"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen kooperatif genel kurul kararının iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleşen davada istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalının tasfiye halinde olduğunu, davalı kooperatifin 07.07.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında tüm üyelerin 5.000,00 TL aidatı 15 taksitte ödemesine karar verildiğini, genel kurul kararına istinaden de müvekkiline ödeme konusunda ihbarname gönderildiğini, bu genel kurul kararının toplantı nisabına uyulmaksızın alındığını, alınan kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, kaldı ki genel kurul toplantısına ilişkin müvekkiline yapılan çağrının da usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkilinin toplantıdan haberdar edilmediğini, kararın kanuna, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına da aykırı olduğunu ileri sürerek 07.07.2013 tarihli genel kurul kararının geçersizliğinin tespiti ile iptalini talep ve dava etmiş, birleşen dava da ise davalı Kooperatifin 30.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında her üyeden 5.000,00 TL toplanmasına ilişkin alınan kararın toplantı nisabı sağlanmaksızın alınması nedeniyle mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek 30.06.2017 tarihli genel kurul kararının geçersizliğinin tespiti ile iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; müvekkili kooperatifin tasfiye halinde bulunduğunu, tasfiye halinde bulunan kooperatiflerde yapılacak genel kurul toplantılarında çağrı ve karar nisabı aranmayacağını, genel kurul kararlarının toplantıya katılan üyelerin oy çokluğu ile alındığını, genel kurul toplantısının kooperatif üyelerine 25/05/2017 tarihinde iadeli taahhütlü mektup ile tebliğ edildiğini, çağrının usulüne uygun olarak yapıldığını, kararların geçersizliğini ya da iptalini gerektirir herhangi bir durumun bulunmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Kooperatif genel kurul kararlarının mutlak butlanla malül olduğunun tespiti davalarının her hangi bir süreye tabi olmadığı ancak, davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu, tasfiye halindeki kooperatif genel kurul toplantılarında nisap aranmayacağı, dava konusu her iki genel kurul kararının da oy çokluğuyla verildiği, dolayısıyla kararların mutlak butlanla malül olduğundan söz edilemeyeceği, iptali istenilen her iki genel kurul kararının da yoklukla malül olmayıp, ancak şartları varsa iptalinin mümkün olması karşısında her iki davanın iptal yönünden 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süreye aykırılık nedeniyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde; hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı yönündeki gerekçenin yerinde olmadığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve söz konusu genel kurul davetlerinden haberdar olmadığını, genel kurul toplantısına ilişkin müvekkiline yapılan çağrının usul ve yasaya uygun olmadığını, bu nedenle alınan kararların hükümsüz ve geçersiz olduğunu, genel kurul kararlarının toplantı nisabı sağlanmaksızın alındığını, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, genel kurul tarafından alınan kararların mağdur olan müvekkilinin daha da mağduriyetine sebep olmakta olup, kanuna, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, müvekkiline isabet eden taşınmazın arsa sahibine verilmesi nedeniyle mağdur olan müvekkilinin zararı kooperatif tarafından bugüne kadar karşılanmadığı ve müvekkilinin payına düşen bir daire tahsis edilmediği için zaten mağdur durumda olan müvekkilinden bir de aidat istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek, re'sen dikkate alınacak nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini, temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369/1. ile 370 ve 371. maddeleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.