Logo

6. Hukuk Dairesi2023/176 E. 2024/25 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacının hak edişlerinden yaptığı kesinti nedeniyle davacının alacak talebi istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin takdirinde hata yapılmadığı, iddia ve savunmanın hukuka uygun değerlendirildiği, uyuşmazlığın çözümünde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmeden kaynaklanan mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak yüklenicilerin işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemleri ile sınırlı sorumlu oldukları gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında ihale sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı kurum tarafından ihaleye çıkarılan 2014/65349 nolu ihaleye katıldığını ve ihaleye konu işin müvekkili firmada kaldığını, müvekkili şirketin hizmet alım işini ifa ederken ihale kapsamında çalışan personellerin işten ayrılacaklarını belirterek kıdem tazminatı alacaklarının ödenmesini davalı kurumdan talep ettiğini, davalı kurumun da müvekkilinin 2016 Ekim ayı hak edişinden 131.787,00 TL, 2016 Kasım ayı hak edişinden 68.117,00TL, 2016 Aralık ayı hak edişinden 62.87200 TL, 2017 Ocak ayı hak edişinden 37.891,00 TL olmak üzere hak edişlerinden toplamda 300.667,00 TL'yi hukuka aykırı olarak kestiğini, davalı kurum ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme uyarınca kararlaştırılan bedelin eksik ödendiğini, kesintiye dair gösterilen gerekçede çalışanların kıdem tazminatlarının ödenmesi hususunun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, 4857 sayılı Yasanın 112. maddesi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 08.02.2015 tarih ve 29261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğin geçici 1. uyarınca ödenecek tazminatlardan davalının sorumlu olduğunu, ihale kapsamında çalışan personellerin kıdem tazminatlarının 11.09.2014 tarihinden itibaren kamu kurumları tarafından ödenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla zaten personellerin kıdem tazminatlarının tamamının kesilmesinin de ayrıca hukuka aykırı olduğunu, nitekim dava dışı işçilerin farklı şirketler bünyesinde çalışmasının olduğunu, personellerin müvekkili davacı bünyesinde çalışmalarının 16.08.2011 tarihinde başladığını, davalı kurumun tüm alacakları müvekkilinin hak edişinden kesmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürerek 300.667,00 TL tutarındaki kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kurumun bir kısım temizlik işlerini davacı şirkete ihale ederek kendisi ile hizmet alım sözleşmesi imzaladıklarını ve imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre işçilerin tüm hak ve alacaklarından davacı şirketin sorumlu olduğunun belirtildiğini, davacı şirket ile müvekkili idare arasında 30.09.2014 tarihinde 36 ay geçerli olmak üzere ... Üniversitesi Hastaneleri ile bâğlı birimlerin hasta destek hizmetleri, temizlik hizmetleri idari ve teknik destek hizmetleri alımını gerçekleştirilmek üzere akdedilen sözleşme ve ekli idari şartnamede belirlenmiş olan hükümlere göre yüklenici firma tarafından işyeri mahallerinde çalıştırılmış işçilerin uğrayacağı ... kazası, meslek hastalığı ve benzeri olaylar nedeniyle doğacak her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun yüklenici firmaya ait olacağını, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü'nün yazıları ve sözleşmeler dikkate alındığında taraflar arasında akdedilen sözleşme ve şartnamelere göre yaklaşık maliyet içinde kıdem tazminatları için bir maliyet eklendiğini ve idari şartnamenin 25. Maddesinde yer alan diğer giderler adı altında ayrılan %4 lük pay içerisinde kıdem tazminatına yer verilerek davacıya ödendiğini, ilgili maddeler gereği sözleşmede değişiklik yapılamadığını ve davacı şirkete belirlenen fiyatla ödeme yapıldığını, Hizmet Alımı İhalesinin 22.08.2014 tarihinde yapılmış olup, davacı şirket ile 30.09.2014 tarihinde 36 aylık sözleşme imzalandığını, yönetmelik değişikliğinin 08.02.2015 tarihinde yapılmış olup kıdem tazminatlarının sorumluluğu geriye doğru yürütülerek 10.09.2014 tarihi sonrasının esas alındığını, buna rağmen davacının yönetmelik değişikliğini ileri sürmesinin iyiniyetli olmadığını, belirtilen nedenlerle yaklaşık maliyet hesabı kapsamında kıdem tazminatının hesaplamaya dahil edilerek davacıya ödenmiş olması nedeniyle davacının hak edişinden kesinti yapılmasının yasaya ve hukuka uygun olduğunu, müvekkili idare aleyhine açılan haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davalı Üniversite tarafından dava dışı 12 işçinin kıdem tazminatlarının, bu işçilerin davalı Üniversite'de değişik şirketlerin alt işverenliğinde ilk işe girdikleri tarihlerden itibaren kıdem tazminatları hesap edilerek tamamının davacı alt işverenin hak edişlerinden kesinti yapılmış ise de, bu işlemin hukuka ve yukarıda anılan sözleşme hükümlerine uygun olmadığı, zira anılan mevzuat ve şartname hükümlerine göre çalıştırılan işçilerin ücret ve yan ödemelerinden her bir yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğu, dava dışı işçilerin davalı şirket bünyesinde 01.01.2011 ila 30.09.2017 tarihleri arasında değişik tarih aralığında çalıştıkları, aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporunda