"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacıların davalılar ... Tekstil San.Tic. A.Ş., ..., ... ve ... A.Ş. aleyhine ikame ettikleri maddi tazminat davasının kabulüne, maddi tazminat davasının kabulüne, davalılar ..., ... ve ... aleyhine ikame edilen maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili, davalı ... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili, davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde asıl ve birleşen davada davalı ... San ve Tic. A.Ş. vekili Avukat Bediha Hilal Mıhçı, asıl ve birleşen davada davalı ... Teks. San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ... geldiler. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... A.Ş'nin ... kazası sahasında yer alan çatıyı daha önce atermit çatı kaplama malzemesi ile diğer davalı ... Tic. San A.Ş. ve diğer davalı alt yüklenicilere yaptırdığını, ... A.Ş.'nin yapılan çatıda eksik kalan kısımların tamamlanması için işyerindeki çatının ölçümü ile kontrolü amaçlı olarak ...'in çatıya çıktığı sırada daha önce yapılmış olan ve teslim edilen atermitin kırılması neticesinde yaklaşık 6 metre yüksekliğindeki çatıdan düştüğünü ve aldığı darbe sonucunda öldüğünü, olayın meydana gelmesinde maktülün 2/8 oranında ... Tekstil A.Ş. yetkililerinin 2/8, ... A.Ş ve yetkililerinin 2/8 oranında, ... ... Ticaret sahibi ... ile taşeron ustası ... ile uygulayıcı ustası ... ...'in her birinin 1/8 oranında kusurlu olduklarını, maktülün ölümü ile davacıların maddi kayba uğradığını, müvekkillerinin maktülün ölümünden dolayı büyük bir acı ve eleme duçar olduklarını belirterek 5.000,00 TL maddi, 90.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 95.000,00 TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa ...'in müvekkilleri ...'in eşi ..., Melike, Rıdvan'ın babaları olduğunu, 07/09/2002 tarihinde ... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin binasının çatı yapım işinde çatıdan düşmesi sonucunda başından almış olduğu darbenin etkisi ile öldüğünü, fazlaya dair hakları saklı kalmak suretiyle davalılara karşı ... Asliye Mahkemesinin 2005/478 Esas sayılı dosyası ile kısmi dava açıldığını, mahkemece görevsizlik kararı verilip dosyanın ... mahkemesine gönderildiğini ve 2007/90 Esasına kaydının yapıldığını, görevsizlik kararı hususundaki hatanın anlaşılması neticesinde yeniden görevsizlikle dosyanın 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini ve 2007/896 Esasına kaydı yapıldığını, davanın derdest olup, istisna aktinden kaynaklanan hizmet akdi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın devam ettiğini, henüz tazminat miktarının hesaplanmadığını, ... bu davayı söz konusu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/896 (Eski numarası 2005/478 Esas) sayılı dosyasına binaen kısmi davada destekten yoksun kalma tazminatına ek dava olarak açtıklarını, söz konusu davanın ceza yargılamasının devam ettiğini, müteveffa ...'in kusursuzluğuna dair beyanları daha önce açılmış olan kısmi davada zikrettiklerini, bu hususları aynen tekrar ettiklerini, müteveffanın ölümüne sebebiyet veren bir diğer nedenin ayıplı mal olan atermitin kırılması olduğunu, diğer taraftan ... için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, merdiven verilmemesi, kasket verilmediğini, kendisine kusur izafe olunamayacağını, davacı ...'in 1966 doğumlu olup müteveffa ...'e karşı büyük bir sevgi bağı içerisinde olup hiç kimseyi bir eş olarak onun yerine koymayı dahi düşünmediğini, kendisini evliliğe kapattığını, evlenme şansı olmadığını, dolayısıyla bu hususun tazminat hesabında nazara alınmasını, müteveffa ölmemiş olsa idi, daha yüksek bir gelir düzeyine gelmesinin mümkün olduğunu, müteveffanın ... yerini henüz yeni açtığını, müteveffanın ... yerindeki gelir düzeyinin tazminat hesaplanmasında nazara alınmasını, müteveffanın adeta kendisini ailesi ve çocuklarına vakfettiğini, çevresine karşı yardımsever bir insan olduğunu, müteveffanın ölümü ile birlikte ailesi için sağlamış olduğu lüks yaşam tarzının yok olduğunu, çocuklarının nafakasının karşılanması için çevreye muhtaç bir konuma düştüğünü, bir kısım davalılar... Ticaret ..., ... A.