"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1020 E., 2022/1958 K.
DAVA TARİHİ : 05.01.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/9 E., 2019/848 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... ile davacılar vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kurumun ihaleye çıkardığı "Balıkesir-Burhaniye Pelitköy Ev ve Arazilerinin Hayıt Tarla (Sülüklü) Deresi Taşkın Koruma İnşaatı" işinin yüklenicisi olduklarını, davalı idarenin Balıkesir 2. Noterliğinin 22.12.2017 tarih 034014 yevmiye sayılı ihbarı ile müvekkillerinin oluşturduğu adi ortaklık ile arasındaki ihale sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, fesih bildirimini Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 25. maddesi ile sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47. maddesinde yer alan "onaylı uygulama projelerine uygun olarak imalatın yapılmaması sözleşme konusu işin yapılması veya teslim sırasında hileli malzeme veya usuller kullanılması, fen ve sanat kurallarına aykırı hatalı ve kusurlu imalat yapılması ve taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermesi" nedenine dayandırdığını, müvekkiline isnat edilen kusur ve hataların hiç birinin somut olaya uygun olmadığını, feshin haksız olduğunu belirterek fesih işleminin iptaline, fesih nedeniyle irat kaydedilen müvekkillerine ait teminat mektuplarının karşılığı olan 215.000,00 TL'nin reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacılar vekili 22.03.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; hukuken fesih iradesi tek taraflı bir işlem olduğundan dava dilekçesinin tüm içeriği, delilleri aynı kalmakla taleplerini sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti, iptal kararının doğal neticesi olarak davalı tarafından irat kaydedilen teminat mektuplarının karşılığı olan 215.000.00 TL’nin reeskont faiziyle birlikte davacılara iadesi, bugüne kadar yapılan imalatlarla ilgili ödenmemiş hakediş alacağımız ile haksız fesih sebebiyle uğranılan muhtemel kâr kaybı sebebiyle belirsiz alacaklarının yapılacak yargılama neticesi tespiti ile davalı tarafından davacılara dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte 456.262.67 TL’nin ödenmesi şeklinde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fesih kararının haklı, hukuka ve maddi olgulara uygun bir uygulama olduğunu, feshin tek taraflı bir hukuki işlem olup, iradenin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağını, mahkemenin idarenin yerine geçerek sözleşmeyi ihdasının söz konusu olmadığı, feshin geçerli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı vekili 21.05.2019 tarihli celsede ıslah dilekçesindeki aleyhe hususları kabul etmediklerini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihalenin feshinde ana başlık olan taşkın koruyucu ağırlık duvarlarda C16 sınıfında beton kullanılması statik ve hidrolik açıdan taşkın koruma tesisinin yapım standartlarına uygun olduğu, yapının kayma, devrilme kuvvetlerini karşılayacağı, aşınma ve donma tesirlerine karşı yeterli olduğu, yapılan imalatın sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak şeklinde nitelenen feshin kanuni gerekçesindeki unsurların gerçekleşmediği ve bu neden ile feshin haklı bir fesih olmadığının tespit edildiği, yukarıdaki durum karşısında davacılara ait irad kaydedilen teminatların iadesinin gerektiği, teknik inceleme neticesinde tespit edilen ödenmemiş hakediş, hakediş düzenlenmemiş imalat, idare tarafından yapılan ve emanete alınan kesintiler, verilen teminat mektuplarının tümü bir arada değerlendirildiğinde toplam 671.262,67 TL'nin davalı tarafından davacılara ödenmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile davalı idarece Balıkesir 2. Noterliğinin 22.11.2017 tarih ve 34014 yevmiye no.lu ihtarı ile gerçekleşen ihalenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile 671.262,67 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan 14.02.2018 ve 30.03.2018 tarihli cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile bilirkişi raporlarına itirazlarının mahkemece gözetilmediğinden istinaf talebi olarak da kabul edilerek değerlendirilmesini, bilirkişi raporlarında ve sözleşme ekinde yer alan projelere uygun imalat yapıldığının iddia