Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3693 E. 2023/3590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif yöneticileri ve denetçilerinin eylemleri nedeniyle kooperatif ortaklarının uğradığı doğrudan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların doğrudan zarar iddialarının ispatlanamaması ve bozma kararına uyularak yapılan yargılamada hukuka aykırı bir durum bulunmaması gözetilerek yerel mahkemenin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/612 E., 2022/262 K.

DAVA TARİHİ : 07.10.2010

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalılardan ... mirasçıları vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkillerinin ortağı olduğu kooperatifin eski yönetici ve denetçileri olduklarını, görev yaptıkları 02.03.2008-05.07.2010 tarihleri arasında kooperatifi zarara uğrattıklarını, zarar miktarının üye bazında 54.011,00 TL olduğunu ileri sürerek, uğradıkları zararın zarar tarihinden işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.

III. YEREL MAHKEME KARARI

Yerel Mahkemenin 06.02.2012 tarihli ve 2011/94 Esas, 2012/20 Karar sayılı kararı ile iş bu tazminat davasının açılması hususunda TTK'nın 341 mad. gereğince kooperatif genel kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı gibi dava da kooperatif denetçileri veya vekilleri aracılığı ile açılmadığı; bu hali itibariyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 62. maddesi ile aynı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK' nın 441,359 ve 309 maddelerinde aranan dava açma şartlarının oluşmadığı, dava dışı kooperatifin ortağı olan davacılarca açılan işbu davada hükmolunacak tazminatın kendilerine ödenmesi talebinde bulunulduğundan bu husustaki eksikliğin yargılama sırasında da tamamlanamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz İncelemesi

Yargıtay Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesinin 05.04.2013 tarihli ve 2013/1042 Esas, 2013/2179 Karar sayılı kararı ile kooperatif ortağının doğrudan zarar iddiasında bulunması halinde, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isteyebileceği ve mahkemece davacıların doğrudan zararının mevcut olup olmadığı yönünden inceleme yapılması gerektiği belirtilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

V. BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Yerel Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zimmet suçuna konu olan zararın davacıların dolaylı zararları kapsamında olduğu, tüketici mahkemelerine davacı tarafça açılan davada yapılan masraflardan yönlendirme yapıldığı gerekçesiyle davalıların sorumlu tutulamayacağı, kooperatife olan borçların tahsili için davacı taraf aleyhine başlatılan icra takiplerine davacı taraf sebep olduğundan, icra takibi nedeniyle yapılan zarardan davalıların sorumlu olmadıkları, genel kurul toplantılarında konutların teslimi konusunda her hangi bir karar alınmadığından davacıların kira kaybı nedeniyle zarar talebinin yerinde olmadığı, Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/231 sayılı dosyasında davadan feragat edilmediği, davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğundan bu konuda da davacıların doğrudan zarar iddialarının yerinde olmadığı, inşaatların yapımı yüklenici şirkete anahtar teslimi verildiği için kooperatifin inşaat mahallindeki malzemelerin korunmasında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı için çalınan malzemelerden davalıların sorumlu olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; 2007/231 Esas sayılı dava dosyasından yetkisiz şekilde ve genel kurul kararı olmaksızın feragat edildiği, bilirkişinin eksik inceleme neticesi rapor tanzim ettiği, bilançolar gerçeği yansıtmadığından ibraların geçersiz olduğu, ceza dosyasında verilen mahkumiyet kararının dikkate alınmadığı, davalıların ortakların hak ve menfaatlerini koruma yükümlüğüne aykırı eylemleri ile atılı zararların oluşmasına sebebiyet verdikleri, tüm iddialarına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulduğu nedenleriyle yerel mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıların ortağı olduğu dava dışı kooperatifin eski yöneticisi ve denetçisi olan davalıların eylemleri neticesinde uğranılan doğrudan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 62 nci maddesi, 98 inci maddesi yollamasıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 336 ve 338 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil ile temsil olunan davalı ... mirasçılarına verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.