"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda alacak, tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... İnş. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl Dava
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında, arsalarına inşaat yapılması hususunda eser sözleşmesi yapıldığını, eser sözleşmesinin 7. maddesi gereğince, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 6 ay içinde inşaat ruhsatının alınacağını ve 40 ay içerisinde yani 26.12.2011 tarihinde tüm taşınmazları müvekkillerine anahtar teslimi olarak teslim edilmesi gerektiği halde, davalı yüklenicinin sözleşmeden hemen sonra maddi sıkıntılar yaşayıp icralık olduğunu, ...'i terk edip kaçtığını, inşaatın ruhsatının alınmadığını ve inşaata başlanmadığını, müvekkillerinin bu durumu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/86 D. İş sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini, müvekkillerinin eser sözleşmesine konu arsa ve mahsül dönemi olan 2009 ile 2010 yıllarına ait 2 yıllık bahçe geliri için 100.000,00 TL almaları gerekirken 4.200,00 TL aldıklarını, kalan 95.800,00 TL'den (17/40 hisseye denk gelen) 40.175,00 TL'nin davalı yanca ödenmediğini belirterek, sözleşmenin 3/h maddesine göre bahçe ücreti bedelinden davacıların payına düşen 40.175,00 TL alacağın tahsiline, tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasına ve sözleşmenin haklı olarak feshinin tespitine karar verilmesini talep etmiş.
2.Birleşen Dava
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mah., 9 pafta, 12 Ada, 172 parsellerde kayıtlı taşınmazlara inşaat yapılması hususunda davalı şirket ... İnş. Taahhüt Turizm Sanayi ve Tic. A.Ş. ile ... 4. Noterliğinin 26.02.2008 tarih ve 5495 yevmiye no ile yapılan eser sözleşmesine ilişkin olmak üzere ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/227 Esas no ile dava açıldığını ve bu eser sözleşmesinin feshi davası kapsamında Yargıtayın 2014/1121 Esas, 2014/4646 Karar numaralı ilamı gereği taraf teşkili sağlamak üzere dava açılarak 2014/227 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl Dava
Davalılar cevap vermemiş.
2.Birleşen Dava
Davalılar cevap vermemiş.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.11.2012 tarihli ve 2012/80 Esas, 2012/524 Karar sayılı kararı davacılar ile davalı şirket arasında 26.02.2008 tarihli inşaat sözleşmesi yapıldığı ve sözleşme hükümlerine göre, inşaatın 6 ay içerisinde ruhsat alındıktan sonra 40 ayda tamamlanmasının gerektiği, sözleşmenin tapu siciline 03.11.2008 tarihinde şerh edildiği, buna göre inşaatın Mart 2012 döneminde bitirilmesi gerektiği, oysa Ekim 2011 döneminde yapılan mahkeme tespitinde sözleşme süresinin bitimine 4-5 ay kadar bir süre kaldığı halde taşınmazda yüklenicinin imalat anlamında hiçbir inşai faaliyet başlatmadığı, dolayısıyla kalan süre itibariyle tarafların baştaki irade ve öngörülerine göre 40 ayda yapılacak inşaatın yapılmasının mümkün bulunmadığının açıkça ortaya çıktığı ve davacıların TBK'nın 473/1 maddesine göre sözleşme sonunu beklemeden sözleşmeden dönme hakkını elde ettikleri, feshi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 3/h maddesinde sözleşmeye konu taşınmazda bulunan bahçenin yıllık geliri için arsa sahiplerine 50.000,00 TL ödenmesi kararlaştırılmış olup, sözleşme gereğince taşınmazın davalı şirkete 2008 yılında tesliminden sonra dava tarihine kadar davalının, sözleşmenin bu hükmü kapsamında hiçbir ödeme yapmadığı, böylece davacıların davalıdan 2009 ve 2010 yıllarına ait 2 yıllık bahçe bedeli alacağı bulunduğu, davacıların 17/40 oranında taşınmazda hisse sahibi olup davalının bahçe bedeli olarak 4.200,00 TL ödediğini kabul ettiklerinden, hisselerine karşılık davalıdan 40.175,00 TL alacaklı oldukları belirtilerek davanın kabulü ile 40.175,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar ile davalı arasında yapılmış olan ... 4 Noterliğinin 26.02.2008 tarih ve 5495 yevmiye no.lu inşaat sözleşmesinin feshine ve sözleşmeyle ilgili olarak ... ... ilçesi ... Mahallesi, 296 ada 3-4 ve 5 no.lu parseller, 325 ada 1-2-4-5 ve 6 no.lu parseller, 327 ada 1 ve 2 no.lu parseller ve 12 ada 172 no.lu parsellere ait taşınmazların tapu kaydına konulan 03.11.2008 tarih ve 14796 yevmiyeli şerhin terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.11.2012 tarihli ve 2012/80 Esas, 2012/524 Karar kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.11.2013 tarihli ve 2013/3591 Esas, 2013/6935 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3.Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.11.2013 tarihli ve 2013/3591 Esas, 2013/6935 Karar sayılı ilamına karşı süresi içerisinde davalı vekili karar düzeltme itirazında bulunmuştur.
