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının gecikme faiz alacağının 143.509,77 TL olarak usule uygun olarak belirlendiği, davacı takipteki talebini ise 133.710,15 TL olduğu anlaşılmakla, davalının, itirazında haksız olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, TTK 1530. maddesinin iş bu somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede kesin vadenin bulunmadığını, davalının temmerüde düştüğünden bahisle faize hükmedilmesinin hukuka ve yasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu, taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 4734 sayılı kamu ihale sözleşmeleri kanunu gereğince hazırlanarak imza edildiğini, Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre ihale edilerek yapılan işin sonrasında özel hükümlere göre gecikme faizi talep edilmesinin herşeyden önce kötüniyetli olduğunu, davaya konu alacak likit olmayıp yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğinden, yerel mahkeme kararında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin Yargıtay ilamlarına aykırı mahiyette olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle tacir olan taraflar arasındaki hizmet alın sözleşmesinin özel hukuk hükümleri kapsamında yapılmış bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine; davacı tarafından davalı hakkında 2015 ila 2018 yılları arası için toplam 133.710,15 TL temerrüt faizi alacağının tahsiline yönelik olarak takip başlatılıp toplam miktarın işleyecek faizi ile tahsili istendiği, Mahkemece hüküm tesis edilirken sadece itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiğinden toplam faiz alacağına da faiz işletileceği sonucu tabii olduğu, bu kapsamda, TBK'nın 121/son maddesi hükmüne aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kabulü ile, davalının Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/5036 Esas sayılı takip dosyasına ilişkin itirazının iptali ile takibin sadece 133.710,15 TL temerrüt faizi alacağı yönünden devamı ile ayrıca faiz işletilmesine yer olmadığına, alacağın %20'sine karşılık gelen 26.742,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1530. maddesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 131/2. maddesi

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasındaki uyuşmazlık faiz alacağına ilişkin olup tarafların sıfatı ve aralarındaki ticari ilişkinin niteliği dikkate alındığında TTK’nın 1530. maddesi gereğince borçlunun temerrüde düştüğü ve buna bağlı olarak davacı alacaklının faiz talep edebileceği açıksa da TBK’nın 131/2 maddesi gereğince en geç asıl borcun ödendiği tarihte feri nitelikte bulunan faiz alacağı hakkının saklı tutulmuş olması gerekir.

2.Davacı tarafından faiz alacak talebini de içeren 06.02.2018 tarihli ve 01.08.2017 tarihli ihtarnameler gönderilmiş olup, bu tarihten öncesine ait faiz alacağı hakkının saklı tutulduğuna dair bir çekince kaydı bulunmamaktadır.

3.Bu hususlar dikkate alındığında mahkemece yapılacak iş; 01.08.2017 tarihinden öncesine ilişkin asıl borç tahsil edilene kadar faiz alacağı saklı tutulmadığından bu tarihten önceki ödemelere ilişkin faiz talebinin reddine, bu tarihten sonraki ödemelere ilişkin faiz talebinin ise, yukarıda belirtilen ihtarnamelerin, faiz alacağının saklı tutulması niteliğinde olup olmadığını tartışmak ve sonucuna göre karar vermekten ibaret olup, bu hususlar gözden kaçırılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.