"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/582 E., 2023/595 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
1- Mahkemece hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat davasında verilen 24/05/2016 tarihli ilk kararda, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve eki şartnamelerde işçilik alacaklarından sorumluluğun yükleniciye ait olacağına yönelik hüküm bulunduğu, davacının işçilere ödemek zorunda kaldığı kıdem ve yıllık izin ücreti ile dava ve takip masraflarını, rücu tazminatına konu işçinin yanında çalıştığı süreye göre davalıdan talep edebileceği, davacının dava dışı işçilere mahkeme ilamı gereğince ödeme yaptığı, bu ödemeleri sözleşme hükmü gereğince yükleniciden talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 37.423,92 TL'nin (11.605,85 TL'sinin 26/12/2013 tarihinden, 25.818,07 TL'sinin 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2- Mahkemenin ilk kararına karşı, davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10/05/2018 tarihli, 2016/23023 E. ve 2018/5723 K. sayılı ilamında; davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile davalının dava dışı işçileri çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, dava dışı işçilerin davalı işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak kıdem tazminatının bu alt işverenden tahsili gerektiği, davalı son alt işveren olarak işçicin iş akdini haklı bir neden olmadan sona erdirerek ihbar tazminatı alacağı doğmasına sebebiyet verdiği için ihbar tazminatı alacağının tamamından sorumlu olduğu, işçinin hangi alt işveren döneminde yapılmış fazla çalışması ve ücret alacağı varsa bunların ücretlerinin de o alt işverenden tahsiline hükmedilmesi gerektiği, ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de davalıya rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalıdan bu alacağını da talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3- Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 08/10/2020 tarihli ikinci kararda, yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönem ile sınırlı sorumlu olacağı, bu nedenle alacağın İşçi ... bakımından 4.059,63 TL ve işçi ... bakımından 1.761,78 TL olacağı, taraflar arasındaki sözleşmede davacının çalıştırılacak işçiler ile ilgi işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü elinde bulundurduğu ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda düzenleme bulunmadığı, tacir olan davalının çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacağını bilebilecek durumda olduğu gibi davacının da asıl işveren durumu muhafaza etmesi nazara alınarak doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olunması gerektiği, buna göre davacının davalıdan ancak 4.059,63 TL + 1.761,78 TL'den toplam 5.821,41 TL'nin yarısı olan 2.910,71 TL'yi talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.910,71 TL'nin (2.029,82 TL'sinin 26/12/2013, 880,89 TL'sinin 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
4- Mahkemenin ikinci kararına karşı, davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 13/05/2022 tarihli, 2021/3965 E. ve 2022/2714 K. sayılı ilamında; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile ilk kararın temyizi üzerine açıkça hesaplama yöntemi gösteren bozma ilamına uyulduğuna göre usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, bozma gereklerine uyulmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5- Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 06/06/2023 tarihli üçüncü kararda, dava dışı işçi ...'un asıl işveren olarak davacı, son alt işveren olarak davalı bünyesinde çalıştığı nazara alınarak ihbar tazminatının tümü yönünden, diğer alacak kalemleri bakımından dava dışı işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönemi kapsayan şekilde hesaplama yapıldığı, dava dışı işçi ...'in asıl işveren olarak davacı, alt işveren olarak davalı bünyesinde çalıştığı nazara alınarak dava dışı işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönemi kapsayan şekilde hesaplama yapıldığı anlaşılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve eklerine ilişkin işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğuna dair açıkça bir hüküm bulunmadığı, rücuya konu alacağın dayanağı dava dosyalarında davalının da taraf olduğu ve borcun doğumundan haberdar olunması nedeniyle ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 8.737,92 TL'nin (4.748,94 TL'sinin 10/11/2014 tarihinden itibaren, 3.988,98 TL'sinin 26/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
6- Mahkemenin üçüncü kararına karşı davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olduğu, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve yine bozma ilamına uygun ve içerik itibariyle yeterli bulunan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz eden davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/05/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.