Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1376 E. 2024/2290 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatiften ihraç kararına karşı açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: İhraç kararının tebliğinin usulsüz olduğu, davacının adresine değil noter adresine yapıldığı, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri gözetilerek davacının nerede olduğuna dair bir araştırma yapılmadığından tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunun kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1058 E., 2022/1386 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)

SAYISI : 2018/96 E., 2018/314 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflar vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

1- İlk derece mahkemesince, Kooperatif Ortaklığından Çıkarmaya İlişkin Genel Kurul Kararının Yok Hükmünde Olduğunun Tespiti ile İptali davasıda yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile davacının davalı kooperatiften ihracına yönelik; davalı kooperatif genel kurulunun 06.05.2017 tarihli kararının 13. maddesinin ve davalı kooperatif yönetim kurulunun 19.09.2017 tarihli kararının davacı yönünden iptaline karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 11.06.2020 tarih, 2021/2465 Esas, 2022/2644 Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesince ihraç kararında usulsüzlüğün iptal sebebi olacağı yokluk nedeni bulunmadığı, iptal edilebilirlik yönünden ise, HMK'nın 114/2. madde hükmü yollamasıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16. maddesindeki davanın çıkarma kararının ortağa tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmasına yönelik dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davalının istinaf talebinin kabulü ile; Karaman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 17.10.2018 tarih, 2018/96 Esas, 2018/314 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Temyiz üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 11.05.2022 tarih, 2021/2465 Esas, 2022/2644 Karar sayılı ilamı ile; ihraç kararı tebliği usulsüz olduğundan, davacının ihraç kararı iptal davasını hak düşürücü sürede açmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

2-Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacıya gönderilen ihtarın ana sözleşme ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine aykırı olması nedeniyle davalının istinaf başvuru talebinin esastan reddine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile; davacının davalı kooperatiften ihracına yönelik davalı kooperatifin 06.05.2017 tarihli genel kurul kararının 13. maddesinin ve bu karara dayalı, davalı kooperatif yönetim kurulunun 19.09.2017 tarihli kararının davacı yönünden iptaline oy çokluğu ile karar verilmiştir.

3- Bu karara karşı, davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise, yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle; Dairemizin 11.05.2022 tarih, 2021/2465 Esas, 2022/2644 Karar sayılı bozma ilamında davacı adresi yerine maddi hataya dayalı olarak noter adresi yazıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesi, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.", Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, "Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" hükümlerini içerdiği, bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligatın yapılmasının gerektiği, yönetmeliğin 29. Maddesinde de, "21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır" hükmüne yer verildiği, somut olayda davacının nerede olduğuna dair bir araştırma yapılmadığından tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı Yargıtay duruşmasında vekille temsil olmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.06.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.