Logo

6. Hukuk Dairesi2023/419 E. 2023/4116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibinde düzenlenen sıra cetveline, işçi alacağı sahibi tarafından yapılan itirazın kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Özel bir alacak olan işçi alacağının, kamu alacağına iştirak edemeyeceği ve İİK m.206'nın iflas halinde uygulanacağı, haciz yoluyla takipte uygulanamayacağı gözetilerek mahkemenin sıra cetveline itirazı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/144 E., 2022/258 K.

DAVA TARİHİ : 21.05.2014

HÜKÜM/KARAR : Red

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen sıra cetveli itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece (Yargıtay kapatılan 23.Hukuk Dairesi) kararın bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; şikayetin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; borçluya ait taşınmazın satıldığın, düzenlenen sıra cetvelinde ipotek bedeli ödendikten sonra kalan tüm ihale bedelinin Bozüyük ...’ya ödenmesine karar verildiğini, sıra cetvelinin hatalı olduğunu Bozüyük Sosyal Güvenlik Kurumu ve ... alacağının tahsil zamanaşımına uğradığını, sıra cetveli düzenlenen dosyanın haczinin düştüğünü bu nedenle bu dosyadan sıra cetveli düzenlenemeyeceğini, müvekkili alacağının işçi alacağı olduğunu, Bozüyük Sosyal Güvenlik Kurumu alacağı zamanaşımına uğramasa bile müvekkilinin haczinin Sosyal Güvenlik Kurumu haczine iştirak hakkı bulunduğunu, ileri sürerek sıra cetvelinin iptali ile ihale bedelinin müvekkili alacağına ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili cevap dilekçesinde; 5510 sayılı Yasanın 93. maddesine göre kurumun prim ve diğer alacaklarının ödenme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu bu nedenle davacının kurum alacağının 5 yıllık tahsil zamanaşımına tabi olduğu yönündeki iddiasının yasal bir dayanağının bulunmadığını, özel bir alacağın bir kamu alacağına iştirakine kanunda yer verilmediğini, İİK. 206. maddesindeki sıranın haciz yoluyla takipte uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; iflas halinde işçi alacakları ...nun 206. maddesine göre imtiyazlı ise de, hacze iştirak halinde haciz tarihi önce olan alacaklının önüne geçemeyeceğini, bu nedenle davacının kurum alacağının 5 yıllık tahsil zamanaşımına tabi olduğu yönündeki iddiasının yasal bir dayanağının bulunmadığını ayrıca özel bir alacağın bir kamu alacağına iştirakine kanunda yer verilmediğini, savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.11.2015 tarihli 2014/461 E., 2015/838 K. Sayılı kararı ile; şikayet olunanlardan sadece ...'ya ödeme yapıldığı, bu nedenle diğer davalılar yönünden şikayetçinin sıra cetveline itiraz davası açmada hukuki yararı bulunmadığı, ...'nın alacağı prim alacağı olup, 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve satış tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı, özel bir alacağın kamu alacağına iştirak edemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 23. (Kapatılan) Hukuk Dairesi'nin 12.12.2016 tarihli 2016/2347E.,2016/5312 K. sayılı ilamı ile; Şikayetçi dilekçesinde diğer itirazları ile birlikte şikayet olunan ...'nın alacağının ve vergi dairesi alacağının zamanaşımına uğradığını ileri sürdüğü, alacağın zamanaşımına uğradığı itirazı alacağın esasına yönelik bir itiraz olduğu, bu durumda mahkemece, görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.06.2019 tarihli 2018/790 E., 2019/526 K. Sayılı kararı ile; şikayetçi vekilinin alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının esasa yönelik bir itiraz olduğu ve bu yönüyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 23. (Kapatılan) Hukuk Dairesi'nin 01.11.2019 tarihli 2019/3113 E., 2019/4483 K. sayılı ilamı ile; HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, mahkemece, HMK'nın 114/1-c madde hükmü uyarınca anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan Yasa'nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında "Şikayetin reddine" ibaresi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca dava şartı nedeniyle reddine karar verilecek şekilde hükmün 1 no.lu bendinin düzeltilmesi suretiyle hükmün onanmıştır.

D. İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun takibe konu borcunun 2005/08 dönemine ait olduğu borçluya ait taşınmaza 17.04.2008 tarihinde haciz yapıldığı, haciz yapılması ile zamanaşımının kesildiği, davacı alacağı işçi alacağı ise de özel bir alacağın kamu alacağına iştirak edeceği hususunun yasada düzenlenmediği, ayrıca İİK 206 maddesinin iflastaki sırayı düzenleyen bir madde olup, haciz yolu ile takiplerde uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; karara esas alınan 16.10.2022 tarihli bilirkişi raporundaki, sıra cetveline itiraz davası kapsamında, zamanaşımı definin yalnızca borçlu tarafından ileri sürülebilecek bir defi olduğu değerlendirmesinin hatalı olduğunu, satışı yapılmış bir mal üzerindeki hakkın artık borçlunun değil, alacaklıların hakkı haline geldiğini bu nedenle, borçlu tarafından ileri sürülebilecek defi ve itirazların, menfaati bulunan alacaklı tarafından diğer alacaklıya karşı da ileri sürülmesi mümkün olduğunu, davalı ... ... Müdürlüğünün ve Bozüyük Vergi Dairesi Müdürlüğünün alacaklarının tahsil zamanaşımına uğradığını, bu nedenle hacizlerinin düştüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı ... Müdürlüğünün haczinin düşmediği düşünülse dahi, müvekkili alacağının işçilik alacağı olduğunu, ve İcra ve İflas Kanununun 206. maddesinde işçilik alacağının öncelikli olarak ödenmesi gereken alacaklardan olması sebebi ile, ... Müdürlüğü'nün haczine iştirak ettirilmesi gerektiğini, ayrıca sıra ve derece kararının tanzim edildiği ve davalılardan ... ve Abdülkadir Bıçakcı'nın alacaklı olarak göründüğü İstanbul/Anadolu 15.İcra Müdürlüğünün gayrimenkulün tapu kaydındaki haczinin 2 yıllık zaman geçmiş olması nedeniyle düştüğünü bu alacaklıların dosyalarının sıra ve derece kararında 3.sırada yer alması ve bu dosyadan sıra cetveli düzenlenmesinin hatalı olduğunu, aynı zamanda, İlk Derece Mahkemesi kararı sonucunda, karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretine ve yargılama giderlerine de itiraz ettiklerini temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 140 ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.