Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3764 E. 2023/3596 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı taşeron tarafından yapılan işlerin bedelinin, davalı asıl yüklenici tarafından ödenmemesinden kaynaklanan alacak davasında, davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı ile arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunu ispatlayamaması ve alt taşeron ile yaptığı sözleşme gereği işleri yapmış olmasının, davalıya karşı doğrudan bir alacak hakkı doğurmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/937 E., 2022/571 K.

DAVA TARİHİ : 13.06.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/403 E., 2020/314 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat Ulus Şahin geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin Döşemealtı Belediyesi tarafından yaptırılan çocuk trafik eğitim parkı ihalesini üstlendiğini ve alt taşeron olarak tüm işleri dava dışı ABB Mimarlık A.Ş.'ye taşere ettiğini, davacı ile alt taşeron ABB Mimarlık A.Ş. arasındaki varılan sözlü anlaşma ve imzalı teklif formu gereğince parkın elektrik ile ilgili işlerinin davacı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, davacının üzerine aldığı işleri tam olarak yapıp teslim ettiğini, yapılan bu işlerin hakediş değerinin 279.067,57 TL + KDV olduğunu, yapılan delil tespiti sonucu alınan bilirkişi raporunda, toplam iş bedelinin 272.633,86 TL + KDV olarak belirlendiğini, davacı tarafından bu miktarın 2.389,50 TL'si için 18/09/2017 tarihinde 797053 seri nolu, 265.000,00 TL'si için 13/11/2017 tarihinde 797079 seri no.lu, 65.000,00 TL'si için 07/11/2017 tarihinde 797082 seri no.lu faturaların düzenlendiğini ve faturaların davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin 65.000,00 TL'lik faturaya karşılık davacıya 65.000,00 TL bedelli çek verdiğini, bakiye alacağının ödenmemesi üzerine 2.389,50 TL bedelli ve 265.000,00 TL bedelli faturalara dayalı olarak davalı hakkında icra takibine girişildiğini, davalının bu takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket ile davacı şirket arasında Döşemealtı Belediyesine ait çocuk trafik eğitim parkının elektrik işlerinin yapılmasına ilişkin sözlü veya yazılı herhangi bir anlaşma yapılmadığını, iddia edildiğinin aksine belirtilen faturaların kendilerine teslim de edilmediğini, 65.000,00 TL bedelli fatura karşılığında 30/12/2017 keşide tarihli 3787183 çek nolu 65.000,00 TL bedelli çek verildiği iddiasının da doğru olmadığını, davacının talebini davalı şirkete değil ABB Mimarlık A.Ş.'ye yöneltmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Döşemealtı Belediyesine ait çocuk trafik parkının elektrik işlerinin davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, yapıldığının kabul edilmesi halinde ise işi dava dışı başka bir şirketten aldığını iddia eden davacının bunun bedelini davalıdan isteyebilmesine dayanak aralarında bir sözleşme olup olmadığı ve davalıdan talep edebileceği alacak miktarı bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Her ne kadar davacı, bu alacağının çocuk parkı elektrik işlerinin kendisi tarafından yapılmasından kaynaklandığını belirtmekte ise de, bu hususu yazılı bir delil ile ispatlayamamıştır. Bu hususun ispatıyla ilgili yemin deliline de dayanmamıştır. Ancak davacı davalı defterlerine geçen 2.389,50 TL bedelli faturaya bağlı alacağını da takip konusu etmiştir. Davalı defterlerinde bu fatura bedelinin ödendiğine ilişkin bir kayıt olmadığı bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacının takibine dayanak ettiği diğer faturanın ve muhteviyatının davalıya teslim edildiğini, davacının ispatlayamamış olması karşısında itirazın bu fatura yönünden iptaline karar verilemeyeceği, diğer fatura yönünden ise iptaline karar verilebileceği kanaatine varıldığı" gerekçesiyle "davalının hakkında Antalya 8. İcra Müdürlüğünün 2018/1431 esasında girişilen takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 2.389,50 TL alacak yönünden takipte belirtilen diğer şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen miktar üzerinden alacağın likit oluşu gözetilerek belirlenen %20 oranındaki 477,90 TL tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Alacağın likit oluşu davalının talebi gözetilerek red edilen miktar üzerinden %20 oranında belirlenen 53.000,00 TL tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, "kararın gerekçesiz şekilde verildiği, davalı şirketin davacı şirket lehine keşide ettiği 65.000,00 TL bedelli çekin kaynağı ve neden keşide edildiğinin mahkemece değerlendirilmediği, davalı şirketin ticari defter kayıtlarının usule ve kanuna uygun tutulmadığı için delil olarak