4.Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin17.06.2014 tarihli ve 2014/1121 Esas, 2014/4646 Karar sayılı ilamı ile karar düzletme talebi kabul edilerek; mahkemece, davanın kabulü ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, tapudaki şerhin terkinine ve sözleşmede bahçe geliri adı altında kararlaştırılan alacağın tahsiline karar verilmiş ise de, TMK'nın 692. maddesi uyarınca davaya konu 26.02.2008 tarih ve 05495 yevmiye no.lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan tüm arsa sahiplerine husumetin yöneltilmesi gerektiği, sözleşmenin tarafı olan ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ... ...'e husumet yönetilmediği, bu durumda, mahkemece belirtilen paydaşların da zorunlu dava arkadaşı olarak davaya muvafakatlerinin alınması, muvafakat etmedikleri takdirde, işbu dava ile birleştirilmek üzere bu kişiler hakkında dava açması için davacıya süre verilmesi, böylece tüm maliklerin davada yer alması sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği, bunun yanında, dosya kapsamından, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi olarak yer alan bazı arsa sahiplerinin taşınmazlardaki hisselerini dava dışı üçüncü kişilere devrettiklerinin anlaşıldığını, bu arsa sahiplerinin sözleşmedeki haklarını devrettiğine dair dosyada herhangi bir kanıt bulunmadığını, bu durumda, mahkemece, bu arsa sahiplerinin tespiti ile haklarını TBK'nın 184. maddesi (BK.md.163) uyarınca devrettiğine dair yazılı sözleşme bulunup bulunmadığının sorulması ve bu hususta temlikname sunulduğu takdirde hisseyi devralan kişilerin davada taraf olarak yer almasının sağlanmasının gerektiği, diğer yandan, sözleşme konusu taşınmazlardan 325 ada 1 ve 4 no.lu ile 327 ada 1 no.lu parselde sözleşmeyi imzalayan arsa sahipleri dışında başka paydaşların da bulunduğu, ancak bu paydaşlarla da ayrıca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılıp yapılmadığı hususu dosya kapsamından anlaşılamadığı, bu paydaşlarla ayrıca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmışsa yukarıda belirtildiği şekilde usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmamışsa bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.11.2013 tarih ve 3591 Esas, 6935 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın açıklanan gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak tüm maliklerin davada yer almasının sağlandığı, mahkemenin 15.09.2017 günlü celse ara kararları ile Yargıtay bozma ilamı gözetilerek "sözleşme tarihinden sonra taşınmazlardan hisse devralan ..., ... ve ... ... ile ... adına haklarını devrettiklerine ilişkin yazılı bir sözleşme olup olmadığı konusunda beyanda bulunmaları, haklarını temlik etmişler ise temliknameyi ibraz etmek üzere tebliğden itibaren dört hafta kesin süre verilmesine" karar verildiği taşınmazlardan hisse devralan ..., ... ve ... ... ile ...'in verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmadıkları ve temliknameyi ibraz etmedikleri, ... mirasçıları olan ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ... ..., ..., ... ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... ... adlarına "arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılıp yapılmadığ ıkonusunda mahkememize beyanda bulunmaları, arsa payı karşılığında inşaat sözleşmesi yapılmış ise bu sözleşmeyi ibraz etmek üzere tebliğden itibaren dört hafta kesin süre verilmesine" karar verildiği, ... mirasçıları olan ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ... ..., ..., ... ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... ...'in verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmadıkları ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ibraz etmedikleri, davalı yüklenici vekiline " 325 ada 1 ve 4 no.lu parseller ile 327 ada 1 no.lu parselle ilgili olarak muris ... veya mirasçıları ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılıp yapılmadığı konusunda mahkememize beyanda bulunması, arsa payı karşılığında inşaat sözleşmesi yapılmış ise bu sözleşmeyi ibraz etmek üzere tebliğden itibaren dört hafta kesin süre verilmesine" karar verildiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi konusu taşınmazlardan 325 ada 1 ve 4 no.lu ile 327 ada 1 no.lu parselde sözleşmeyi imzalayan arsa sahipleri dışındaki paydaşlarla da ayrıca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmadığından davalı yüklenici tarafından inşaatın Mart 2012 döneminde bitirilmesi gerekmesine rağmen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/86 D. İş tespit dosyasında, davanın dayanağı inşaat sözleşmesiyle ilgili davacıların hissedar olduğu ... ilçesi ... Mahallesindeki bir kaç parselin birleşmesiyle oluşturulan taşınmaz üzerinde inşaat anlamında herhangi bir imalatın bulunmadığı, sadece bir kısım ağaçların kesilmiş olduğu, eski bir bekçi kulübesinden ibaret yapının ve tek katlı terkedilmiş evin ve deponun bulunduğu ve kısmen binalarda yıkıntıların oluştuğunun keşfen tespit edildiği ve alınan 20.09.2011 tarihli bilirkişi raporundanda taşınmazda inşaat sözleşmesine göre herhangi bir faaliyet bulunmadığı, karşı tarafın inşaatların yapımına başlamadığının belirtildiği, 2011 döneminde yapılan mahkeme tespitinde sözleşme süresinin bitimine 4-5 ay kadar bir süre kaldığı halde taşınmazda yüklenicinin imalat anlamında hiçbir inşai faaliyet başlatmadığı, dolayısıyla kalan süre itibariyle tarafların baştaki irade ve öngörülerine göre 40 ayda yapılacak inşaatın yapılmasının mümkün bulunmadığının açıkça ortaya çıktığı ve davacıların TBK'nın 473/1 maddesine göre sözleşme sonunu beklemeden sözleşmeden dönme hakkını elde ettikleri, Feshi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 3/h maddesinde sözleşmeye konu taşınmazda bulunan bahçenin yıllık geliri için arsa sahiplerine 50.000,00 TL ödenmesi kararlaştırılmış olup, sözleşme gereğince taşınmazların davalı şirkete 2008 yılında tesliminden sonra dava tarihine kadar davalının sözleşmenin bu hükmü kapsamında ödeme yapmadığı, davacıların davalıdan 2009 ve 2010 yıllarına ait 2 yıllık bahçe bedeli alacağı bulunduğu, davacıların toplam 17/40 oranında taşınmazda hisse sahibi olup davalının bahçe bedeli olarak 4.200,00 TL ödediğini kabul ettiklerinden, hisselerine karşılık davalı ... İnşaat Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.'den 40.175,00 TL alacaklı oldukları anlaşıldığından 2014/227 Esas sayılı dava dosyası ve bu dosya ile birleşen 2016/112 Esas sayılı dava dosyasında davacının davasının davalı ... İnşaat Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. yönünden kabulü ile, 40.175,00 TL'nin davalı ... İnşaat Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.'den tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar ile davalı ... İnşaat Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. arasında yapılmış olan ... 