"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/243 E., 2022/371 K.
DAVA TARİHİ : 17.02.2015
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı temlik alan vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı yüklenici... ile davalı iş sahibi arasında, davalının Yalvaç ilçesi Dedeçam Köyü 4905 parsel numaralı taşınmazı üzerine m² fiyatı 350,00 TL olacak şekilde prefabrik ev yapımı konusunda 15.08.2013 tarihli sözleşme imzaladıklarını, ayrıca davalının bu sözleşme haricinde 106 ada 2 parselde bulunan taşınmaz üzerine de 121 m² büyüklüğünde bir prefabrik ev yapılmasını yükleniciden istediğini, sözleşme ve sözleşme dışı evlerin yapılarak davalıya teslim edildiğini, sözleşme uyarınca yapılan evin toplam 198 m² büyüklüğünde olduğunu, 350,00 TL birim fiyat ile çarpıldığında davalının toplam 69.300,00 TL ödemesi gerekirken 33.000,00 TL ödediğini, bakiye 36.300,00 TL borcu kaldığı gibi, sözleşme dışı yapılan evin toplam büyüklüğünün 121 m² olduğunu, 350,00 TL birim fiyat ile çarpıldığında 42.350,00 TL ödeme yapması gerekirken bu eve dair hiç ödeme yapmadığını, yapılmayan ödemeler toplamının 73.850,00 TL olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme dışı yapılan evin m2 birim fiyatının 240,00 TL olacak şekilde anlaştıklarını ve buna dair 24.000,00 TL ödemenin peşin olarak yapıldığını, yüklenicinin sözleşme kapsamındaki evi tam olarak yapmadığı gibi, diğer eve ise hiç başlamadığını, iş sahibinin her iki evi de kendisinin tamamladığını, yapılan ödemenin yapılan işten fazla olduğunu, bir çok inşaat malzemesinin tarafınca alındığı gibi işçi ücretlerinin de tarafınca ödendiğini, buna dair davacının elinden sadır olmuş yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.11.2019 tarihli, 2016/285 Esas, 2019/423 Karar sayılı kararı ile, davacı tanıklarının temlik eden dava dışı yüklenicinin, sözleşmeye uygun olarak evleri tamamladığına dair ispata yarar beyanlarda bulunmadığı, davalı tanıklarının yüklenici tarafından işlerin yarım bırakıldığı, davalının yükleniciye ve inşaatta çalışan işçilere ödeme yapıldığına dair beyanlarda bulunduğu, evlerin davalı iş sahibi tarafından tamamlandığının anlaşıldığı, davacı temlik alanın, dava dışı yüklenicinin sözleşme kapsamında sözleşmeye uygun olarak evleri tamamladığı ve davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur
2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 11.11.2021 tarihli, 2021/1041 Esas., 2021/1423 Karar sayılı ilamı ile, "Eser sözleşmesinde, yüklenicinin iş bedelinin tamamına hak kazanabilmesi için eseri tamamlayarak iş sahibine teslim ettiğini ispat etmesi gerekir. Kural olarak sözleşmenin feshedilmediği veya işten el çektiği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir. Bu kabul, fiili karine niteliğinde olup, iş sahibi bunun aksini ispat edebilir. Bir başka anlatımla iş sahibi, eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayımızda, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporundan, taraf ve tanık beyanlarından söz konusu prefabrik evlerin tamamlandığı ve evlerde oturulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece tanık beyanlarında yola çıkılarak işlerin dava dışı yüklenici tarafından tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; tanık delili zayıf bir delil olup, tanığın bir vakıayı aklında tutması ya da gerçeği olduğu gibi aktarması zor olduğu gibi davanın tarafları ile arasındaki kişisel ilişki gereği tarafsız davranması da zordur. Davalı iş sahibi tarafından işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen buna dair bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi işlerin yarım bırakıldığına dair tanık delili dışında başkaca bir delil de sunulamamıştır. Bu durumda, karinenin aksinin ispat yükü kendisinde olan davalı iş sahibince işlerin yüklenici dışında kendisi veya 3. kişiler tarafından tamamlandığının ispat edilememiş sayılması gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yargılama aşamasında alınan bilirkişi kurulundan sözleşme konusu prefabrik ev maliyetinin sözleşme fiyatlarıyla bedelinin hesaplanması ve sözleşme dışı yapıldığı anlaşılan prefabrik ev bedelinin de taraflar arasında m2 birim fiyatı konusunda uzlaşma olmadığından vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca söz konusu evin yapıldığı yıl serbest piyasa fiyatlarına göre bedelinin hesaplanması için ek rapor alınması, bulunacak iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonuca gidilmesinden ibaret olmalıdır" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 29.09.2022 tarihli, 2022/243 Esas, 2022/371 Karar sayılı kararı ile, "ilk evin 199,08 (iki kat+gölgelik) metrekare olduğu, takibin 199,00 metrekareye tekabül edecek şekilde başlatıldığı, talep sonucunun aşılamayacağı, bu minvalde ilk ev için yapılan 33.000,00 TL ödemenin düşülerek bakiye alacak miktarının 36.600,00 TL olduğu, ikinci ev için takibin 121,00 metrekareye tekabül edecek şekilde başlatıldığı, halihazırdaki yapının 113,00 metrekare