Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1757 E. 2024/1147 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesinde asgari ücret artışına bağlı fiyat farkının ödenip ödenmeyeceği ve faiz türünün ne olacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen vekalet ücretinin, yeniden hüküm kurulan karar tarihi yerine kaldırılan karar tarihi üzerinden hesaplanması hatalı görülmüş; ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, vekalet ücreti miktarı düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/15 E., 2022/2895 K.

HÜKÜM/KARAR : Davacı Vekilinin İstinaf Başvurusunun Kabulüyle Davanın Kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/309 E., 2020/293 K.

Taraflar arasında açılan asıl ve birleşen davada hizmet sözleşmesine dayalı asgari ücret fiyat farkından kaynaklı alacak isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılması ile yeniden hüküm kurulması suretiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleşen davada davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı idare tarafından vatandaşa sunulan ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ve ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı hizmetleri kapsamında gelen çağrıların 7/24 yanıtlanacağını, sözleşmenin eki teknik şartnamede ''çalışacak personelin 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine uygun olarak çalıştırılacağının, haftalık çalışma süresinin 45 saat olacağının" öngörüldüğünü, davalıdan 07/03/2019 tarihinde artan asgari ücret dikkate alınarak, hesaplanacak fiyat farkının işçilere ödenmesinin talep edildiğini, ancak, davalı tarafından 29/03/2019 tarihli yazıda asgari ücret fiyat farkından kaynaklanan tutarların ödenemeyeceğinin bildirildiğini, sözleşme imzalandıktan sonra asgari ücrette meydana gelen artışın fazla olduğunu bu artıştan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, asıl davada 100.000,00 TL ve birleşen davada 100.000,00 TL'nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile asıl davadaki talebini 1.162.416,76 TL'ye, birleşen davadaki talebini ise 2.320.723,02 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili dilekçesinde özetle; sözleşme ve eklerini oluşturan ihale dokümanlarında fiyat farkı ödenmeyeceği koşulunun bulunduğunu ve bunlarda değişiklik yapılamayacağını, idare işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ihale sözleşmesinde yer alan fiyat farkı verilmeyeceği şeklindeki düzenlemenin fiyat farkı esaslarında yer alan emredici hukuk kurallarına aykırı bulunduğu, bu nedenle ilgili sözleşme hükümlerinin Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesi hükmüne göre hükümsüz olduğu, fiyat farkı esaslarının taraflar arasındaki uyuşmazlıkta doğrudan uygulanması ve davacıya asgari ücret artışından kaynaklanan fiyat farkının verilmesi gerektiği, aynı zamanda sözleşme imzalandıktan sonra asgari ücrette meydana gelen artışın davacı için öngörülemez nitelikte olduğu, uyuşmazlık konusu işin büyük ölçüde işçilik maliyetlerinden oluştuğu, olağanüstü artış karşısında ifanın davacıdan beklenmesinin dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiği, sözleşmenin bu yönüyle de değişen koşullara uyarlanması gerektiği gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, 1.162.416,76 TL alacağın, 100.000,00 TL'sinin dava, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile, 2.320.723,02 TL alacağın, 100.000,00 TL'sinin dava, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan işin ticari iş niteliğinde olduğunu, ticari işlerden kaynaklanan alacaklarda avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince hükmedilen alacağa avans faizinin uygulanması gerektiğini, sözleşme kapsamında düzenlenen hak edişleri ihtirazi kayıtla imzaladığını, bu nedenle asgari ücret fiyat farkından kaynaklanan alacaklarına her hak ediş döneminden itibaren avans faizi işletilmesi gerekirken mahkemece hükmedilen alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığını, alacağa uygulanan faiz türü ve faiz başlangıç tarihine ilişkin kısımların incelenerek istinaf talebi nazara alınarak kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.

2. Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek, fiyat farkı hesaplanmayacağına dair yer alan düzenlemelerin Türk Borçlar Kanununun 27. maddesi gereğince hükümsüz olduğunun kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından asgari ücretteki artış sebebiyle işçilere yapılacak ödemelere ilişkin öngörülemeyen ve önlenemeyen durumun ortaya çıktığından bahisle kamu ihale mevzuatı ve ihale dokümanı çerçevesinde değerlendirmek üzere herhangi bir müracaatta bulunulmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, uyuşmazlığın ticari bir işten kaynaklandığı, mahkemece hükmedilen alacağa avans faizi uygulanması gerekirken, yasal faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle asıl ve birleşen davada davacının faiz türüne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl ve birleşen davada davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek, re'sen dikkate alınacak nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini, temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

2. Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılarak yeniden hüküm kurulduğu halde, müvekkili yararına hükmedilen vekalet ücretinin, kaldırılan ilk derece mahkemesinin karar tarihindeki tarife üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, temyiz sebebi olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, hizmet sözleşmesine dayalı asgari ücret fiyat farkı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369, 370 ve 371. maddeleri, Türk Borçlar Kanununun 27. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulduğundan verilen yeni karar tarihindeki tarife üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kaldırılan karar tarihindeki tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm bölümünün 4/e fıkrasında yer alan ‘73.484,59 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “140.993,34 TL” ibaresinin yazılması, 4/f fıkrasında yer alan ‘105.598,01 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “215.036,15 TL” ibaresinin yazılması, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.