4 Noterliğinin 26.02.2008 tarih ve 5495 yevmiye no.lu inşaat sözleşmesinin feshine ve sözleşmeyle ilgili olarak ... ... ilçesi ... mahallesi 296 ada 3-4 ve 5 no.lu parseller, 325 ada 1-2-4-5 ve 6 no.lu parseller, 327 ada 1 ve 2 no.lu parseller ve 12 ada 172 no.lu parsellere ait taşınmazların tapu kaydına konulan 03.11.2008 tarih ve 14796 yevmiyeli şerhin karar kesinleştiğinde terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; arsa sahiplerinin bir kısmının sözleşmenin feshi davasına muvafakatlerinin olmadığını açıkça beyan ettiklerini, dava açılacaksa davanın hakkı kullanan tüm kişiler tarafından açılması gerektiğini, mahkeme dava konusu taşınmaza paydaş olan kişilerin açıkça davaya muvafakatlerinin olmadıklarını beyan etmelerine rağmen bu beyanın yasal olarak değerlendirilmeden; dava konusu sözleşmeyi bir kısım paydaşların talepleri doğrultusunda fesih edilmesine karar verilmesinin doğru olmadığını, inşaata başlanmama sebebinin yüklenicinin kusurundan değil; tamamen davacı arsa sahiplerinin kusur ve kasıtlı kötü niyetli tutumlarından kaynaklandığını, arsada bulunan ağaçların kestirmesine müteakip şirket yetkilisi hakkında “mala zarar vermek suçundan “... Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ve şirket yetkilisi hakkında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/ 241 Esas sayılı dosyası ile “mala zarar vermek suçundan “ dava açıldığı, beraat kararı verilmiş ise de davacı arsa sahipleri tarafından kasıtlı olarak yapılan bu durum inşaatın yapılacağı arsanın tesliminin gecikmesine sebebiyet verdiğini, davacı arsa sahiplerine ait toplam 23 haciz şerhi bulunduğu ve ayrıca yine davacı arsa sahipleri aleyhine açılmış “tapu iptal davalarına” ait dava tedbir şerhlerinin olduğunu, sözleşme düzenlendikten 1 yıl sonra hisselerinin bir kısmını üçüncü kişilere ..., ..., ... ile ... ve müteahhit İlhan Kayma isimli şahıslara sattıkları, taşınmazlar için Erdemle Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/357 Esas sayılı dosyası “ortaklığın giderilmesi” davası açıldığını, ... Belediyesi tarafından İmar Kanunu 18. madde uygulaması yapıldığını, bu uygulama kararı ile kök hissedar olmayan kişilerin yani “eser sözleşmesine” taraf olmayan 3. kişiler dava konusu arsaya hissedar olarak işlendiğini, mahkeme tarafından dava için yalnızca hukukçu bilirkişi değil hukukçunun yanında tapu ve inşaat konusunda uzman bilirkişilerde atanmış olsa idi bir inşaata başlanabilmesi için ruhsat alınmasının ve ruhsat alınması için de inşaat yapılacak arsanın ilgili Belediye tarafından imarının bulunması gerektiğinin zorunlu olduğunu tespit edebileceğini, davalı tarafından inşaat ruhsatının alınamamasının tek sebebi davacı arsa sahiplerinin imar uygulamasını itirazı ile engellemeleri olduğunu, dava konusu inşaata başlama süresi olan 40 aylık sürenin sözleşme gereği başlangıç zamanı, sözleşmenin düzenlendiği tarihten değil, inşaat ruhsatının alınmasından başlayacağını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini ve tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK'nın 470. vd maddeleri, 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi.
3. Değerlendirme
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. Yargıtayın bozma kararı nedeniyle ... hak iki çeşit olup, bunlar mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak ile bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile ... usuli kazanılmış haklardır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde ise mahkeme bu uyma kararı ile bağlı olup, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nın 297/b. maddesi gereği "Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri" ni içeren bilgilerin yazılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Bununla birlikte; dava şartlarından olan taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür. Medeni haklardan yararlanma ise kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp ölümüne kadar devam eder.