Ş, Metasa A.Ş. sahipleri söz konusu işyerleri dışında başka şirket adı altında her biri trilyonlarla ölçülebilen mal varlığına sahip olduklarını, talep konusu tazminatın söz konusu ... verenlerin 1-2 günlük kazançlarından ibaret olduğunu, davacı müvekkilleri için davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılardan ... için 80.000,00 TL, ... için 7.000,00 TL, ... için 9.000,00 TL, ... ... için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 104.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesini, hükmedilecek tazminata müteveffanın ölüm tarihi olan 07/09/2002 tarihi itibariyle işleyecek en yüksek mevduat faizine hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl dava dosyasında davalı ... San. ve Tic. A.Ş. ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... San ve Tic. A.Ş. ile ... Tekstil San. ve Tic A.Ş. arasında imzalanan 13/05/2002 tarihli sözleşme ile ... A.Ş.'nin ... ... yolu üzeri bölge trafik karşısındaki 9950 m² keşif miktarlı çatının montaj ve malzeme sorumluluğu kendilerine ait olmak üzere natural gofrajlı alüminyum sandviç panel ile kaplanması işini üstlendiğini, akabinde müvekkili ... San ve Tic. A.Ş.'nin 13/05/2002 tarihli sözleşme ile malzeme ve montaj sorumluluğunu üstlendiğini, alimünyum sandviç panel çatı kaplama işinin montaj kısmını ifa etmek üzere taşeron olarak ... Fotoğrafçılık İnş. Taş. Gıda .... Paz. Ltd. Şti. ile anlaşmaya vardığını, sonrasında da 13/02/2002 tarihli sözleşme ile malzeme ve montaj sorumluluğunu üstlendiği çatı kaplama işinin tamamlanarak ve taraflar arasında imzalanan sözleşmede kararlaştırıldığı üzere kesin ölçümleme yapılarak söz konusu montaj işinin 10039 m² olarak 18/07/2002 tarihinde sağlam ve eksiksiz olarak ... A.Ş.'ye teslim edildiğini, işin teslimi sonrasında sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde fatura kesilerek ... A.Ş.'ye gönderildiğini, kazadan dolayı müvekili şirketin olayla herhangi bir ilgisi ve kusuru bulunmadığını, mahkeme dosyasında yapılacak bilirkişi incelenmesinde ... A.Ş'nin üstlendiği işi gerektiği şekilde ifa ettiği, müteveffanın düştüğü yerin ... A.Ş'nin üstlenmediği çatı olduğu, müteveffanın düştüğü sırada ... A.Ş.'nin işini yapmadığı ve ... A.Ş.'nin talimatı ile o çatıya çıkmamış olup, direkt müteahhit ... A.Ş.'ye bağlı şekilde çalıştığı sırada söz konusu çatıdan düştüğünü , ayrıca müteveffanın düştüğü çatıda kullanılan malzemeden dolayı bu olayın meydana gelmediği ve gerçekten o çatıda müvekkil ... A.Ş'nin ürettiği atermit malzeme kullanılmış ise de, kazanın meydana gelmesinde bu malzemedeki bir hatanın etken olmadığını, kazanın meydana geldiği yerde kullanılan atermit malzemenin müvekkili şirket tarafından imal edilip edilmediğinin kesin olarak bilinmemekle beraber ... 9001 belgesine sahip olan ve belgesi her yıl Türk Standartları Ensitüsünce verilen vize ile yenilenen müvekkil ... San ve Tic. A.Ş. tarafından üretilen atermit oluklu levhanın standartlara uygun olmadığına ilişkin savın kabulünün imkansız olduğunu, kazanın meydana geldiği atermit levha kaplı çatının malzeme temini ve montajı işini üstlenen... ... tarafından bu işin ...'e verilmiş olup, kazanın olduğu çatıyı atermit levha ile döşeme sırasında atermit levhanın montajının gerekli şekilde yapılmamış olmasının kazaya neden olduğunu, müvekkili şirketin müteveffa ... ve mağdur oğlu ...'in bu çatıya çıkması için herhangi bir talimat vermediğini, kazanın meydana geldiği atermit oluklu levha kaplı çatıda kullanılan atermit levha ... standartlarına uygun olup, bu hususun ... standartlarına uygun şekilde numune alınması sonrasında yapılacak deneylerle sabit olacağını belirterek müvekkilleri ... San ve Tic A.