Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1608 E. 2025/260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarında, yüklenici tarafından talep edilen ek iş bedelleri, gecikme cezaları, kesin teminat ve fiyat farkı alacaklarının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince tasfiye kesin hesabının çıkarılmasına yönelik alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduğu ve davalı iş sahibinin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediği değerlendirilerek, istinaf mahkemesinin davacı yüklenici lehine hüküm altına aldığı alacaklar yönünden verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1050 E., 2022/1335 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/628 E., 2021/617 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;taraflar arasında 06.07.2007 tarihinde ... ... Koleji Yerleşkesi Sosyal Tesis ve Spor Kompleksi Binası Kaba İnşaatı (1. aşama işler) sözleşmesinin imzalandığını, davalı iş sahibinin 12.07.2007 tarihinde yer teslimi yaptığını ve A,B,C bloklardan oluşan sosyal tesis inşaatı için 30.07.2007 tarihinde aldığı yapı ruhsatını 01.08.2007 tarihinde müvekkili şirkete teslim ettiğini ve müvekkilinin aynı tarihte işe başladığını, inşaat ruhsatına göre müvekkilinin sözleşme kapsamında inşa edeceği imalatların toplam metrajının 7683 m2 olacağını, müvekkilinin işin başında sözleşme eki uygulama projeleri, ruhsat alımı sonrası davalı iş sahibinin 09.08.2007 tarihli yazısı ile sözleşmeden sonra haricen teslim edilen projeler ve inşaat ruhsatına bağlanan metrajlarda farklılıklar ve onaysız projeler olduğunu tespit ederek durumu davalıya ve davalının sözleşmesel temsilcisi inşaat denetçisine bildirdiğini,inşaat ruhsatında toplam yapı alanının 7683 m2 olduğunu ancak fiili olarak toplam yapı alanının 9039 m2 olduğunu ve yapı ruhsatında 1356m2 eksik beyan edildiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin fesih tarihi olan 04.12.2008 tarihi itibariyle ruhsatında gösterilen 7683m2’nin %15 fazlasıyla 8834m2 betonarme inşaat alanını tamamladığını, ayrıca davalının yapı tanımında olan çevre düzeni yapıları(açık spor sahaları, tenis kortları, anfi tribünler, istinat duvarları) için de zorunlu olan yapı ruhsatını almadığını, müvekkilinin sözleşme ile yüklendiği imalat miktarlarının toplam metrajının 7683m2 inşaat alanından 9039 m2 ‘ye ulaştığını, buna göre inşaatın yapı ruhsatına göre %17,65 oranında artış gösterdiğini, müvekkilinin yapı ruhsatına göre imalatları hali hazırda %115 pursantaj olarak (8834 m2) tamamladığını, ayrıca müvekkilinin yüklenimi altında olmayan ve 665m2 inşaat alanlı yarı olimpik açık yüzme havuzu yapısının da sözleşme kapsamı haricinde olduğunu ve hiçbir şekilde ruhsata bağlanmadığını, inşaat ruhsatına bağlanmış olan imalat miktarı 7683 m2 olup, davalı tarafın müvekkilinden imar mevzuatına aykırı olarak imal etmesini istediği miktarın ise 13049 m2 olduğunu, imar mevzuatına aykırı bu durumla ilgili müvekkilince yapılan uyarıların davalı iş sahibince dikkate alınmadığını, sözleşmeye göre işin teslimi gereken süresinin 31.03.2008 olduğunu ve davalının sebebiyet verdiği haller kapsamında müvekkiline üç kez ve toplamda 268 gün süre uzatımı verildiğini ve son süre uzatımı ile işin teslim süresinin 24.12.2008 tarihine kadar uzatıldığını, buna rağmen davalı yanca müvekkilinin hakedişlerinden haksız olarak 22.08.2008 tarihinden itibaren günlük gecikme cezaları tahakkuk ettirilerek kesildiğini, davalının gecikmesi nedeniyle müvekkilinin katlanmak zorunda olduğu ilave masraflar için sözleşmenin 28. maddesi gereğince davalıya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, davalı tarafından keşide edilen 04.12.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, 268.200,00 TL miktarlı kesin teminat mektubu bedelinin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, 09 ve 10 numaralı hakedişlerden haksız olarak kesilen toplam gecikme cezaları tutarı olan 100.575,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, hakediş tutarlarının %6’sı oranında kesilen ihtiyat kesintileri toplamı olan 151.486,00 TL’nin, fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, taraflarca 9 no’lu hakedişle onaylanan ancak halen ödenmeyen ek işler bedeli olan 75.700,00 TL+KDV’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, ödenmeyen betonarme cephe kaplaması imalatı bedeli olan 3.043,00 TL+KDV’nin 27.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, müvekkili tarafından sözleşme kapsamı dışında yeni yapılan 155 metre uzunluğundaki sulama suyu hattı imalat bedeli tutarı olan 5.000,00 TL+KDV’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, demir fiyatlarına gelen beklenmeyen artış nedeniyle katlanmak zorunda kalınan ilave masraflara ilişkin olarak 10.000,00 TL+KDV’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, çekişmeli olduğu için belirlenemeyen tasfiye hakedişinden doğacak bedellerden şimdilik 10.000,00 TL'nin 29.