"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.05.2008 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince müvekkilinin davalıya mobil telefonlara ilişkin pazar araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi ve ürünün pazarlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti verdiğini, davalının sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davranarak sözleşme konusu hizmetleri üçüncü şahıslardan alarak ödeme yaptığını, müvekkilinin davalıdan sözleşmeye aykırılıktan dolayı kar kaybı ve tazminat alma hakkı doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir. Davacı vekili 29.11.2018 tarihli dilekçesi ile talebini 1.162.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan merchandising hizmeti aldığını, ihtilaf konusu hizmet sözleşmesinin müvekkili tarafından 01.01.2010 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde haklı nedenle feshedildiğini, davacının iddia ettiğinin aksine müvekkilinin hizmet sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri üçüncü kişilerden almadığını, taraflar arasındaki sözleşmede sabit ücret belirlendiği için davacının kar kaybının oluşmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davranarak davacının bilgisi dışında sözleşme konusu hizmetleri üçüncü şahıslardan aldığı ve ödeme yaptığının sabit olduğu, davacının davalı şirketin hareketiyle maruz kaldığı kâr kaybını istemesinin mümkün olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı firmanın belirtilen işlerden dolayı 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin net kâr kaybının toplam 198.372,76 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında mahrum kalınan kar hesabında kullanılan yöntemlerin mahrum kalınan karın tespitine elverişli olmadığını, dosyanın sürüncemede kalmaması açısından 1.319.638,64 TL mahrum kalınan kâr miktarının taraflarınca kabul edildiğini, bu yöntemin kabul edilmemesi halinde dosyanın yeni bir heyete tevdi ile rapor alınması talep edilmiş ise de taleplerinin değerlendirilmediğini, mahkemece hükme esas alınan hesaplamanın müvekkili tarafından zaten yapılmış olan zorunlu giderlerin müvekkile yaptırılması gereken işler yönünden ek bir gider kalemi olmayacağı hesaba katılmaksızın yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı sebeple feshedildiği hususunun mahkemece araştırılmadığını, bilirkişi raporlarında davacının sözleşmeye konu yükümlülüklerini Medyasel'e devretmesi halinde sözleşmenin 7.2. maddesine aykırı davranmış olacağı ancak davacı tarafından ticari defterleri incelemeye hazır edilmediğinden davacının sözleşmesel yükümlülüklerini üçüncü şahıs Medyasel'e devredip devretmediği ve feshin haklı olup olmadığı yönünden inceleme yapılamadığının belirtildiğini, davacı defterlerinin incelenmesi yönünde HMK 220/1 maddesinde yer alan usul izlenmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini, ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmalarına rağmen mahkemece değerlendirilmediğini, taraflar arasında sabit ücret belirlendiği için kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmeye konu hizmetin üçüncü kişilerden alması halinde dahi davacının bir kâr kaybına uğramayacağını, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sözleşme devam ederken davacıdan alınan "ilave hizmetler" için ilave ücret ödenmiş olması sebebiyle davacının kâr kaybı talep edebileceği kabul edilmiş ise de taraflar arasında yazılı şekil şartına tabi olan sözleşmenin yine yazılı olarak tadil edilmedikçe ilave ücretler yönünden kâr kaybı talep edilemeyeceğini, sözleşmenin üçüncü kişilere ... yaptırılmasını yasaklayan 7.2. maddesinin sözleşme dışında kalan işlere şamil olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların hükme elverişli olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin İngilizce düzenlenmiş olması nedeniyle 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanunun 1 ve 4 ncü maddeleri uyarınca emredici yasa hükmüne aykırı olup geçersiz olduğu, sözleşme kapsamında hizmet verilmesi halinde ise salt sözleşmenin İngilizce düzenlenmesinin hizmet bedellerini istemeye engel teşkil etmeyeceği, somut olayda davacı tarafından verilen hizmetlere karşılık olarak düzenlenen faturalar nedeniyle bir ihtilaf bulunmadığı, davacının davalı tarafça sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davranıldığı iddiası ile kâr kaybı talep ettiği, davalının sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle tazminata hükmedilmesinin 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanunun 4 ncü maddesi dikkate alındığında hatalı olduğu, davacının sözleşmenin ihlal edildiği iddiası ile kâr kaybı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşmenin geçersiz olduğu kanaatinin Medeni Kanunun 2 nci maddesine aykırı olduğunu, tarafların sözleşmenin feshine dek bu sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmenin geçerli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, davalının davaya itirazları ve istinaf sebepleri arasında bu yönde bir iddiada bulunulmadığını, taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini, 805 sayılı Kanunun düzenlenme amacının Türkiye'de gerçekleştirilecek işlerde Türkçe işlem yapılmasının tarafların hak ve menfaatlerini koruması olması karşısında geçersizlik kanaatinin Kanunun düzenlenmiş amacına aykırı olduğunu, dava konusu sözleşmeye ilişkin talebin hizmet bedeli olması halinde sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak değerlendirileceği beyan edilmişken bedel dışındaki talepler yönünden sözleşmenin dil nedeniyle geçersiz olarak kabul edilmesinin kendi içerisinde çeliştiğini, dava konusu sözleşmenin geçerli olması nedeniyle davaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarında kullanılan hesaplama yöntemlerinin gerçek kâr mahrumiyetini hesaplama yönünden eksik düzenlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin aykırılık nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.