"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/111 E.-2020/352 K.
DAVA TARİHİ : 28.01.2014
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen rücuen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.06.2015 tarih ve 2014/13-19 esas 2015/1743 karar sayılı ilamına göre %50'lik kısmı için ancak kendi dönemiyle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiği hususunun belirtildiği ve anılan içtihada göre davalının sorumluluğunun 1.153,60 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.12.2019 tarih ve 2016/8044 Esas, 2019/5315 Karar sayılı kararı ile davanın süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi, esasa ilişkin olarak da davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca hizmet veren davalının (taşeron) kendi işçileri ile kararlaştırılan hizmeti eda etmesi gerektiği, işçilerin ücretlerinden hizmet veren davalının sorumlu olduğu, bu husus sözleşmede açıkça belirtilmiş olmasa dahi bu hususun işçilerin davalı tarafından çalıştırılıyor olmasının doğal sonucu olduğu, hal böyle olunca davacı tarafından ödenen işçilik alacaklarının % 50'sinden davacının sorumlu olduğuna karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca işçilerin ücretlerinden hizmet veren davalı sorumlu olduğu anlaşılmakla davalının kendi dönemine isabet eden alacaklardan tam sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının tamamından devralan işverenin sorumlu olduğunu, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu , harçtan muaf olmalarına karşın müvekkilinin harçtan sorumlu tutulduklarını beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.