edildiğini, söz konusu projelerin ön proje olup, idarenin yüklenici firmalarda sunulan projelerde düzeltme yetkisini kullanarak firmaya tebliğ edildiğini, ihale uhdesinde verilen ön projeye uygun imalat yapıldığını iddia edip daha sonra yüklenici tarafından sunulan ve ön projeden farklı nitelik ve niceliklere sahip kati projeler ile idare tarafından tashih edilen projeleri görmezden gelmenin yanıltıcı bir tutum olduğunu, sözleşmenin 6. maddesinde söz konusu projenin açıkça ön proje olduğunun yazılı olup ön projenin 4734 sayılı Kanunun 6. maddesinde tanımlandığı üzere gerekli arazi ve zemin araştırmaları yapılmadan hazırlanan proje olduğu, sözleşme eki YİGŞ projenin uygulanması başlıklı 13. maddesi gereği idarenin sözleşme konusu işlerle ilgili proje vb teknik belgelerde gerekli göreceği her türlü değişliği yapmaya yetkili olduğunu, işlerin devam sırasında yüklenicinin gerekli görülecek bu değişikliklere uygun olarak işe devam etmek zorunda olduğunu, işin devamı sırasında yüklenicinin proje uygulanması konusunda kendisine yapılan tebligatların sözleşme hükümlerine aykırı olduğu veya tebligat konusunun fen ve sanat kurallarına aykırı olduğu görüşüne varırsa bu husustaki görüşlerini idareye bildirmek zorunda olduğunu, yüklenicinin bu hususta hiç bir talebi olmadığını, firma tarafından düzenlenen 5 adet hak ediş için ödeme talebi olmadığı gibi talep edildiği halde ödememe durumu bulunmadığını, davacı tarafından önce bir beyan ile talep açıklama ve artırılması yapıldığını, daha sonra ise, gerekli harçlar ikmal edilerek usul yönünden doğru olan ıslah işleminin de yapıldığını, mahkemece resen davanın belirsiz alacak olduğu şekilde taraf beyanlarının dışında bir yorum ile davacının ıslah ile artırdığı taleplerinin hüküm altına alınmasında uyguladığı faizin başlangıç tarihinin tüm tutar için dava tarihinden başlatıldığını, mahkemenin tek kalemde hüküm altına aldığı, 671.262,67 TL'nin içinde yer alan tazminat veya geri ödeme tutarları tamamen ayrı ve maddi dayanaklardan kaynaklanmış ise de, bu hususlar açıklanmadan ve hükümde tutarlar gösterilmeden tek rakamla hüküm kurulmasının usulsüz olduğunu, belirtilen miktarın bir kısmı işin hakedişe bağlanmamış ancak imal edilmiş bölümün karşılığı olan hak ediş tutarı olduğunu, bu tutar ayrı bir kalem olarak gösterilmediği için belirtilmeyen bölümünden %3 gelir vergisi stopajı ve yine ayrıca 3/60 KDV blokesi yapılarak maliyeye idarece yatırılmasının yasal zorunluluk olduğunu, ilaveten hakediş bedelleri ödemesinde %18 KDV eklenmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarında belirtilen tutarın KDV içerip içermediğinin belli olmadığını, mahkemece kararın mali mevzuat ötelenerek vergi kaybına neden olacak şekilde düzenlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idarenin ihaleye çıkarken sözleşmeye esas alınan projesinin arazideki fiili duruma uymadığı, yol ve yerleşim alanları ile çakıştığı, bunun sonucu olarak da istimlak problemleri nedeniyle proje değişikliğine gidildiği ve yükleniciye revize uygulama projesi yaptırıldığı, bu proje için yükleniciye ek süre verildiği, idarenin proje üzerinde bazı paftalarda beton sınıflarında düzeltmeler yaptığı, bu değişikliklerin beton ağırlıklı taşkın koruma duvarı ölçülerinde ve beton sınıfında olduğu, bazı paftalarda bu değişikliği yapmadan projede yazılı olduğu şekilde C16 olarak bıraktığı, yaptığı değişiklikler yönünden hiçbir gerekçe yazmadan projeleri onayladığı, işin süresi boyunca yüklenici için beş hakediş düzenlendiği, hak edişlerde inşaat sahasından alınan numunelerden uygunluk raporlarının idare tarafından hazırlandığı, hakedişlerin ve bu rapor doğrultusunda ödendiği tesisin mevcut imal edilen bölümlerinin işlevini tamamen yerine getirdiği ve çalıştığı, imalatın fen ve sanat kurallarına uygun olmadığı iddiasının doğru olmadığı, ihalenin feshinde ana başlık olan taşkın koruyucu ağırlık duvarlarda C16 sınıfında beton kullanılmasının statik ve hidrolik açıdan taşkın koruma tesisinin yapım standartlarına uygun olduğu, yapının kayma devrilme kuvvetlerini karşılayacağı, aşınma ve donma tesirlerine karşılık yeterli olduğu, yapılan imalatın sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak şeklinde nitelenemeyeceği, feshin gerekçesindeki