Ş. ve ... aleyhine açılan davanın redine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Asıl dava dosyasında davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ...'in ölümü ile davalılardan müvekkili ...'in hiçbir ilgisinin bulunmadığını, ...'in çatıya çıkması için talimat vermediğini, niçin çıktığı veya çıkarıldığından haberdar olmadığını, ...'in sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davalılardan Mehmet'in olay tarihinden önce çatı kaplama işini tamamladığını, tam ve noksansız olarak ... Tic. San. A.Ş.'ye teslim ettiğini, yapılan işin ... Tic. San A.Ş. tarafından itiraza uğramadığını, beğenilerek teslim alındığını, karşılıklı güvencelerin iade edildiğini, işin bitiminden ve tesliminden aylarca sonra ...'in ne maksatla ve kimin isteği üzerine çatıya çıktığını bilmediklerini, sorumluluğun ...'in çatıya çıkmasını isteyen ve sağlayan kişilere ait olduğunu, ...'in gerekli emniyet ve koruma tedbirlerini almadığı için birinci derecede, ...'i çatıya çıkaran kişilerin de ikinci derecede sorumlu olduklarını, ...'in Atermit üreticisi olmadığını, onun bayii ve diğer bir ifadeyle satıcısı olduğunu, bu nedenle kendisine kusur izafe edilemeyeceğini belirterek davanın redine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Asıl dava dosyasında davalılar ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffa ...'in ... San. ve Tic. A.Ş.'nin ... bayisi olduğunu, eksikliklerin yapılmasını ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin değil ... San ve Tic A.Ş.'nin ...'den istediğini, düşme filinin ise ölçü alma aşamasında değil işin yapılması aşamasında meydana geldiğini, kaza olduğu sırada ...'in elemanlarının çatıda çalıştıklarını, müteveffanın da onları denetlemek içn çıktığını, Atermitlerin 500 kg taşıması gerekirken 50 kg taşıyacak şekilde imal edildiğini, bunun da diğer davalının kusuru olduğunu, müteveffa ...'e çocuğu ile birlikte çatıya çıkmaması ve emniyet kemeri ile kask takması için ikazda bulunulduğunu, fakat şahsın ikazları dinlemediğini, bu hususta ve diğer hususlarla ilgili tanıklarını mahkemeye sunacağını, başka bir sebeple kazanın meydana geldiği alanda bulunan ve ...'i önceden de tanıyan ...'ın atermitlerin her zaman üretim hatalarından kaynaklanan sebeplerle kırılma ihtimalinin olduğunu, çocuk ile birlikte çatıya çıkmaması gerektiğini ve kendisinin de kask takmasının iyi olacağını söylediğini, ...'nin ise bu işleri şehirde en iyi ben bilirim, bana akıl vermeyin diyerek kimseyi dinlemeyip çocuğu ile birlikte çatıya çıktığını, ... laboratuvarında yapılan inceleme neticesinde 500 kg yük taşıması gereken atermitin 50 kg yük taşıdığının anlaşıldığını, ...'in kaza mahallinde ... San ve Tic A.Ş'nin elemanı olarak bulunduğunu, davacı vekilinin, davalı şirketin sadece isminden dolayı atermit işi yaptığını zannettiğini, oysa dosyaya suncakları belgelerden de anlaşılacağı üzere kazanın meydana geldiği yerdeki binaların bütün çatı kaplama işlerinin davalı ... San. ve Tic. A.Ş tarafından yapıldığını, müteveffanın ister davalı ...'nın ister diğer davalının talebi üzerine kaza mahallinde bulunsun kendi nam ve hesabına taşeron olarak ... yapan birisi olduğunu, olay sırasında 3-4 elemanının da çatıda çalıştığını, ve kendisinin bu elemanları denetlemek amacıyla çatıya çıktığını ve kayan oğlu Rıdvan'ı tutayım derken atermite basarak düştüğünü, olay yerindeki genel ... güvenliği tedbirlerinin davalı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. tarafından alındığını, gerekli uyarı levhalarının çalışma sahasına asılıp çalışma sahasının etrafının tel örgü ile çevrilip ayrıca çalışanların takması için emniyet kemeri ve baretlerin (kasklar) çalışma sahasında hazır edildiğini, bunların takılmaması sebebiyle oluşacak kazadan müvekkili şirketi sorumlu tutmanın mümkün olmadığını, esasen ölüm olayının meydana gelmesinin 3 ana sebebi olduğunu, bunlardan birincisinin uyarılara rağmen ...'in çocuk ile birlikte çatıya çıkması, ikincisinin ... San ve Tic A.Ş. firması tarafından üretilen mamülün ... standartlarının onda birinin sağlamlığı kadar olması, üçüncüsünün ise uyarılara rağmen kask takılmamış olması olduğunu, olayda diğer davalı ve müteveffanın kusurlu olduğunu, bu olayda ...'