her bir işçi yönünden çalıştıkları tam tarihler dikkate alınarak yapılan hesaplamada dava dışı işçilerin davacı şirketin alt işverenliğinde çalıştıkları döneme ilişkin kıdem tazminatı tutarı toplamının 100.444,58 TL olduğu, davacı şirketin taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin 21.1. maddesindeki atıf nedeniyle Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 6. Bölüm 38. maddesi hükmü uyarınca bu tutardan sorumlu olduğu, bu durumda TBK m. 167 hükmünün uygulanamayacağı; taraflar arasındaki sözleşme gereği davacı yüklenicinin ödemekle yükümlü olduğu bedelleri için ... sahibi İdareye rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığı; işçilik alacaklarının davalı ... sahibi İdare tarafından ödenmesi halinde zaten İdare tarafından da anılan sözleşme hükümleri uyarınca bu bedel üzerinden yükleniciye rücu edilerek ödenen paranın yükleniciden tahsili cihetine gidileceği; 200.224,60 TL'lik tutar yönünden ise, bu meblağın dava dışı işçilerin başka yükleniciler bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin olduğu, dönemsel sorumluluk esasına göre davacı şirketin bu bedelden sorumlu olmadığı, bu nedenle de davalı Üniversite tarafından, davacının sorumlu olmadığı bir tutarın davalının hak edişinden kesmesinde hukuka ve sözleşme hükümlerine uygunluk bulunmadığı, kesintinin 200.224,60 TL'lik tutarının haksız olduğu, ayrıca bilirkişi raporunun 23.10.2018 tarihli duruşmada taraflara tebliğ edildiği, tarafların yasal süresi içerisinde rapora karşı herhangi bir itiraz ileri sürmedikleri ve bu haliyle raporun da kesinleştiği anlaşıldığından, 200.224,60 TL'lik tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili idarenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve Hizmet Alımları Uygulama Yönetmeliği hükümleri gereği, bir kısım birimlerinin temizlik hizmetlerinin yapılması işini davacı şirkete ihale ettiğini, kendisi ile hizmet alım sözleşmesi imzaladığını ve imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre, işçilerin tüm hak ve alacaklarından davacı şirketin sorumlu olduğunun belirtildiğini, davacı şirket ile müvekkil idare arasında akdedilen sözleşme ve ekli idari şartnamede belirlenmiş olan hükümlere göre yüklenici firma tarafından işyeri mahallerinde çalıştırmış olduğu işçilerin uğrayacağı ... kazası (ölüm, yaralama) meslek hastalığı ve benzeri olaylar nedeniyle doğacak her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun yüklenici firmaya ait olacağı; yine ... kanunu, 506 sayılı sosyal sigortalar kanunu ve bu kanunlara istinaden çıkarılan yönetmelik ve tüzükler gereğince ... yerine ait mükellefiyetler işçi ve işverenlere ait olup, işveren tarafından yerine getirilmesi gereken tüm yasal yükümlülükler, gerekli önlemler, işlemler, masraflar, işveren ve işçi arasındaki ilişkiden doğacak tüm neticelerden (sosyal sigortalar kurumunca alınacak tüm sigorta primleri kıdem ve ihbar tazminatları v.b.) doğabilecek sosyal ve mali hak ve sorumlulukların da yüklenici firmaya ait olacağının belirlendiğini, taraflar arasında akdedilen idari şartnamenin 25. maddesine istinaden ilgili firmaya maliyet unsuru olarak kıdem tazminatı ödediğini, davacı talebinin, iyi niyet, hak ve nesafet kurallarına aykırı olup, yüklenici firma için sebepsiz zenginleşme sebebi olduğunu, 6552 sayılı Kanunun 8.maddesi ile 4857 sayılı Kanunun 112.maddesine eklenen fıkralar alt işveren işçilerinin alacaklarını güvenceye alan bir düzenleme olup davacı işçinin işvereni olan alt işveren şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi asıl işverenin alt işverene rücu hakkını da ortadan kaldırmadığını, davalı şirket ile Kurum arasındaki sözleşmeler gereği yapılan kıdem tazminatını davalı şirkete rücu etmesinin tamamıyla yasa ve usule uygun olduğunu, davacı şirket ile dava dışı işçinin çalıştığı dönemdeki şirketler arasında bağlantı olduğu dikkate alınarak davacı şirketin, dava dışı işçinin alacaklarından son işveren sıfatı ile sorumlu olduğuna karar verilmesi gerektiğini belirterek kısmen kabul yönündeki kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizcede benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu,taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmeden kaynaklanan mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmesi gerektiği, bu itibarla dava konusu tazminat yönünden yüklenicilerin işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemleri ile sınırlı olarak sorumlu olduklarının kabulü gerektiği, alınan ayrıntılı ve açıklayıcı, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporuna göre davacının dava dışı işçilerin kıdem tazminatı ödemesine ilişkin sorumlu olduğu miktarın tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalının, davacının hak edişlerinden yaptığı kesinti nedeniyle davacının alacak talebi istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki ihale sözleşmesi nedeniyle, son işveren sıfatıyla hakedişinden kesinti yapılarak davadışı işçilere ödenen kıdem tazminatı tutarlarının, davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 167 nci maddesi, 4857 sayılı kanun 2/6, 112. maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.