Taraflardan birisinin dava açıldıktan sonra ölmesi halinde mirasçılarının davaya katılımı ile yargılamaya devam olunur. Ancak kişi daha önce ölmüşse ölü kişiye karşı dava açılması mümkün değildir. Ölü kişiye karşı dava açılmasının mümkün olmadığı halde ölü kişi hakkında dava açılması durumunda açılmış davanın mirasçılarına yöneltilerek dinlenilme olanağı da bulunmamaktadır. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Böyle bir durumda ölü kişi hakkında açılan davanın reddine karar vermek ve mirasçıları hakkında ayrıca dava açılıp, dosya ile birleştirilmesi için davacıya süre verilip dava açıldığında yargılamanın bu şekilde sürdürülmesi gerekir.
Somut olayda; Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 17.06.2014 tarihli ve 2014/1121 Esas, 2014/4646 Karar sayılı ilamında; TMK'nın 692. maddesi uyarınca davaya konu 26.02.2008 tarih ve 05495 yevmiye no.lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan tüm arsa sahiplerine husumetin yöneltilmesi gerektiği, sözleşmenin tarafı olan ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ... ve ... ...'e husumet yönetilmediği de belirtilerek usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına rağmen dosya kapsamında muvafakatları bulunmayan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... (T.C kimlik no 104...392) , ... (T.C kimlik no 142...604), ... ... (T.C kimlik no 142...248), ...'in haklarında birleşen dava açılması gerekirken asıl davada davacı olarak gösterilmeleri, gerekçeli karar tebliğ edilen ..., ..., ..., ..., ..., ...'in (142...020 TC no.lu) karar başlığında davacı ya da davalı olarak gösterilmemesi, ...'ın ise asıl davada davacı birleşen davada davalı olarak gösterilmesi nedeni ile mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen ilamın gereği yerine getirilmediği gibi infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK'nın 297/2. maddesine uygun olmayan şekilde karar vermesi de doğru olmamıştır.
Yine asıl davada, davalı olarak gösterilen ... ... ...'in dava tarihi 15.02.2012’den önce 09.08.2011 tarihinde anlaşılmakla, ölü kişi hakkında dava açıldığından bu kişiye yönelik ret kararı verilmesi gerekirken yargılama yapılması da hatalı olduğu gibi dava açıldıktan sonra vefat ettiği anlaşılan ve karar başlığında davacı olarak görünen ... ile ...'in dosya kapsamında verasetnamesi bulunmadığından mirasçılarının davaya dahil edilip edilmediği ve taraf teşkili sağlanıp sağlanmadığı da denetlenememektedir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamında muvafakatları bulunmayan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... (T.C kimlik no 104...392) , ... (T.C kimlik no 142...604), ... ... (T.C kimlik no 142...248), ...'in haklarında birleşen dava açılması için davacı vekiline süre verilmesi ve dava açıldığı taktirde bu dosya ile birleştirilip yargılama yapılması, davalı ... ... ...'in dava tarihiden önce öldüğü ve ölü kişi hakkında dava açıldığından bu kişiye yönelik ret kararı verilmesi, mirasçılarının tespiti ve haklarında dava açılması için davacıya yetki ve süre verilmesi, gerekçeli karar tebliğ edilen ..., ..., ..., ..., ..., ...'in (142...020 TC no.lu) karar başlığında davacı ya da davalı olarak gösterilmemesi ve ...'ın asıl davada davacı-birleşen davada davalı olarak gösterilmesi nedeni ile bu kişilerin hangi davada taraf oldukları tespit edilerek bozma ilamına uygun olarak taraf teşkili sağlanıp işin esasına girilerek HMK'nın 297. maddesi gereğine infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulmasından ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ölü kişi hakkında dava açılıp bu kişi hakkında karar verilmesi, mahkemece verilen kararın HMK 297. maddesine uygun olmaması ve bozma ilamına uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının anlaşılamaması hatalı bulunmuş, hükmün diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.