ın ve ... A.Ş.'nin kusuru ve sorumluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4.Birleşen dosyada davalılar ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın ölümüne neden olan kazanın oluşumunda davalı ... ve ...'ın bir kusurunun bulunmadığını, müteveffanın bastığı çatıdaki atermitlerin kırılması neticesinde düştüğünü, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/297 D.... sayılı dosyasında ...'ye yaptırılan incelemede, çatı kaplamasında kullanılan ve kırılarak kazaya neden olan atermitlerin standartlara uygun olmadığının tespit edildiğini, bu tespit raporunda atermitlerin 500 kg taşıması gerekirken 50 kg taşıyacak şekilde imal edildiğini, bunun da diğer davalı ...'in kusuru olduğunu, maliye ve SSK kayıtları incelendiğinde müteveffanın kar marjları ve çalıştırılan işçi sayılarıyla ilgili davacı vekilinin beyanlarının doğru olmadığını, müteveffanın ailesinin lüks ve refahtan bir anda yoksulluğa düştükleri yönündeki beyanlarının mahkemeyi etkilemeye yönelik olduğunu, tazminatın hesabında asgari ücretin esas alınmasını, müteveffanın eşinin çok genç olmasının da çalışarak çocuklarına bakabilecek durumda olduğunu gösterdiğini, davacılar vekili her ne kadar Bağkurdan davacılara bağlanan gelirin tazminat hesabından indirilemeyeceğini belirtmiş ise de, bunun hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, istenilen maddi tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, hükmedilecek tazminat miktarının zenginleşme amacı olamayacağını, maddi tazminatın tayininde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının da dikkate alınması gerektiğini, davacıların murisinin olaya kendi kusuruyla sebebiyet vermiş olmasının tazminatın tespitinde dikkate alınmasını, talep edilen tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesinin mümkün olmadığını, kusur oranları dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5.Davalı ... San ve Tic. A.Ş. vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; bu davanın bir yıllık zamanaşımı dolduktan çok sonra açılması nedeniyle reddi gerektiğini, kazayla bir ilgilerinin olmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin üretmiş olduğu atermit malzemesinin kusurlu olup olmadığını çıplak gözle söylemenin mümkün olmadığını, atermitlere kusurlu diyebilmek için TS 1110 Türk standartlarına uygun bir şekilde kırılma yükü ve eğilme momentinin tespitinin yapılması gerektiğini, tespit için Türk Standardı ... Şubesinden temin edilecek iki adet görevli huzurunda alınacak numuneler ile birlikte bu numuneler üzerinde deney yapılması için Türk Standartları Enstütüsünün ... merkezine gönderilerek buradan rapor alınması gerektiğini, ancak buradan alınacak raporun, sağlıklı, kanuna ve mevzuata uygun olacağını, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, esasa girilmesi durumunda kaza olayının müvekkili ile alakası olmadığından müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.01.2014 tarihli 2012/26 Esas, 2014/28 Karar sayılı kararı ile; davalılardan ..., ..., ... ve ... San. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ile ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulü ile kusur oranlarına göre maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalılardan ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
