"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/1381 E., 2021/800 K.-Birl. Dava 2009/376 E.
...
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile “Konya İçmesuyu Projesi Pompa İstasyonları Ana Besleme Hatları ve Depolar İnşaatı“ işine ilişkin 09.06.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, işin kesin kabulü yapılmasına ve kesin hesap belgelerinin de idareye verilmesine karşı kesin hesabın çıkarılmadığından bahisle, mahkemece kesin hesap çıkartılarak, şimdilik bakiye alacak 10.000,00 TL nin tahsiline, teminat mektuplarına el atılmasının önlenmesiyle iadesine, bu hususta yaratılan muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının BİGŞ’nin 40. Maddesi gereği kesin hesap dosyalarını tam teslim etmediğini, hak edişin gecikmesindeki diğer bir sebebin de Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun yapmış olduğu inceleme olduğunu, incelemede 5.185.219,12 TL mütaahhide fazla ödendiğini ve tahsili gerektiğine ilişkin görüş bildirildiğini, yükleniciye bildirim yapılmasına rağmen fazla ödeme iade edilmediğinden teminat mektuplarının iade edilmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA
Birleşen davada davacı DSİ vekili dava dilekçesinde özetle; kesin hesap sonucu davalı yüklenicinin 5.185.219,12 TL borçlu çıktığını, bu miktar fazla ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Birleşen davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; fazla ödeme bulunmadığını, işin kesin kabulünün dahi yapıldığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.05.2013 tarihli ve 2011/251Esas, 2013/146 Karar sayılı kararı ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle bilirkişilerce hesaplanan 400.075,25 TL kesin hesap borcunun davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15.Hukuk Dairesinin 26.09.2014 tarihli ve 2013/7017 Esas, 2014/5510 Karar sayılı kararıyla asıl davada davacı- birleşen davada davalı yüklenici vekilinin temyiz isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine, DSİ vekilinin temyiz istemi yönünden; birleşen davaya ilişkin hükme esas raporu hazırlayan bilirkişilerin dava konusunda uzman olmadıklarını belirttiklerinden ve neticede farklı sonuçlara ulaşıldığından raporun hükme esas alınamayacağı, yeniden oluşturulacak konunun uzmanı üç kişilik bilirkişi heyetinden, davalı yüklenicinin iş sahibi idarece çıkartılan 29 nolu kesin hakedişe itirazlarını içeren 25.07.2007 tarihli dilekçesi gözetilerek kesin hesabın çıkartılması, taraf itirazlarının bulunması halinde ek rapor alınarak cevaplandırılması, davacının avans faizi talebi konusunda da karar verilmesi hususunda karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile farklı heyetlerden alınan bilirkişi raporlarına itiraz neticesi çelişkilerin giderilmesi için alınan rapor hükme esas alınarak; mahalinde inceleme yapılarak gerekli tespitlerin yapıldığı ve yapılan tespitler 29.Kesin hakedişe uyarlandığında davacı yüklenicinin ödemesi gereken tutarın 116.894,24 TL olarak olarak hesaplandığı, yüklenicinin 293.419,00 TL tutarındaki kesin teminat mektubunun irat kaydedilerek alacaklarına sayılması nedeni ile yüklenicinin 293.419.00 TL - 116.894,24 TL = 176.524,76 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla birlikte, dosyanın Yargıtayca incelenmesi sırasında asıl davada davacı- birleşen davada davalı yüklenicinin kararı süresinde temyiz etmediği, davanın birleşen davacı lehine bozulduğu, bozmaya uyma ile usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla, davacının daha önce kabul edilen miktar kadar alacaklı olduğunun kabulü ile birleşen davada 400.070,25 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleşen dosyada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Özel Teknik Şartnamenin 37/4. madde hükmüne göre imalatın değişmesi halinde sözleşme evrakındaki Ekipman Özel Birim Fiyatı uygulanacağına dair hüküm bulunmasına rağmen bu pozlar yerine daha pahalı olan yeni fiyatlar üzerinden ödeme yapılmasının fazla ödemeye sebep olduğunu, çelik boru taşıma bedeli ara hak edişte 647 km üzerinden ödenmiş ise de 569 km den nakliye ödemesi gerektiğini, %20 iş sonu proje bedelinin ödenmesi için projelerin onay yazısına atıfta bulunması gerektiğini, iş iskele bedeli için su depolarının iç yüzeyine iskele kurulmadığı halde fazladan ödeme yapıldığını , ayrıca mahkemece alacağa işletilecek faiz konusunda da hüküm kurulmadığını beyanla, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı yüklenici vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi ve kesinleşen o davanın sonucunun yürütülen bu davaya kazanılmış hak teşkil etmesinin mümkün olmadığını, bu yönden mahkeme kararının kaldırılarak,birleşen iş bu davada davalı olan şirketin Davacı DSİ’ye borcu olmadığı bilirkişi raporları ile saptandığından davanın reddi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin iadesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. vd maddeleri, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 436, 437. maddeleri, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Birleşen Davacı DSİ nin temyiz itirazları yönünden; bozma ilamına uygun şekilde hükme esas alınan raporda ödeme yapılan yeni birim fiyatların kurumca düzenlenerek, her aşamada DSİ yetkililerinin imzalarının bulunması, çelik boru nakliye bedeline ilişkin mesafe tutanağına uygun şekilde ödeme yapılması, iş sonu projeleri ödemesinin kesin hesabın çıkarılmış olması nedeniyle usule uygun olması, su depolarının iç yüzeyine iş iskelesi kurulmadığı için zaten kesin metrajlara dahil edilmemiş olduğu, raporda fazla ödeme çıkmamasına rağmen ilk karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmediğinden usuli kazanılmış hak ilkesi nazara alınarak kısmen kabul kararı verildiği, bu durumda bozmadan önceki gibi faiz işletilmeden verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu nazara alınarak, mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
3. Birleşen davalının temyiz itirazları yönünden; temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen davada Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.