"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1497 E., 2022/1420 K.
HÜKÜM/KARAR : Esas hakkında yeniden hüküm / Davalı Bakanlık yönünden husumetten reddine, Davalı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yönünden davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/35 E., 2022/330 K.
Taraflar arasında alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı Bakanlık yönünden husumetten reddine, davalı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kurum arasında akdedilen 2014, 2015 ve 2016 yılları için sürücülü araç kiralama hizmeti alımına ilişkin sözleşmeler kapsamında asgari ücretten kaynaklanan fiyat farklarının ödenmediğini ileri sürerek müvekkiline ödenmeyen asgari ücret farkları olarak şimdilik 1.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesinde talebini 195.000,00 TL'ye arttırmıştır.
II. CEVAP
Davalı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmede açıkça herhangi bir nedenle fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamayacağının taahhüt edildiğini, idari şartname gereğince de teklif edilen fiyatın bu tür artış ya da farkları karşılayacak payı içerdiğinin kabul edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'nün tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmadığından ... davaya dahil edilerek Konya Halk Sağlığı Müdürlüğü yönünden davacının açtığı davanın husumet sebebiyle reddine, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ve eki şartnamelerde yer alan hükümler çerçevesinde davacı tarafça söz konusu hizmet alımlarına ilişkin olarak fiyat farkı talep edilmesi mümkün ve hukuka uygun bulunmadığı, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmak ve ülke şartları ve uygulamalarını bilerek buna göre davranmak durumunda olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslarda değişiklik ile asgari ücretten doğan farkların ödeneceğinin açıkça hüküm altına alındığını, bu minvalde mahkemenin asgari ücretten doğan farkın öngörebileceğine dair gerekçesinin yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle asgari ücret artışlarının davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1. 663 sayılı ... ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde, Bakanlık bağlı kuruluşları olup 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun (1) sayılı cetvelinde yer alan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu görev ve yetki sahası itibari ile dava ve taraf ehliyetine haiz olduğu, davaya konu hizmet sözleşmesini, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile yapan davacının, taraf ehliyeti bulunun Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'na davalı olarak husumet yöneltmesi gerekirken, bu kurumun İl Müdürlüğü olan ve tüzel kişiliği bulunmayan Konya İl Halk Sağlığı Kurumu'nu davalı olarak gösterdiği anlaşılmış ise de, ilk derece mahkemesinin İl Müdürlüğüne yöneltilen davanın, tüzel kişiliği bulunan ve sözleşmenin tarafı olan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'na yönelttiğini kabul ederek üstelikte davaya Türkiye Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından cevap verilmiş iken, Türkiye Halk Sağlığı Müdürlüğü yönünden davanın esasını inceleyip bir karar vermesi gerektiğini düşünmeden sözleşmenin tarafı olmayan ...'nı davaya dahil ederek davayı ... yönünden esastan inceleyerek sonuçlandırılmasının doğru olmadığı, kabule göre de zorunlu dava arkadaşlığında uygulanacak olan davaya taraf dahil edilmesine ilişkin usul işlemine aykırı olarak ...'nı davaya dahil etmesinin de ayrıca hatalı olduğu, bu itibarla; davalı ... yönünden davanın husumetten reddi gerektiği,
2. Davanın esası yönünden; asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret altında işçilere ödeme yapılmasının mümkün olmadığı, sözleşmelerde asgari ücret altında ödeme yapılmasına ilişkin hükümler bulunması halinde kanuna aykırılık nedeniyle yok hükmünde olduğu, işçiye asgari ücretten az ücret ödenmesi halinde devletin kamu gücünü kullanarak ücretin asgari ücret seviyesine çıkartılmasını sağlaması gerektiği, tarafı kim olursa olsun sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulması veya birtakım gerekçelerle bunun önüne geçmeye çalışılmasının asgari ücretin kamu düzeni niteliğiyle bağdaşmadığı, bu nedenle hizmet verilen ve dava konusu yapılan yıllara ilişkin oluşan asgari ücret farklarının davacı yükleniciye ödenmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı Bakanlık yönünden husumetten reddine, davalı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yönünden kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakanlık vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Bakanlık vekili temyiz dilekçesinde özetle; Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmadığından kararın bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, sözleşme ve şartname hükümleri gereği yükleniciye fiyat farkı verilmeyeceğini, davacının teklif verirken bu hususu kabul ettiği, sözleşme imzalandıktan sonra fiyat farkına ilişkin usul ve esaslarda değişiklik yapılamayacağı ve tüm bunların serbest irade ile sözleşme serbestisi ilkesi gereği davacı tarafından kabul edildiğini, kaldı ki Kamu İhale Kanunu'nda fiyat farkına ilişkin düzenlemenin şartname ve sözleşmede açıkça yazmasını emrettiğini, bilirkişi raporunda haklı oldukları tespit edilmiş olmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı asgari ücret fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 203 ncü maddesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62/e ve ek 2 maddesi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8. ve 1. ek fıkrası, Kamu İhale Genel Tebliği'nin 78.1.3. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
3.1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Bakanlık vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.2. Davalı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yönünden yapılan incelenmede; 663 sayılı ... ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 58 inci maddesi ile de 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu'na ekli (1) sayılı cetvele “53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” eklenmiştir. Ancak eldeki dava tarihinden sonra 25.08.2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile ...’nın teşkilat yapısı değiştirilmiş, aynı KHK’nın 203 üncü maddesi ile 663 sayılı KHK’nın 26 ncı maddesi ve “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, diğer mevzuatta “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu”na yapılmış atıfların “...”na yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Dava tarihinden sonra yapılan bu yasal düzenlemeye göre, eldeki davanın taraf sıfatı olan Bakanlık'a yöneltildiğinin kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile mülga mevzuat gerekçe gösterilerek yazılı şekilde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yönünden esasa ilişkin hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, davalı gösterilen Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun tüzel kişiliği ortadan kaldırıldığından bu davalı yönünden davanın 6100 sayılı HMK nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince taraf ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinden ibarettir.