2.Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.12.2015 tarihli 2015/4169 Esas, 2015/6136 Karar sayılı ilamı ile, davacılar ile temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazları reddilerek kararın"...Davacıların murisi ... 07.09.2002 tarihinde ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin işyerindeki çatıda yaptığı ölçüm ve kontrol sırasında çatı kaplamasında kullanılan malzemenin kırılması nedeniyle düşmüş ve vefat etmiştir. Mahkemece kusur yönünden alınan bilirkişi raporuna dayanarak meydana gelen olayda ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin %40, ...'in %25, ...'in %5 ve ölen ...'in %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle tazminat hesabı yapan rapora göre hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yargılama sırasında alınan ve tarafların olaydaki kusur oranlarının belirlenmesine ilişkin olan ilki 11.06.2008 tarihli, ikincisi ise 08.09.2011 tarihli 2 adet rapor bulunmaktadır. Kusur oranını belirleyen 11.06.2008 tarihli rapor ... güvenliği uzmanları tarafından düzenlenmiş, daha sonra düzenlenen 08.09.2011 tarihli raporda bilirkişi kurulu işçi sağlığı ve ... güvenliği esaslarına göre düzenlenen ilk bilirkişi kurulunun belirlediği kusur oranlarına aynen iştirak etmişlerdir. Davalılar arasında bulunan ... San. ve Tic. A.Ş.'nin çatı kaplama işiyle ilgili olarak diğer davalı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ile aralarında 25.07.2002 tarihli sözleşme mevcut olup, davalı ... San. ve Tic. A.Ş.'nin montaj işini ölen ...'e verdiği ve bu şekli ile ölen ve davalılar arasında yer alan ... San. ve Tic. A.Ş. arasında easer sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda meydana gelen ölüm olayında davalıların kusur oranlarının belirlenmesinde ... Yasası, İşçi Sağlığı ve ... Güvenliği Tüzük Hükümleri'nin değil, eser sözleşmesi hükümlerinin esas alınması zorunludur. Bilirkişi kusur raporunda davalı ... San. ve Tic. A.Ş. tarafından dosyaya sunulan ve 07.09.2002 olay tarihinden çok sonra 23.11.2005 tarihinde yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raporuna göre imalâtın ... standartlarına uygun olduğu gerekçesiyle ... San. ve Tic. A.Ş.'ye kusur izafe edilmemiştir. Ölüm olayının vukuundan hemen sonra binanın maliki olan ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. tarafından mahkemeye müracaatla tespit yaptırılmış, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/297 Değişik ... tespit dosyasına sunulan 27.11.2002 tarihli muayene raporunda atermit oluklu levhaların ... standartlarına uygun olmadığı ve test sonuçlarının olumsuz çıktığı belirlenmiştir. Kazanın olduğu tarihten hemen sonra yaptırılan tespitte alınan rapora göre davalı ... San. ve Tic. A.Ş.'nin çatı imalâtında kullandığı oluklu levhaların ... standartlarına uygun olmadığı test sonucu anlaşıldığından olayda ... San. ve Tic. A.Ş.'nin de kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece eser sözleşmesi hükümleri esas alınarak ve olayda ... San. ve Tic. A.Ş'nin de kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların kusur oranlarının yeniden tayin olunacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirlenmesi buna göre maddi tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; tüm bu hususlar gözetilmeden yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminata 07.09.2002 olay tarihinden, asıl ve birleşen dava yönünden hüküm altına alınan maddi tazminata ise her iki davanın açıldığı tarihten itibaren faiz yürütülmüştür. Murislerinin davalılar kusuru sonucu ölmesi ile davacı mirasçılar haksız fiil nedeniyle tazminata hak kazandıklarından, hüküm altına alınan maddi tazminat tutarlarına da olay tarihi yerine dava tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu yönden de bozulması gerekmiştir"gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "...davacılar desteği ...'in davalılardan ... A.Ş.'ye ait ve müteahhitliğini diğer davalı ...'in yaptığı çatı inşaatı ile ilgili olarak binanın çatısında çalıştığı esnada, üzerinde bulunduğu atermit kaplı alanın çökmesi neticesinde yere düşmesi ile vefat ettiği, atermit kaplamasının diğer davalılardan ... şirketinden temin edildiği, davalılardan ...'in davalı ...'in alt taşeronu olduğu, mahkememizce bozma ilamında belirtilen gereklere uygun olarak talimat suretiyle alınan 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ile ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin asıl İşveren sıfatı ile sorumlu olduğu şantiye mahallinde vefat eden ...'e gerekli güvenlik eğitimlerini vermediğinden %29 oranında kusurlu olduğu; Müteahhit sıfatı İle ...'in ...'e kişisel koruyucu güvenlik malzemelerini (emniyet kemeri baret vb.) kullanmasının zorunlu olduğu konusunda gerekli bilgilendirmeyi yapmadığından %10 oranında kusurlu olduğu, işin uygulayıcısı olan ...'in %5 oranında kusurlu olduğu, müteveffa ...'in kişsel koruyucu güvenlik malzemelerini takmadan çatıya çıktığından %5 oranında kusurlu olduğu, çatı kaplamasının satıcısı konumundaki üretici firma olan ... A.