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 21.09.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle demir fiyat farkı alacağı talebini 304.757,00TL’ye, kesin hesap alacağı talebini ise 684.537,00 TL’ye arttırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme gereğince işin kontrollük hizmetini yapmak üzere inşaat denetçisi görevlendirildiğini, ancak zaman içerisinde inşaat denetçisinin sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin onayını aramaksızın süre uzatımı vermesinin, sözleşmeye aykırı uygulamalar yapmasının ve yüklenicinin personeli gibi hareket etmeye başlamasının üzerine görevinin sona erdirildiğini, ancak buna rağmen söz konusu şahsın bir süre daha şantiyeye giderek davacı yüklenici lehine kararlar almaya ve yorumlar yapmaya devam ettiğini, eskiye dönük yazışmalar ve tutanaklar düzenlenmiş olduğunu, sözleşmenin 8.1 maddesinde fiyat farkı verilmeyeceği hükmünün bulunduğunu, 28. maddesinde telafi edilecek hallerin neler olduğunun belirlendiğini, gecikme cezasının sözleşmenin 29. maddesine göre hesaplandığını, davacının yapı ruhsatının mevzuata uygun olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacıya iki kez süre uzatımı verildiğini ve işin son süre uzatımı tarihi olan 22.08.2008 tarihinde tamamlanamaması üzerine sözleşme hükmü gereğince gecikme cezasının uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin kapsamı ve konusuna göre, uygulama projelerinin hazırlatılması, idare onayının alınması ve yapı ruhsatına bağlanması ve yükleniciye tesliminin iş sahibi davalının sorumluluğunda olduğu, 01.08.2007 tarihinde yapı ruhsatı ve eki uygulama projelerinin alındığı ve aynı gün işin yükleniciye teslim edilerek fiili işe başlama tutanağı tutulduğu, taraflarca iş bitim tarihinin 31.03.2008 olarak kabul edildiği, sözleşme tarihine göre, iş yeri teslimi ve işe başlama tarihinin 26 gün gecikmeli gerçekleştiği ve bu durumun davalı iş sahibinin sorumluluğundaki yapı ruhsatı alınmasından kaynaklandığı, sözleşme kapsamı işlere ilişkin yapı ruhsatının 7.683 m² olduğu, sözleşmeden sonra yükleniciye teslim edilen yapı ruhsatı eki projelerde inşaat alanının 13.049 m² olduğu, bu durumun mevcut yapı ruhsatı ile eki projeler arasındaki tutarsızlığı gösterdiği, davalının kusuru nedeniyle sözleşmeye göre feshin haksız olduğu, davacı vekilinden tüm talepler bakımından ihtarnamelerden birer örnek sunulmasının istenildiği ancak verilen kesin süre içerisinde ihtarnamelerin sunulmadığı, betonarme cephe kaplaması imalatına ilişkin istemin ayıplı imalat kapsamında bulunduğu, demir fiyat farkı talebinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 268.200,00 TL kesin teminat bedeli, 100.575,00 TL gecikme cezası, 150.616,00 TL ihtiyat kesintisi, 89.326,00 TL tutarındaki ek işler bedeli, 5.900,00 TL yeni sulama suyu hattının imalatı, 684.537,00 TL tasfiye hakedişi bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraf vekillerine istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişilerce çıkarılan tasfiye kesin hesabı doğrultusunda davacı alacağının belirlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi öncesi ve sonrası yapılan imalatların iskan ruhsatının da alınmış olmakla yasal olduğu, davacı yüklenici lehine kabul edilip hüküm altına alınan tüm bedel üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken, sadece kabul edilen teminat mektubu bedeline ilişkin vekalet ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı iş sahibi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davacı yüklenici lehine kabul edilip hüküm altına alınan tüm bedel üzerinden vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a.Faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu,

b. Demir fiyat farkının müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyan etmektedir.

Katılma yoluyla davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu,

b.İnşaat denetçisi tarafından verilen süre uzatım kararının hatalı olarak değerlendirildiğini,

c. Feshin haklı nedenlere dayandığını,

d. Davacı yüklenicinin kendi kusuruna dayalı olarak imalat bedelleri talep edemeyeceğini beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

İlk Derece Mahkemesince tasfiye kesin hesabının çıkarılmasına yönelik alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduklarından ve davalı iş sahibinin usulüne uygun şekilde temerrüte düşürülmemiş olduğundan taraf vekillerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun, taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.