"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/1088 E., 2022/990 K.
Ticaret Limited Şirketi vekili Avukat ...
vekili Avukat ...
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/542 Esas 2014/4
KARAR SAYILI DOSYASI
vekili Avukat ...
Ticaret Limited Şirketi vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 12.09.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
KARAR
1-Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl dava sözleşme kapsamı ve fazlası olarak yapılan imalat bedellerinden ödenmeyen kısmın tahsili, birleşen dava ise, eksik bırakılıp dava dışı üçüncü şahsa yaptırılan imalât bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir.
2-Mahkemenin ilk kararında, ıslahla artırılan miktar da dikkate alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar davalı-birleşen dosya davacısı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin (kapatılan) 27.10.2016 tarihli, 2016/1785 E., 2016/4403 K. sayılı ilamıyla, 04.02.2013 tarihli e-mail ile ilgili tarafların beyanı alınıp yükleniciyi bağlayıp bağlamıyacağı tartışılıp değerlendirildikten sonra, bağlayıcı olduğunun kabul edilmesi halinde, saten alçının yüklenici tarafından yapılmayıp iş sahibince yapıldığı bu e-mail ile kabul edildiğinden, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibinin yaptırdığı işlerin, yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli hesaplattırılıp, asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, mahkeme kararı davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibi yararına bozulmuştur.
3-Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 19/02/2020 tarihli karar ile, asıl davanın 138.234,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı taraflar vekilleri temyiz etmişlerdir.
4-Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin (kapatılan) 2020/1939 E., 2021/2040 K. sayılı 28/04/2021 tarihli ilamı ile mahkemece yaptırılan 18.12.2018 tarihli bilirkişi incelemesi sonucu saten alçı bedelinin mahalli piyasa rayiçlerine göre 157.984,00 TL olarak hesaplandığı, bu miktarın birleşen davada hüküm altına alınması gerekirken, saten alçı bedelinin sözleşme fiyatlarına göre hesaplanan bedeli olan 82.768,00 TL'nin, asıl davadaki bedelden mahsup edilerek hüküm kurulduğu, her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilip, dava açılan alacak kalemi bakımından mahsup yapılmadan, hüküm kurulmasının zorunlu olduğu belirtildikten sonra, mahkemece yapılacak işin, "asıl davanın önceki gibi 203.502,00 TL üzerinden kabulüne, birleşen davanın ise bozmaya uygun şekilde mahalli piyasa rayici ile hesaplama yapan ilk rapora göre 157.984,00 TL üzerinden kabulüne karar verilerek asıl ve birleşen davalarda kabul edilen ve reddedilen miktarlar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanacak vekalet ücretine hükmedilmesinden ibaret olduğu" açıklanarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.
5-Bozmaya uyan ilk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, "davacının 203.501,31 TL alacağının 10.000,00 TL'sinin dava, bakiye 193.501,31 TL sinin ıslah tarihi olan 08.09.2015 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, "birleşen davanın kısmen kabulüne, "davacının 157.984,00 TL alacağının 10.000,00 TL'sinin dava, bakiye 147.984,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 23.05.2014 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" karar verilmiştir.
6- İlk derece mahkemesinin, bozma üzerine verdiği asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin üçüncü karara karşı taraflar vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık halleri ile kesin bozma doğrultusunda karar verildiği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl ve birleşen davalarda kabul edilen ve reddedilen miktarlar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan vekalet ücretine hükmedildiği anlaşıldığından taraflar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin taraflar vekillerinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.