3.3. Davalı ... yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında imzalanan 08.01.2014, 31.12.2014 ve 28.12.2015 tarihli sözleşmeler ile davacı yüklenici, davalı idareye 1 yıllık süre ile sürücülü araç kiralanması işini üstlenmiş olup davada 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak ödenmeyen asgari ücret farkları istenmektedir.
3.3.a. 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu tanımlar başlıklı 4. maddesinde hizmet “Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, (...)(*), tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, mesleki eğitim, fotoğraf, film, fikri ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri” olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 62/e maddesinde “5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatları, il özel idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler; merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü, mahalli idare ve şirket bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamaz ve buna imkân sağlayan diğer mevzuat hükümleri uygulanmaz.”denildikten sonra 2. bentte “Bu bendin uygulanmasında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı; bu Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca ihale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlendiği, bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı, yaklaşık maliyetinin en az %70'lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluştuğu ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlere ilişkin hizmet alımlarını ifade eder. Mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan, yıl boyunca devam eden, niteliği gereği süreklilik arz eden ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı park ve bahçe bakım ve onarımı ile çöp toplama, cadde, sokak, meydan ve benzerlerinin temizlik işlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilir. Hizmet alım sözleşmesi kapsamında niteliği birbirinden farklı hizmet türlerinin bulunması halinde personel çalıştırılmasına dayalı olup olmama yönünden yapılacak değerlendirme her hizmet türü için ayrı ayrı yapılır. Danışmanlık hizmetleri, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetleri ve çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilmez.” hükmü getirilmiştir.
3.3.b. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun fiyat farkı verilmesi başlıklı 8. maddesinde ise “Sözleşme türlerine göre fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kamu İhale Kurumunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı yetkilidir. Sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.” hükmünden sonra ek fıkrada “(Ek fıkra: 6552 - 10.9.2014 / m.13) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.
3.3.c. Kamu İhale Genel Tebliği'nin 78.1.1. maddesinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı; ihale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlendiği, bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı, yaklaşık maliyetinin en az %70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluştuğu ve niteliği gereği süreklilik arz eden hizmet alımlarını ifade eder.” şeklinde tanımlanmış olup aynı Tebliğ'in 78.1.3. maddesinde “Mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan ve niteliği gereği süreklilik arz eden park bahçe bakım ve onarım işi, çöp toplama, cadde, sokak, meydan vb. temizlik işleri, bu işlerin karakteristik edimlerini içeren veya alt hizmetleri niteliğinde olan refüj ve yeşil alanların bakım ve onarımı, ot temizliği, çim biçimi, toprak işleme, arazi hazırlığı, fidan üretimi, dikimi ve bakımı ile ağaç budama, sulama ve bakımı, sürücülü araç/iş makinesi kiralama vb. işler ile Kurum tarafından belirlenecek diğer işler, 78.1.1 inci maddede yer alan diğer koşullara bakılmaksızın personel çalıştırılmasına dayalı hizmet olarak kabul edilir.” hükmü bulunmaktadır.
3.3.d. Anılan yasal düzenlemelere göre kural olarak kamu kurumu niteliğindeki davalı, işçilik alacaklarından kaynaklanan fiyat farkından sorumlu tutulabilir ise de bu durum ancak bu yasal düzenlemelerden kaynaklanan koşulların gerçekleşmesi ile mümkündür.
3.4. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme sürücülü araç kiralanmasına ilişkin olup yukarıda belirtilen Kamu İhale Genel Tebliği 78.1.3. maddesine göre “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet sözleşmesi” niteliğindedir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62/e ve ek 2 maddesi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8. ve 1. ek fıkra gereğince taraflar arasındaki tüm ihale evrakı, sözleşmeler, hak edişler incelenmek suretiyle belirtilen bu kanun hükümlerine göre asgari ücretten kaynaklanan fiyat farkı verilebilmesi için gereken şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin bilirkişiden alınacak ek rapor ile araştırılıp sonucuna göre davacının talebi hakkında karar vermekten ibarettir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen hususlarda değerlendirme yapılmadığından eksik inceleme ile bu rapora dayanılarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Bakanlık vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.