Ş.'nin de atermit malzemesinin 21.11.2002 tarihli ... raporunda, atermit oluklu levhaların test sonuçlarının olumsuz çıkması nedeniyle ... standartlarına uygun olmadığının belirtilmiş olması sebebiyle %51 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, alınan raporun dosya münderecatına ve bozma ilamında belirtilen gerekçelere uygun olduğu, mahkememizce Sosyal güvenlik kurumuna yazılan müzekkere ile davacılar desteğinin vefatı üzerine sosyal güvenlik kurumunca geride kalanlara rücu edilebilir mahiyette gelir bağlandığının tespit edildiği, gelirin ilk peşin sermaye değeri de dikkate alınarak maddi tazminat yönünden hesaplama yapılmak üzere dosyanın aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdii edildiği, 11/02/2021 tarihli rapor ile davacılar murisinin müterafik kusuru da dikkate alındığında ve SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri mahsup edildiğinde desteğin vefatı sebebiyle davacı ...'in uğradığı maddi zararın 253.076,72 TL, davacı ... ...'in uğradığı maddi zararın 6.285,89 TL, davacı ...'in uğradığı maddi zararın 3.912,26 ve davacı ...'in uğradığı maddi zararın 2.552,74 TL olduğunun tespit edildiği, davacılar nezdinde oluşan bu maddi zarar ile davacıların müteveffaya olan yakınlıkları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, neticenin meydana gelmesindeki kusurları, müteveffanın neticeye etkili müterafik kusurunun varlığı ve manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması hususu da dikkate alınarak belirlenen manevi tazminat bedellerinin, tazmininden kusurlu fiilleri ile zarara sebep olan davalılar ... Tekstil San.Tic. A.Ş., ..., ... ve ... A.Ş.'nin mesuliyetinin bulunduğu sonucuna varıldığı" gerekçesiyle, "Asıl dava dosyasında, davacıların davalılar ... Tekstil San.Tic. A.Ş., ..., ... ve ... A.Ş. aleyhine ikame ettikleri maddi tazminat davasının kabulüne, davalılar ..., ... ve ... aleyhine ikame edilen maddi tazminat davasının reddine, davacıların davalılar ... Tekstil San. Tic. A.Ş., ..., ... ve ... A.Ş. aleyhine ikame ettikleri Manevi Tazminat Davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine ikame edilen manevi tazminat davasının reddine, birleşen dava dosyasında, davacıların davalılar ... Tekstil San. Tic. A.Ş. , ..., ... ve ... A.Ş. aleyhine ikame ettikleri maddi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, davalılardan ... aleyhine ikame edilen maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı asıl ve birleşen davada davalı olan ... Tekstil San.Tic. A.Ş, ..., ... San. ve Tic. A.Ş vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... Tekstil San. Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde, alınan bilirkişi kurulu raporunda eser sözleşmesi yönüyle kusur incelemesi yapılmadığını, bu durumun uyulmasına karar verilen bozma ilamına açıkça aykırı olduğunu, illiyet bağı kapsamında müvekkili şirket ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'ye kusur izafe edilmesinin hukuken mümkün olmadığı halde kusur yüklenmesi ve tazminata mahkum edilmesinin doğru olmadığını, eser sözleşmelerinde yüklenicinin yaptığı işin uzmanı olup eser denilen sonucun gerçekleşmesini taahhüt ettiğini, ... sahibinden talimat almadığını, ona karşı bağımsız olup,yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumunda bulunduğunu, dolayısıyla eser sözleşmesinde yüklenicinin işçi sağlığı ve ... güvenliği mevzuatına göre işyerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altında olduğunu, ... sahibinin böyle bir yükümlülüğü