Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1762 E. 2024/4249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmaması ancak ıslah dilekçesinde faiz talebine yer verilmesi nedeniyle mahkemece faiz isteminin reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Faizin, asıl alacağa bağlı fer'i nitelikte bir hak olması ve asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olmasının, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmediği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1535 E., 2023/211 K.

KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/50 E., 2022/248 K.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının edimlerini yerine getirmediğini öne sürerek, uğradığı maddi zararın tazminini talep ve dava etmiştir.

Davalı taraf, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.

İlk Derece Mahkemesince davalının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmediğinden bahisle davanın ıslah edilen tutar üzerinden kabulüne, davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmadığı, ıslah dilekçesinde faiz talebine yer verildiği gerekçesiyle faiz isteminin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresinde davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Faiz asıl alacağın bir bölümü olmayıp asıl alacağa bağlı feri’i nitelikte bir haktır. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebileceğinden mahkemece davacının faiz isteminin kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine “ 405.403,80 TL'nin 5.000,00 Türk Lirası'nın dava tarihinden, kalan 400.403,8 Türk Lirası'nın ise ıslah tarihi olan 11.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.11.2024 gününde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.