unsurların gerçekleşmediği bu nedenle haksız olduğu, fesih haksız olduğundan irat kaydedilen 215.000,00 TL teminat mektubu bedelinin iadesi ile bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilen 456.262,67 TL ödenmemiş hakediş, hak ediş düzenlenmemiş imalat bedeli olmak üzere toplam 671.262,67 TL'nin davalı tarafından davacılara ödenmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu kapsam ve niteliği itibariyle denetime elverişli hüküm vermeye yeter olup mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, davacının kâr kaybı konusundaki talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinafa getirmiş ise de, bu talep yönünden harç yatırılmadığı ve mahkemece de bir inceleme yapılmadığı belirtilerek davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ön proje ile ihaleye çıkıldığı, daha sonra yapılan incelemeler neticesinde sözleşmenin eki olan YİGŞ'in 12. ve 13. maddesi gereği düzenlemeler yapılarak kati projelerin yükleniciye tebliğ edildiği, beton sınıfı C25 olarak yüklenici tarafından sipariş verilen betonların yapılan muayenenede C16 sınıfı olarak tespit edildiği, C16 betonun uygulanmasının fen ve sanat kurallarına uygun olmadığı, deprem yönetmeliğine uygun değerlendirme yapılmadığı, daha düşük nitelikte beton kullanılarak yapının ömrünün azaltıldığı açıklanan nedenlerle feshin haklı olduğu, hesaplamaların C16 beton yapılmasına rağmen C25 beton bedeline göre yapıldığı, mahkemece resen davanın belirsiz alacak olduğu şekilde taraf beyanlarının dışında bir yorum ile davacının ıslah ile artırdığı taleplerinin hüküm altına alınmasında uyguladığı faizin başlangıç tarihinin tüm tutar için dava tarihinden başlatıldığını, mahkemenin tek kalemde hüküm altına aldığı, 671.262,67 TL'nin içinde yer alan tazminat veya geri ödeme tutarları tamamen ayrı ve maddi dayanaklardan kaynaklanmış ise de, bu hususlar açıklanmadan ve hükümde tutarlar gösterilmeden tek rakamla hüküm kurulmasının usulsüz olduğunu, belirtilen miktarın bir kısmı işin hakedişe bağlanmamış ancak imal edilmiş bölümün karşılığı olan hak ediş tutarı olduğunu, bu tutar ayrı bir kalem olarak gösterilmediği için belirtilmeyen bölümünden %3 gelir vergisi stopajı ve yine ayrıca 3/60 KDV blokesi yapılarak maliyeye idarece yatırılmasının yasal zorunluluk olduğunu, ilaveten hak ediş bedelleri ödemesinde %18 KDV eklenmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarında belirtilen tutarın KDV içerip içermediğinin belli olmadığını, mahkemece kararın mali mevzuat ötelenerek vergi kaybına neden olacak şekilde düzenlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız feshin tespiti, teminat mektuplarının iadesi, iş bedelinin tahsili ve zararının tazmini istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 371. maddesi,
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4. maddesi,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflar arasında 09.09.2015 tarihli "Balıkesir-Burhaniye-Pelitköy Ev ve Arazilarinin Hayıttarla (sürüklü) Deresi Taşkın Koruma İnşaatı " sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin "Sözleşmenin Türü ve Bedeli" başlıklı 6. maddesi uyarınca sözleşmenin ön proje ve bunlara ilişkin mahal listeleri ile birim fiyat tarifelerine dayalı olarak belirlenen bedel üzerinden imzalandığı, "Sözleşmenin Ekleri" başlıklı 8. maddesi uyarınca Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve ön/kesin projelerin sözleşmenin eki olduğu anlaşılmaktadır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde; ön proje; belli bir yapının kesin ihtiyaç programına göre gerekli arazi ve zemin araştırmaları yapılmadan, bilgilerin halihazır haritalardan alındığı, çevresel etki değerlendirme ve fizibilite raporları dahil elde edilen verilere dayanılarak hazırlanan plân, kesit, görünüş ve profillerin belirtildiği bir veya birkaç çözümü içeren proje, kesin proje; belli bir yapının onaylanmış ön projesine göre mümkün olan arazi ve zemin araştırmaları yapılmış olan, yapı elemanlarının ölçülendirilip boyutlandırıldığı, inşaat sistem ve gereçleri ile teknik özelliklerinin belirtildiği proje, uygulama projesi ise belli bir yapının onaylanmış kesin projesine göre yapının her türlü ayrıntısının belirtildiği proje olarak tanımlanmıştır.
