"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1365 E., 2022/1151 K.
Taraflar arasında açılan kooperatif üyeliğinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması ile yeniden hüküm kurulması ve davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ...'nin, ...'nin üyesi olduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/50 E. 2018/435 K. sayılı kararıyla üç bağımsız bölüm yönünden 3 adet üyeliği bulunduğunun tespitine karar verilerek kararın kesinleştiğini, mahkemece verilen karar kooperatif üyeliğinin tespitine ilişkin olup müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tescili ile taşınmazların müvekkiline teslim ve tescilini sağlamaktan uzak olduğunu, bu nedenle iş bu davanın müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tescilini sağlamak amacıyla ikame edildiğini, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/50 E. 2018/435 K. sayılı kararı gereği ihtarname ile davalı kooperatife başvurularak talepte bulunulmasına rağmen üyeliğin henüz tescil edilmediğini beyanla; müvekkilinin davalı Kooperatifinde bulunan Gökevler Mah. 550. Sok. Senben Sitesi 2 A Blok 10, 26 ve 27 no.lu bağımsız bölümlere ilişkin kooperatif üyeliklerinin kooperatif kayıtlarına tesciline/kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Mahkemece davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 10/09/2018 tarihinde kesinleşen Mahkememizin 2016/50 Esas 2018/435 Karar sayılı kararı ile davacının dava konusu edilen bağımsız bölümlere ilişkin olmak üzere 3 adet üyeliği bulunduğunun tespitine karar verildiği gibi davacının, davalı kooperatif kayıtlarına işlenmiş olduğu üzere halen davalı kooperatifin üyesi bulunduğu, bu hususun ayrıca davalı kooperatifin genel kurul kayıtlarıyla da tevsik edildiği, davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği yönünde dosya kapsamına sunulan bir delilin de bulunmadığı, o halde yapılan açıklamalar uyarınca davacının dava konusu her 3 daire yönünden de üyeliğinin bulunduğunun ve devam ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacının her üç taşınmaz yönünden kooperatif üyeliğinin kooperatif kayıtlarına tescil edilmesi talebi bakımından hukuki yararının bulunmadığı, kaldı ki öyle olmasa bile davacının dava konusu edilen bağımsız bölümlere ilişkin olmak üzere 3 adet üyeliği bulunduğunun tespitine dair verilen ve 10/09/2018 tarihinde kesinleşen Mahkememizin 2016/50 Esas 2018/435 Karar sayılı kararı ile tescil işlemi yerine getirilebileceğinden davacının talebinde yine hukuki yararın bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın konusunun müvekkiline ait olduğu daha evvel tespit edilen 3 adet üyeliğin bu kez tescili istemine ilişkin olduğunu, kooperatife emir vermek niteliğinde olacak şekilde bir "eda hükmü" elde etmek uğruna açılan eldeki davada müvekkilinin üyeliğini yok sayan kooperatif yararına karar verildiğini, müvekkilinin üyelikten ihraç edildiğine dair bir kayıt olmamasının davalı kooperatifin müvekkilini yok saymadığının kabulü için yeterli bir gerekçe olmadığını, müvekkilinin eda hükmü almakta hukuki yararı bulunduğunu, kabule göre de davanın "hukuki yarar" yani dava şartı yokluğundan reddi gerektiği halde esastan ret kararı verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/50 E. 2018/435 K. sayılı kararı ile davacının davalı kooperatifin 3 adet üyeliği bulunduğunun tespitine karar verildiği, kararın 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada ise her üç taşınmaz yönünden kooperatif üyeliğinin kooperatif kayıtlarına tescil edilmesine karar verilmesini talep ettiği, üyeliğin kooperatif kayıtlarına tescil edilmesi idari bir işlem olduğundan bu yönde karar verilmeyeceği, mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle ret kararı hatalı olduğundan kararın kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilerek gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kooperatif kayıtlarına tescil eğer Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtildiği gibi idari bir işlem ise bu halde mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti davasıdır.
2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 16 madde vd maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının daha evvel üç adet bağımsız bölüm yönünden üç adet kooperatif üyeliğinin tespitine dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu, böylelikle kooperatif üyesi olduğunun mahkemece daha önce saptanmış olduğu, yapılan araştırmada da ihraç kararı bulunmadığı gibi halen üye olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.