bulunmayıp, yüklenicinin, ... Sağlığı ve ... Güvenliği Mevzuatına göre işyerinde tüm tedbirleri almak zorunda olduğunu, ... sahibinin ise böyle bir yükümlülüğü bulunmadığını, ... sahibinin, ancak ... Güvenliği Mevzuatı dışında kusurlu ise sorumlu olacağını, müvekkil davalı şirkete kusur izafesi mümkün olmadığını, mahkemece tarafların kusur durumlarının tespitine yönelik aldırılan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bu hususların da nazara alınması gerekirken eksik değerlendirme yapıldığını, bozma ilamına aykırı olan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin, bilirkişi kurulu raporlarına yaptıkları itirazların reddolunmasının usul ve yasaya ve uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamına aykırı olduğunu, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına rağmen eser sözleşmesi çerçevesinde kusur raporu aldırılmamasının usul hukukuna aykırı olup mahkemenin eylemli direnmede bulunduğunu belirterek eylemli direnme niteliğindeki mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde, müvekkiline davaya konu olayla ilgili yüklenebilecek hiçbir kusur bulunmamasına rağmen eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile verilen kusur raporunun karara esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığını, davaya konu atermit numunelerinin... tarafından alınmadığını,numuneyi alan kişinin ... kurumu ile hiçbir ilgisi olmayan bir bilirkişi olduğunun 2002/297 D.... sayılı dosya kapsamı ile sabit olduğunu, kusura ilişkin bilirkişi raporundaki üretimin ayıplı olduğu yönündeki kabule itiraz ettiklerini, ayrıca davalı aleyhine belirlenen kusur oranına itiraz ettikleri halde bu itirazlarının nazara alınmadan karar verildiğini, yine mahkemece karara esas alınan aktüerya hesap raporuna vaki itirazlarının da nazara alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesinin, hüküm kurarken 12.11.2018 tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyeti raporunu esas aldığını, sözkonusu raporun üstünkörü bir şekilde hazırlanmış olduğunu, yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan genel ve yuvarlak tabirlerle tek cümlelik gerekçelendirmeler yapılarak taraflara kusur atfedildiğini, kusura ilişkin 12.11.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda kusur oranları belirlenirken gelişigüzel ifadeler kullanıldığını kimisinde tek cümlelik nedeni belirsiz gerekçe yazılmakla yetinildiğini, kimisinde ise hiçbir gerekçeye yer verilmediğini, söz konusu raporda "Müteahhit sıfatıyla... Ticaret-...'in ...'e kişisel koruyucu güvenlik malzemelerinini ( emniyet kemeri baret vb.) kullanması zorunlu olduğu konusunda bilgilendirdiğine dair bir bilgiye dava dosyasından ulaşılmadığından %10 oranında kusurlu olduğu" ibaresi ile emniyet kemeri, baret vb. malzemeleri kullanmasının zorunlu olduğu konusunda müvekkilin müteveffayı uyarmadığı için %10 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kusurlu olmasına ilişkin gerekçenin son derece yetersiz olduğunu, müvekkilinin bu konuda müteveffayı neden uyarmak zorunda olduğu, kusurun oranının neden %10 belirlendiğinin herhangi bir şekilde açıklanmadığını, müvekkilinin müteveffanın işvereni olmadığını, dolayısıyla müteveffayı bu hususta uyarmak gibi bir zorunluluğu bulunmadığını, kaldı ki çalışma sahasında ... güvenliğiyle ilgili tüm tedbirler alındığını, gerekli uyarı levhalarının asıldığını, ... güvenliği için gerekli malzemelerin hazır bulundurulduğunu, ayrıca müteveffanın sözlü olarak da müvekkili ve çevredekiler tarafından defalarca uyarıldığını, müteveffanın bu işi yıllardır yapıyor olması sebebiyle tecrübe sahibi olmasına rağmen böyle bir çalışma sahasına küçük çocuğunu getirmesi ve yetmezmiş gibi hiçbir tedbir almadan ve uyarılara aldırış etmeden çocuğuyla beraber çatıya çıkması nazara alındığında söz konusu olayda kusurunun oldukça fazla olduğunu, keza olayın hemen sonrasındaki raporda müteveffaya %75 kusur atfedilmişken, olay üzerinden 16 yıl geçtikten sonra özensiz ve