kabul edilemeyeceği, kararda davacı şirkete ait alacağın çocuk trafik parkı elektrik işlerinden kaynaklandığının yazılı delillerle ispat edilemediğinin belirtilmesinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğu, yalnızca faturaların davalı şirkete teslim edildiğinin kanıtlanamadığı sebebiyle taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı şeklinde karar verilemeyeceği, davalının dava dışı taşeron şirketin adını dahi belediyeye bildirmediği" gerekçesiyle istinaf talebinde bulunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Mahkemece davalı borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olup, davacının takibinde kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması karşısında, yasal koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmekte ise de, bu hususa yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından, belirtilen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Yine, takibe konu asıl alacak ve işlemiş faiz miktarlarının toplamı üzerinden itirazın iptali istemiyle dava açılmış olmasına karşın, kısmen kabulüne karar verilen 2.389,50 TL asıl alacağa ilişkin işlemiş faiz talebi yönünden mahkemece herhangi bir karar verilmemiş ise de, bu hususa yönelik istinaf başvurusu da bulunmadığından, belirtilen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire, ortaya koyduğu gerekçeye ve ayrıca asıl iş sahibi olan belediyenin parkına ait elektrik işlerini yaptığını iddia eden davacının, bu işler için düzenlediği faturalardan mahkemece hüküm altına alınan 2.389,50 TL tutarındaki faturanın, davalı asıl yüklenici şirketin ticari defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle, davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekmekte ise de, davalı yüklenici şirketin trafik eğitim parkının tüm işlerinin dava dışı ABB Mimarlık ... A.Ş.'ye taşeron olarak verildiğinin, dava dışı ABB Mimarlık ... A.Ş. ile davacı şirket arasında sözlü anlaşma ve imza teklif formu gereği işlerin yapıldığının bizzat dava dilekçesinde belirtilmiş olması sebebiyle mahkemece reddedilen ve istinafa konu yapılan fatura yönünden davacı şirketle davalı asıl yüklenici şirket arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunun kabulünün mümkün bulunmamasına göre, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, ikinci derece mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararındaki yanlışlıkları resen verilen yetkiye rağmen sadece tespit etmekle yetindiğini, ilk derece mahkemesi kararının içerikte gerekçesiz olarak verildiğini, gerekçesiz verilen karar sebebiyle adil yargılanma hakkının zedelendiğini, ilk derece mahkemesinin davalının davacı lehine keşide ettiği 65.000 TL bedelli çekin neden keşide edildiğini, kaynağını, en önemlisi de bu çekin neden davalının ticari defterlerinde yer aldığını değerlendirmediğini, davalı şirketin ticari defter kayıtları usule uygun tutulmadığı için iş bu davada davalı lehine delil olarak kullanılamayacağını, davalı şirketin çocuk trafik parkı yapım işlerini devrettiği ve bu ilişkiyi kabul ettiği alt yüklenicileri dahi belediyeye bildirmediğini, davalı tarafından davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı halde ilk derece mahkemesinin davacı aleyhine tazminat ödemesine karar vermesinin ikinci derece mahkemesinin tespit ettiği üzere hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen eser sözleşmesi nedeniyle bakiye iş bedelinden kaynaklanan alacağı tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde; Yargıtayın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hâllerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtayın bu temyiz sebebini incelemesi mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle temyiz incelemesinin sınırlarından biri ve en önemlisi, ileri sürülen temyiz sebebinin istinafta ileri sürülüp sürülmediği ve ileri sürülen sebebin istinaf mahkemesince hukuka aykırı olarak değerlendirilip değerlendirilmediği hususudur.

3. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, "davalı tarafından davacı müvekkilinin kötü niyetli olduğu ispatlanmadığı halde, ilk derece mahkemesince müvekkili aleyhine tazminat ödenmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu" ileri sürmüşse de, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde bu husus ileri sürülmemiş olup, istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir sebebin temyizde incelenmesi mümkün olmadığından davacı vekilinin bu itirazı yerinde görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunmadığından yararına vekalet ücreti takdirine yer

olmadığına,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.