"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1742 E., 2023/792 K.
DAVA TARİHİ : 09.12.2020
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/430 E., 2022/135 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; iş sahibi olan davalı ... ile dava dışı yüklenici arasında Doğankent Belediyesi kanalizasyon yapım işine ilişkin sözleşme imzalandığını, akabinde yüklenici şirket ile müvekkili arasında 07.06.2013 tarihinde işin yapımına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı iş sahibi Aslancık Elektrik Üretim A.Ş. nin 14.03.2017 tarihinde işin geçici kabulü sonrası sözleşmelerindeki miktar olan 4.000.000,00 TL+KDV tutarını dava dışı yükleniciye aktardığını, yüklenici şirketin ise ana işverenden aldığı bu ödemeden müvekkiline yapması gereken ödemeyi yapmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağının şimdilik 5.000,00 TL sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yüklenicinin dava dışı KSS Uluslararası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Ant mühendislik (...) ile davalı Arslancık Elektrik Üretim A.Ş. arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından; yine dava dışı KSS Uluslararası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd. Şti. ile Ant Mühendislik-... (davacı) arasında imzalanan 11.06.2013 tarihli alt yüklenicilik yapım sözleşmesi, dava dışı KSS Uluslararası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd. Şti. ile Aslancık Elektrik Üretim A.Ş. (davalı) arasında 14.03.2013 tarihinde imzalanan sözleşmesinin ayrılmaz parçası olarak kabul edilmiş olsa dahi; Arslancık şirketi ile KSS Uluslararası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd. Şti. arasındaki sözleşmede, 'Arslancık şirketinin, KSS Uluslararası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd. Şti.'nin davacı Ant şirketine olan borcunu müteselsil borçlu ya da kefil olarak ödemeyi taahhüt ettiğine ya da garanti sıfatı üstlendiğine ilişkin bir hüküm de bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasındaki 18. maddesinde alt yükleniciyi direk muhatap almasının sonucu verdikleri direktif ve cezai yaptırım uygulanacağı yönündeki içeriğinin oluşturduğu mütekabiliyet hakkının Yargıtayın önemle dikkate aldığı "emir ve talimat verme" gerekçe şartını oluşturduğunu, dolayısıyla mütekabiliyete dayanan müteselsil alacak hakkının Yargıtay kararlarıyla desteklendiğini, TMK 893. maddesi gereğince alt yüklenicinin iş sahibine karşı kanuni ipotek hakkına sahip olduğunu yani alt yüklenici tarafından ifa edilen malzeme ve alacağına karşı iş sahibinin tereddütsüz borçlu sayılayacağını, Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/430 Esas sayılı dosya eklerindeki belgelerden de görüleceği üzere müvekkilinin çalıştırıldığı işten alacağını alamadığını, bu sebeple maddi ve manevi büyük bir yıkım geçirdiğini, ardından da hiçbir vicdana sığmayacak derecede haksız bir uzun hukuk mücadelesi içine sokulduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin ekonomik eşiti olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi ile kaldırılarak yeniden esas hakkında yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl işveren ile yüklenici dava dışı KSS şirketi arasında 14/03/2013 tarihli 4.000.000,00 [TL] + KDV bedelli ”Doğankent Belediyesi 1. Etap Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Şebekesi Projesi” iş yapım sözleşmesi imzalandığı, yine davacı ile dava dışı KSS şirketi arasında 07/06/2013 tarihli 1.300.000,00 bedelli alt yüklenicilik yapım sözleşmesi imzalandığı, davacı her ne kadar iş sahibine karşı alacak istemiyle eldeki davayı açmış ise de; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi işin alt yükleniciye verilmesi halinde iş sahibinin sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşeron tarafından iş sahibine karşı açılan davada davalının taraf sıfatı olup olmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.2.1.Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları ancak sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.
2.2.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def'i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.
2.3.YHGK'nın 27.11.2013 gün ve 2013/439 Esas ve 2013/1595 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
2.4.Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet ehliyeti) da o hakkın sahibine aittir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (pasif husumet ehliyeti) (Kuru Baki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 234; Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 530; Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı, 2. Bası, İst. 2011, s. 311- 312).
2.5.Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında somut olay ele alındığında; Doğankent Belediyesi 1. etap kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi projesi işini konu alan 11.06.2013 tarihli sözleşmenin dava dışı yüklenici KSS Uluslarası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd Şti. ile davacı taşeron şirket arasında akdedildiği, davacı şirket ile davalı iş sahibi Aslancık Elektrik Üretim A.Ş. arasında arasında sözleşme ilişkisi yahut başkaca bir borç ilişkisi bulunmadığı, işbu davada husumet yöneltilen iş sahibi şirketin, davacı şirket ve dava dışı yüklenici KSS Uluslarası Denetim Gözetim Teknik Hizmetler Ltd Şti. arasında akdedilen sözleşmeye taraf olmadığı hususu ihtilafsız olduğu gibi işbu sözleşme kapsamında davalı şirketin davacı şirkete karşı üstlenmiş olduğu herhangi bir yükümlülüğünün varlığı da iddia ve ispat olunamadığından, davacı tarafından davalı iş sahibi aleyhine ikame olunan davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacı vekilinin temyiz talebinin reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
alınması gereken temyiz harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.