YİGŞ'nin 11/3. maddesinde ise "Ön ve/veya kesin proje üzerinden ihaleye çıkılan işlerde, uygulama projesinin idare tarafından hazırlanması veya hazırlatılması esas olup, bunlar, iş programına göre gerekli oldukları zamanlarda, ikişer takım olarak bir yazı ekinde yükleniciye teslim edilir.", 12. maddesinde; (1) Sözleşme konusu işler, idare tarafından yükleniciye verilen veya yüklenici tarafından hazırlanıp idarece onaylanan uygulama projelerine uygun olarak yapılır. .... (4) İdare, sözleşme konusu işlerle ilgili proje v.b. teknik belgelerde, değişiklik yapılmaksızın işin tamamlanmasının fiilen imkansız olduğu hallerde, işin sözleşmede belirtilen niteliğine uygun bir şekilde tamamlanmasını sağlayacak şekilde gerekli değişiklikleri yapmaya yetkilidir.", 14/3. maddesinde ise; "Yüklenici, üstlenmiş olduğu işleri, sorumlu bir meslek adamı olarak fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmayı kabul etmiş olduğundan, kendisine verilen projeye ve/veya teknik belgelere göre işi yapmakla, bu projenin ve/veya teknik belgelerin iş yerinin gereklerine, fen ve sanat kurallarına uygun olduğunu, ayrıca işin yapılacağı yere, kullanılacak her türlü malzemenin nitelik bakımından yeterliliğini incelemiş, kabul etmiş ve bu suretle işin teknik sorumluluğunu üstlenmiş sayılır. Bununla birlikte yüklenici, kendisine verilen projelerin ve/veya şartnamelerin, teslim edilen işyerinin veya malzemenin veyahut talimatın, sözleşme ve eklerinde bulunan hükümlere aykırı olduğunu veya fen ve sanat kurallarına uymadığı hususundaki karşı görüşlerini teslim ediliş veya talimat alış tarihinden başlayarak on beş gün içinde (özelliği bakımından incelenmesi uzun sürebilecek işlerde, yüklenicinin isteği halinde bu süre idarece artırılabilir) idareye yazı ile bildirmek zorundadır. Bu sürenin aşılması halinde yüklenicinin itiraz hakkı kalmaz. Yüklenicinin iddia ve itirazlarına rağmen, idare işi kendi istediği gibi yaptırdığı takdirde yüklenici, bu uygulamanın sonunda doğabilecek sorumluluktan kurtulur." düzenlemelerinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine, sözleşmeye ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Bu durumda; yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser, iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imal edilmelidir.
Bu bilgiler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davalı idarece ihaleye ön proje ile çıkıldığı, daha sonra YİGŞ hükümleri uyarınca uygulama projesi hazırlandığı ve arazinin niteliğine göre revize uygulama projesi üzerinde davalı idarece taşkın koruma duvarlarında ve beton sınıflarında değişiklik yapıldığı, yapılan değişiklikte C16 sınıfında beton kullanılması yerine C25 sınıfı beton kullanılmasının istendiği, projelerin davacılara tebliğ edildiği, buna rağmen davacılar tarafından projeye aykırı olarak C16 sınıfı beton kullanılarak edimin ifa edildiği dosya kapsamında sabittir.
Açıklanan nedenlerle davacı yüklenicilerin C25 yerine C16 sınıfı beton kullanarak sözleşmeye ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak edimini ifa etmediği ve bu nedenle davalı idare tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiği sabit olmasına rağmen mahkemece hatalı değerlendirme ile, işin fen ve sanat kurallarına uygun olarak ifa edildiğinden bahisle haksız olarak feshedildiği kabul edilerek, feshin haksızlığının tespiti ile teminat mektuplarının iadesine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de; davacı dava dilekçesinde fesih işleminin haksız olduğunu belirterek feshin iptali ile irat kaydedilen teminat mektuplarının iadesini talep etmiş, ıslah dilekçesinde ise; feshin haksızlığının tespiti, teminat mektuplarının iadesi ve bu taleplerine ek olarak bakiye iş bedelinin tahsili ile uğradığı kar kaybının tazminini talep etmiş ise de, mahkemece dava dilekçesinde talep edilmeyen bakiye iş bedeli ve uğranılan kar kaybının tazmini kalemlerinin kısmi ıslah ile talep edilemeyeceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken bakiye iş bedeline hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesinde talep edilmeyen bakiye iş bedeli ve uğranılan kar kaybının tazmini kalemlerinin kısmi ıslah ile talep edilemeyeceği dikkate alınarak ve sözleşmenin haklı olarak feshedildiği de kabul edilerek sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespiti ile teminat mektuplarının iadesi taleplerinin reddine karar verilmesinden ibarettir.
Hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi nedeni ile kararın bozulması uygun görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz eden davalı BOZULMASINA,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.