Logo

6. Hukuk Dairesi2023/361 E. 2024/612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif genel kurulunda alınan, imar barışı uygulaması kapsamında ek ödeme alınmasına ilişkin kararın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulun, imar barışı için ek ödeme alınmasına ilişkin aldığı kararın ortakların mali sorumluluğunu arttırıcı nitelikte olmadığı ve yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı bulunmadığı gözetilerek, genel kurul kararının iptaline ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki, genel kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 22.07.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan ara ödeme kararının gündemde yer almadığı gibi tüm ortakların da genel kurulda asaleten veya vekaleten temsil olunmadıklarını, bu nedenle toplantı ve karar nisabının da uygun olmadığını, gündemin 7.maddesinin görüşülmesi sırasında alınan ara ödeme kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 23. maddesinde düzenlenen eşit işlem ilkesine aykırı olduğu gibi iyi niyet esaslarına da aykırı olduğunu, genel kurulda çoğunluktaki üyelerin azınlığı ekonomik külfet altına sokmak istemekten çekinmediğini ve imar barışı için gerekli giderlerin azınlık tarafından da karşılanması yolunda karar alarak MK'nun 2.maddesine aykırı davranıldığını, 7143 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa geçici 16. madde eklenmesi hakkındaki kanunun getirdiği ekonomik külfetin, kooperatif ortağının ödemekle yükümlü olduğu tapu harç ve sair giderlerden olmadığını, bedel olarak da fahiş olduğunu, gündemde de olmadığı halde karar altına alınan bu hususun 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 1. ve 23. maddelerine, eşit işlem ilkesine aykırı olduğu gibi, MK 2. maddesi kapsamında iyi niyet ve dürüstlük esaslarına da açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, ruhsata aykırı uygulamaları olmayan kendisi ve aynı konumdaki azınlık lehine, genel kurulun 7. maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacı zilyetliğine verilen taşınmazın maalesef kaba inşaat halinde iken dahi projeye aykırı olup, kendisi tarafından bitirilen taşınmazın da vaziyet planında uygunsuz olduğunu, davacının taşınmazı için de imar barışından yararlanılması gerektiğini, aynı ada içerisinde iki farklı imar uygulamasının yapılamayacağının açık olduğunu, hiçbir üyenin de kendi başına iskan alabilme hakkına haiz olmadığını, bu hususlarla birlikte taşınmazında aykırılıklar bulunması sebebiyle iskan alınmasının da mümkün görünmediğini, her ne kadar uygun hale getirilmiş evler var ise dahi, bu evler de iskan alındığı takdirde kat irtifakı için çizilecek olan vaziyet planında, uygunsuz olmaları sebebiyle yine kat mülkiyetine geçilemeyeceğini, şikayet halinde bahse konu incelemelerin yapılacağını, davacının kendi taşınmazı için ise böyle bir şikayetin henüz yapılmadığını, davacının imar barışından yararlanmamak istemesinin abesle iştigal olduğunu, ödenecek bedellerin sadece ... kayıt belgesinin alınması amacıyla toplanmadığının açık olduğunu, gündemin 7. maddesinde imar barışı hakkında bilgi verilmesi ve yönetime uygulamalar konusunda her türlü müracaatların yapılması için yetki verilmesi denildiğini, imar barışı için yapılacak bütün müracaatların harca tabi olduğunu ve 31 Ekim 2018 tarihinin bu başvurular için son süre olarak kararlaştırıldığını, hal böyle iken imar barışına ilişkin uygulamalar konusunda para ödeneceğini bilmiyor olduğunu iddia etmesinin mantığa, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dolayısıyla gündemde olmayan bir madde gündeme eklenmediği gibi oylamaya sunularak kabul edildiğini, kooperatif yönetim kurulunun eşitliği sağlamak için elinden geleni yaparak, taşınmazlarını projeye uygun olarak inşa etmeye çalışmış olan kişilerden 10.000 TL ve daha sonradan yaptıkları eklentilerle taşınmazlarını projeye aykırı hale getiren kişilerden 15.000 TL alma hususunu genel kurula sunduğunu ve bu hususun genel kurul tarafından da kabul edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kooperatifin 22.07.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 7. maddesinde ; 'İmar barışı için ortaklardan 15 Ağustos 2018 yılından itibaren aylık 2.000 TL olmak üzere 5 ay toplam 10.000 TL ara ödeme alınmasına; bu konu ile ilgili ... kayıt belgesi başvurusu ve kat mülkiyeti müracaatı yapılmasına, alınma ve gerekli merci ve kurumlara ödeme yapılmasına' karar verildiği, davacının bu maddeye de muhalefet şerhi koyduğu ve eldeki dava ile, 22.07.