Logo

6. Hukuk Dairesi2023/381 E. 2023/797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vekilinin davadan feragat etmesinden sonra davalı vekilinin, ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda hukuki yararı bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin feragat dilekçesinden sonra ilk derece mahkemesinin ek karar ile davayı feragat nedeniyle reddetmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeniyle, davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda hukuki yararının kalmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleşen İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/752 esas sayılı dosyasında davacı taşeron vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile imzalanan yapım işi sözleşmesi gereğini müvekkili şirketin edimini harfiyen ifa etmesine rağmen, davalının idare tarafından ödenen parayı 3 gün içinde aktarmadığından sözleşmenin 7. Maddesi gereği her geçen gün için hakediş bedelinin %2'si tutarında gecikme faizi ödemesi gerektiğini, ödemeler ile uygulanması gereken gecikme faizinin tespit edilerek icra takibine konu edildiğini, davalının haksız itiraz ettiğini belirterek takibin devamı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1054 esas sayılı dosyasında davacı vekili, taraflar arasında aynı tarihli "Ek Protokol ve Teminat Çeki Teslim Belgesi" başlıklı bir sözleşme de imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalıya 2.718.000,00 TL bedelli teminat çekinin teslim edildiğini, teminat çekinin alt yükleniciye iade edilmemesi durumunda çekin iadesi için dava açılarak, iade edilmeyen çek tutarının iki katı kadar cezai şartın alt yükleniciye ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının teminat çekini iade etmeyerek temerrüde düştüğünden, uygulanması gereken cezai şart bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl ve birleşen davalara cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacının nam ve hesabına bir kısım ödemeler yapılıp bunların mahsup edildiğini, tüm bunlar dikkate alındığında müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, teminat çekinin iade edilebilmesi için de tarafların ibralaşması gerektiğini, ibraya ilişkin delil sunulmadığından davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava dosyası yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile takibin 8.545.382,64 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek günlük %2 oranında akdi faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine; Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/752 Esas - 619 Karar sayılı dava dosyası yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/19875 Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 438.553,51 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek günlük %2 oranında akdi faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine; Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1054 Esas - 2016/878 Karar sayılı dava dosyası yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin 23/05/2022 tarihli dilekçe ile asıl ve birleşen davalardan feragat ettiklerinden davaların feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı yüklenici vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; feragat işleminin bir usul işlemi olduğunu, itirazlar değerlendirilmeden verilen kararın bu şekilde kesinleşmesine muvafakatlerinin olmadığını, yerel mahkeminin 12.05.2022 tarihli kararın esas bakımından da incelenilerek, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesi kararının tebliğinden önce davacı vekili tarafından sunulan 23/05/2022 tarihli dilekçe ile davalardan feragat edildiğinden, mahkemece feragat talebi doğrultusunda usulüne uygun olarak davaların feragat nedeniyle reddine karar verildiği, ek kararın istinaf yoluna başvurulmadığından kesinleştiği dikkate alınarak, HMK'nın 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı hükme bağlandığından, davalı vekilinin mahkemenin ek kararı ile ortadan kaldırılmış olan ve artık hukuki sonuç doğurması mümkün olmayan asıl karara karşı yaptığı istinaf başvurusunda herhangi bir hukuki yararı kalmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı yüklenici vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ile teminat çekinin iadesinden kaynaklanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470. vd. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. vd madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 Sayılı HMK'nın 310. Maddesinde; " (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir." hükmü düzenlenmiştir.

3. İlk derece mahkemesince verilen kararın tebliğinden önce davacı vekili 23/05/2022 tarihli dilekçe ile davalardan feragat edildiği bildirmiş, mahkemece feragat talebi doğrultusunda usulüne uygun olarak 16/06/2022 tarihli ek karar ile davaların feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; ek karar taraflara tebliğ edilmiş ve taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığından kesinleşmiştir. Davalı vekili12/05/2022 tarihli asıl karara karşı temyiz başvurusunda bulunulmuş olup, esasa ilişkin temyiz incelemesi yapıldıktan sonra, davaların feragat nedeniyle reddine karar verilmesi talep etmiş ise de; mahkemece verilen 12/05/2022 tarihli asıl karar, mahkemenin 16/06/2022 tarihli ek kararı ile kaldırılarak, asıl ve birleşen davaların feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, bu ek kararı da istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve HMK'nın 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı hükme bağlandığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunda herhangi bir hukuki yararı bulunmadığından, istinaf mahkemesince verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.