dikkatsizce düzenlenen bilirkişi raporunda müteveffaya %5 kusur atfedilmiş olmasının kabul edilebilir olmadığını, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının tüm hesaplamaların ve alacak kalemlerinin hatalı belirlenmesine dolayısıyla hükmün tümden hatalı olmasına yolaçtığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, muris ...'in ölümü nedeniyle mirasçıları tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Usuli kazanılmış hak, 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında tanımlanmış olup, içtihadı birleştirme kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtayın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi ile HMK’da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır.
2.Usuli kazanılmış hak kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle Yargıtayca da re'sen dikkate alınır. Yargıtayın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, (1) mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, (2) bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.
3-Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.12.2015 tarih ve 2015/4169 E., 2015/ 6136 K.sayılı ilamında, meydana gelen ölüm olayında davalıların kusur oranlarının belirlenmesinde ... Yasası, İşçi Sağlığı ve ... Güvenliği Tüzük Hükümlerinin değil, eser sözleşmesi hükümlerinin esas alınmasının zorunlu olduğu belirtildikten sonra, mahkemece eser sözleşmesi hükümleri esas alınarak ve olayda ... San. ve Tic. A.Ş.'nin de kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların kusur oranlarının yeniden tayin olunacak bilirkişi kurulu aracılığıyla belirlenmesi ve buna göre maddi tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
4-Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamından sonra düzenlenen ve hükme esas alınan 12.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, "davalı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu şantiye mahallinde vefat eden ...'e gerekli güvenlik eğitimlerini verdiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, yüklenici sıfatıyla davalı ...' in ...'i kişisel koruyucu güvenlik malzemelerini kullanmasının zorunlu olduğu konusunda bilgilendirdiğine dair bir bilgiye ulaşılamadığı, işin uygulayıcısı olan ...'in %5 oranında kusurlu olduğu, ...'in kişisel koruyucu güvenlik malzemelerini takmadan çatıya çıktığından %5 kusurlu olduğu" belirlenmiş, bu suretle tarafların kusur oranları tespit edilirken ... Yasası, İşçi Sağlığı ve ... Güvenliği Tüzük Hükümlerinin dikkate alındığı, eser sözleşmesi hükümlerinin esas alınarak bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakta olup, bu haliyle bilirkişi raporunun bozma ilamına uygun olarak düzenlendiğinin kabulü mümkün değildir. Öte yandan bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli de değildir.
5-Mahkemece, bozma ilamında davalıların kusur oranının belirlenmesinde eser sözleşmesi hükümlerinin esas alınması gerektiği belirtildiği halde, buna uygun olarak düzenlenmeyen, gerekçeli ve denetime elverişli de olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması "usulü kazanılmış hakkın korunması gerektiği" ilkesine aykırı olmuştur.
6-Bu durumda mahkemece yapılacak ..., 6100 Sayılı HMK'nın 281/3 maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan tüm dosya kaspsamı incelenip değerlendirilerek, Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin bozma ilamında belirtildiği gibi, eser sözleşmesi hükümleri esas alınarak ve olayda davalı ... San. Tic. A.Ş.'nin de kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların kusur oranının gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak belirlenmesi, buna göre maddi tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
7-Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmada belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar ... San. Tic. A.Ş. ve ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.' ye verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.