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 7.maddesinin iptalini istediği, davacı tanıklarının, davacının taşınmazının su basmanı olarak kendisine teslim edildiğini, kooperatifin herkese örnek proje verdiğini, davacının da evini bu örnek projeye ve ruhsata uygun olarak yaptığını beyan ettikleri, mahallinde bir fen, bir inşaat ve bir mimar bilirkişi huzurunda keşif yapıldığı, keşif sonrasında düzenlenen 22.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda; ...'nin, birbirine komşu birden fazla parsel üzerine kurulduğu, davacının taşınmazının, 204 ada 4 parsel üzerinde yer aldığı ve numarasının 5/12 olduğu, kooperatif bünyesindeki parsellerin hiçbirinde kat irtifakı ve kat mülkiyetinin kurulmadığı, yapılan inceleme ve ölçümlerde, davacının dubleks meskeninin, onaylı mimari projesine uygun olarak imal edildiği, fiili ölçüleriyle, proje ölçüleri arasındaki 3-4 cm'lik farklılıkların, dış cephedeki sıvaların mastarı getirilmesinden kaynaklı olduğu, davacının evinin, vaziyet planındaki konumunun da, mimari proje, vaziyet planıyla birebir uyumlu olduğu, komşu ve yoldan çekme mesafelerinde bir aykırılığın olmadığı, davacının, taşınmazını ruhsat eki mimari projesine uygun olarak imal ettiğinin tespit edildiği, kooperatifin, su basmanı olarak taşınmazı davacıya teslim ettiği ve örnek mimari projeye uygun olarak davacının taşınmazını imal ettiği, buna rağmen, bu güne kadar ferdileştirme yapılmadığı gibi, taşınmaza iskan ruhsatı da alınmadığının belirtildiği, davacı, taşınmazını ruhsat eki mimari projeye uygun olarak imal ettiğine göre, davalı kooperatifin 27/06/2015 tarihinde yapılan, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 7.maddesi kapsamında olmadığı, zira bu maddede proje dışı imalat yapanlara yönelik yapılacak işlemlerden bahsedilmekte olduğu, yine dava konusu edilen 22.07.2018 tarihli, 2017 yılının olağan genel kurul toplantısının 7.maddesinde de, imar barışı için ortaklardan alınması gereken bedellerin kararlaştırılmış olduğu, 7143 Sayılı Yasa ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. madde uyarınca, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış, imara aykırı ve kaçak yapılar için, geriye etkili olarak af uygulaması getirilmiş olup, davacının taşınmazının ruhsat eki mimari projeye uygun olarak yapıldığı ve imara aykırı olmadığı dikkate alındığında, davacı yönünden, bu madde kapsamında bedel tahsil edilmesinin, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararının temel alındığı 22.07.2019 tarihli bilirkişi raporunun sehven yapılan eksik incelemelere dayalı olduğunu, davacının zilyetliğinde olan taşınmazın imar barışından faydalanılmamış olsaydı, iskan sürecinde tadilat projesi çizdirmesi gerekeceğini, şöyle ki: ön balkondaki kolonların kaldırıldığının sabit olduğunu, yine dosyada bulunan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere merdiven kısmına ilave pencere açıldığını, mimari projede salon ve mutfak üst katta, yatak odaları ise alt katta tasarlanmış olmasına rağmen davacının taşınmazında ise dizilimin mimari projenin tam tersi olduğunu, davacıya ait taşınmazda çekme mesafesine uyulmadığını, buradan da anlaşılacağı üzere iskan amacıyla proje müellifi mimara ayrıca müracaat edip tadilat projesi çizdirmesi gerekeceğini, her ne kadar tüm bağımsız bölümler için birlikte başvurulmasına gerek olmadığı bilirkişi raporunda belirtilmişse de, beş yıl içinde ruhsat yenilemesi yapılmadığı için söz konusu taşınmazın ruhsatının düşmüş olduğunu, ruhsat yenilemesi yapılması gerektiğini, ruhsat yenileme işlemlerinin ise değişen imar kanunu ve yönetmeliklerine tabi olarak ve binada tadilat olup olmadığına bakılarak yapılabileceğini, dolayısıyla söz konusu binanın ruhsat yenilemesinin yapılabilmesi için vaziyet planı eki olarak tadilat projesinin belediyece onaylanması gerektiğini, vaziyet planının onaylanmasının ise, her bir taşınmaz için tek tek yapılabilir bir işlem olmadığını, tüm bu sebeplerle 204 adada yer alan davacının taşınmazı için tek başına iskan alınmasının şu aşamada mümkün olmadığını, her ne kadar bilirkişi raporunda Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 64. maddesinin 5. ve 10. fıkrasından bahsedilmekteyse de, bahse konu taşınmazın durumunun olağanın biraz dışında olduğunu, sadece bu maddelere göre iskan başvurusunda bulunulup iskan alınmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun sonuç bölümünün 7. maddesinde, iskan başvurusu yapılıp alınması halinde ödenecek bedeli hesaplayamayacaklarını belirttiklerini, hesaplamanın yapılabilmesi için yerel mahkemeye bilirkişilerce emsal sunulması gerekmekte olduğunu, aksi halde ise yerel mahkemece gerekli yazışmalar yapılarak, bu bedellerin öğrenilmesi, buna göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bütün bu hususların sunulduğunu, ancak mahkemece eksik ve yetersiz inceleme ile nihai karar kurulduğunu, bilirkişi raporunda dahi eksik olduğu belirtilen husus giderilmeden tahkikat aşamasının bitirildiğini, davacının hukuki menfaati olmayan işbu davayı ikame ettiğini, son celsede söz alarak ruhsat yenileme harcı, vergi ilişik kesme harcı, sigorta prim ödeme harcı vb hususlarındaki yazının mahkemeye sunulduğunu, sadece bu yazı ile karşı tarafın toplam giderinin, halihazırda ödediği giderden kat ve kat daha fazla tutacağının sabit olduğunu, nitekim davanın kabulüne karar verilmesi sebebiyle ise imar barışı yoluyla elde edilen ... kayıt belgesinin iptal edileceğini ve davacının taşınmazına iskan alınması için diğer yollara başvurulacağını, bu durumda davacının adına harcanan bütün bedel için ise kendisine rücu edileceğini, bu bedelin imar barışı için yapmış olduğu masraflardan fazla olması halinde davacının kendi aleyhine işbu davayı ikame ettiğinin anlaşılacağını, eşitlik ilkesine aykırılığın olağan genel kurulda alınan kararda kesinlikle bulunmadığını, aslında bu konuda davacı tarafın yakarışlarının 7143 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa geçici 16. madde eklenmesi hakkında kanuna ilişkin olduğunu, bu kanuna karşı yapılacak yakarışların ise kesinlikle olağan genel kurulunu ve işbu davayı ilgilendirmediğini, karşı tarafın iskanının, lehine daha uygun bir bedel karşılığı alınmasının sağlandığını, bu sebeple de kendisine yansıtılacak bedelin azaldığını, hal böyle iken eşitlik ilkesine aykırılıktan bahsedilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kooperatifin 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında imara aykırı olarak yapılan bölümlerin imar affından yararlanması amacıyla ek ödeme alınması yönünde alınan kararın, davacı gibi kooperatif tarafından su basman seviyesinde teslim edilen taşınmazında ruhsat ve onaylı projeye uygun şekilde inşaat yapan üyeleri etkileyecek şekilde geniş kapsamlı olarak alınmasının eşitlik ilkesine uygun düşmeyeceği, davanın konusunun bahse konu taşınmaza kooperatif tarafından ... kullanma izni ya da ruhsat alınması olmayıp, davalı kooperatif genel kurul kararının tüm üyelere uygulanabilirliğine ve eşitlik ilkesine uygunluğuna ilişkin olduğu, imara aykırı olmadığı belirtilen davacının kullanımındaki bağımsız bölüm için imar affından yararlanılacak olma gerekçesiyle ek ödeme istenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42 nci ve 53 ncü maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olması durumunda, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için dava açabilir.

2. Mahkemece, davalı kooperatifin 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında imara aykırı olarak yapılan bölümlerin imar affından yararlanması amacıyla ek ödeme alınması yönünde alınan kararın, davacı gibi kooperatif tarafından su basman seviyesinde teslim edilen taşınmazında ruhsat ve onaylı projeye uygun şekilde inşaat yapan üyeleri etkileyecek şekilde geniş kapsamlı olarak alınmasının eşitlik ilkesine uygun düşmeyeceği gerekçesiyle, iptal kararı verilmiş ise de Kooperatifler Kanunu 42. Maddesine göre kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulun, imar barışı için evlerinde eklentileri olan ortaklardan 15 Ağustos 2018 yılından itibaren aylık 3.000 TL olmak üzere beş ay toplam 15.000,00-TL alınmasına; yine binalarında eklentisi olmayan ortaklardan 15 Ağustos 2018 yılından itibaren aylık 2.000 TL olmak üzere beş ay toplam 10.000,00-TL ara ödeme alınmasına; bu konu ile ilgili ... kayıt belgesi başvurusu ve kat mülkiyeti müracaatı yapılmasına ve gerekli merci ve kurumlara ödeme yapılmasına ilişkin aldığı kararın, ortakların mali sorumluluğunu arttırıcı ek ödeme niteliğinde olmadığı gibi yine yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu söylenemeyecektir. Toplantıda davacının doğrudan şahsını ilgilendiren bir karar alınmadığı da gözetilerek mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.