olduğu, serbest piyasa fiyatları itibariyle bu yapının değerinin 39.550,00 TL olduğu, dava dışı yüklenicinin belirtmiş olduğu eksik iş bedeli olan 8.000,00 TL'nin düşülmesiyle ikinci ev için borçlu olunan miktarın 31.550,00 TL olduğu, takip konusu faizin değerlendirilmesinde ise davalı iş sahibinin temerrüde düşürülmediği, bu nedenle faiz talep edilemeyeceği Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2938 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 68.150,00 TL asıl alacak yönünden devamına bakiye 5.700,00 TL yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı" gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; "Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2938 esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklının temlik edeni tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan (36.650,00 TL'si 1. ev, 34.345,00 TL'si 2. ev ve 2.850,00 TL'si faize ilişkin) 73.850,00 TL bedelli icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik talebinin 68.200,00 TL yönünden kabulüne, bakiye 5.650,00 TL yönünden reddine, 68.200,00 TL asıl alacak bedeli üzerinden takibin devamına, icra inkâr tazminatına yönelik istemin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, ikinci evin m2 miktarının 121 olmasına rağmen 113 m² üzerinden hesap yapılarak eksik iş bedelinin düşülmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin alacağın likit olmadığı gerekçesi ile icra inkar tazminatının reddine karar vermesinin de doğru olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde bedellerin belirli olup alacağın likit olduğunu, bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin davalı yararına 9.200,00 TL vekalet ücretine hükmetmiş ise de reddedilen miktar 5.650,00 TL olup, reddedilen miktardan daha fazla davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden reddedilen miktarı aşar şekilde hüküm kurulmasının da bozma nedeni olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde, müvekkilinin bu dosyada alacaklı olmadığını, dosyada icra takibi yapan ve alacaklı olduğunu iddia edenin yüklenici taraf olduğunu, yüklenicinin de evi tamamladığını iddia ettiğini, iddia eden kişinin öncelikle alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının bu iddiasını yerine getirmediğini, davacı alacaklı olduğunu ispat edememişken müvekkili tarafından işin yapılmadığını tanık dahil tüm deliller ile ispatladığını, dosya kapsamında toplanan delillerden davacının işi bırakıp kaçtığının açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin temlik alana borcu bulunmadığını, buna rağmen ispat külfetinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa değil müvekkiline yükletilmesinin hakkaniyetten uzak bir karar olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 nci ve devamı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin yeniden inceleme yapılması olanağı bulunmamasına, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu aldırıldığı ve buna uygun olarak karar verildiğinin anlaşılmasına göre taraflar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan rapor esas alınarak davacının alacağının 68.150,00 TL olduğu belirlenmiş, icra dosyasında davalı itirazının 68.150,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve bakiye 5.700,00 TL yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kararda belirtilmiş, ancak hüküm fıkrasında davalının itirazının iptaline karar verilen miktar sehven 68.200,00 TL, itirazın iptali isteminin reddine karar verilen miktar ise, 5.650,00 TL olarak belirtilmiştir. Davacı alacağının 68.150,00 TL olarak belirlenmesine karşın, icra takibine yapılan itirazın 68.200,00 TL üzerinden iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.
4. Yine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi “Ancak hükmedilecek ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez" hükmünü içermekte olup, somut olayda itirazın iptali kararında reddine karar verilen alacak miktarı 5.700,00 TL olduğundan, davacı lehine ancak bu tutarda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da hatalıdır.
5. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiş ise de, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraflar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının 2. bent uyarınca reddine,
2. Taraflar vekillerinin temyiz itirazlarının 3. ve 4. bent uyarınca kabulü ile, mahkeme kararının, hüküm fıkrasının 1. bendinin 4. satırında yeralan "68.200" rakamının çıkarılarak yerine "68.150" rakamının yazılmasına, aynı satırda yeralan "5.650" rakamının çıkarılarak yerine "5.700" rakamının yazılmasına, yine mahkeme kararının, hüküm fıkrası 3. bendinin 1. satırında yeralan "4.658" rakamının çıkarılarak yerine "4.655,32" rakamının,3. satırında yeralan "3.028,36" rakamının çıkarılarak yerine "3.024,94" rakamının ve mahkeme kararının hüküm fıkrasının 7. bendinin 2. satırında yeralan "9.200" rakamının çıkarılarak yerine "5.700" rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.