"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/336 E., 2022/329 K.
ASIL DAVADA DAVACILAR : 1- ... 2-... 3-... (2014 te öldü) 4- ... 5- ... Vekili Avukat ...
DAVALILAR : 1-... 2-... Vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 28.10.2008
BİRLEŞEN DAVA 2009/358
DAVALILAR : 1-... 2-... Vekili Avukat ...
BİRLEŞEN DAVA 2013/341
DAVACILAR : 1-... 2-...
DAVALILAR : 1-... 2-... Vekili Avukat ...
BİRLEŞEN DAVA 2016/361
DAVACILAR : 1- ... 2- ... 3- ... 4- ... Vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 25.07.2016
BİRLEŞEN DAVA 2019/330
DAVACILAR : 1- ... 2- ... 3- ... 4- ... Vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 08.11.2019
HÜKÜM : Asıl ve Birl. Davaların Kısmen Kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davalarda kısmen kabul kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birl. Davada davacılar- birl. Davada davalılar ..., ve diğerleri vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı müteahhit ... ile müvekkillerinin Antalya Merkez ... mahallesinde bulunan 20206 ada 3 parselde bulunan taşınmaza bina yapmak üzere kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeye göre inşaatın bitim süresinin ruhsat alım tarihinden itibaren 12 ay olacağının taraflarca kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre müteahhite 14 daire, arsa sahibi davacılara 10 daire verilmesinin kararlaştırıldığını, davalının süresi içerisinde taahütlerini yerine getirmediğini ve daireleri yapmadığını, bu sebeple davalı Antalya 11. Noterliğinin 29.08.2007 tarih 22766 yevmiye no.lu ihtarname gönderdiklerini, yine binadaki inşaatın geldiği seviyeyi Antalya 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/11 değişik iş dosyasında tespit ettirdiklerini ve tüm dairelerin aylık ortalama 4.150 TL. kira geliri getireceğinin belirlendiğinin, müvekkillerinin kendisine düşen daireleri 30.06.2008 tarihinde teslim aldıklarını ve inşaat bitim süresi ile müvekkillerinin daireleri teslim aldığı tarih arasında 15 ay 4 günlük süre olduğunu bu sebeplerle müvekkilerinin zarar bedelinin davalı müteahhitten alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Birleşen 2009/358 Esas sayılı dosyada davacı yüklenici ...'un vekili dava dilekçesinde özetle; inşaatta fazla imalat yaptığını belirterek fazla imalat bedelini talep ve dava etmiştir.
3. Birleşen 2013/341 Esas sayılı dosyada arsa sahibi ve arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alan kişilerin vekili dava dilekçesinde özetle; inşaatta ayıplı imalatın bulunduğunu belirterek, bu ayıplı imalat bedellerinin belirlenerek, yapı denetim firması ve yükleniciden bu bedeli talep ve dava etmiştir.
4.Birleşen 2016/330 Esas ve 2019/330 Esas sayılı dosyada arsa sahibi ve arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alan kişilerin vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davada talep etmedikleri faiz alacaklarını yükleniciden talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeyi ... ve ...'e vekaleten ...'un yaptığını, inşaatın başlamasından sonra taraflar arasında sorunlar çıktığını ve davacı tarafın kendileri tarafından yapılması gereken plan iştirak parası olan 6.096 TL nin müvekkil tarafından yatırıldığını, davacı tarafın bu bedeli ödemediğini, yine sözleşmeye göre müvekkiline verilmesi gereken bir adet dairenin tapusu (B Blok 8 no.lu dublex) müvekkilinden kaçırılıp üçüncü kişilere devredildiğini, yine diğer tapuların süresi içerisinde müvekkile devredilmediğini, müvekkilinin kendisine düşen işleri tamamlamadan müvekkilinin azl'edildiğini ve iş yapamaz hale getirildiğini, tüm bunlara rağmen müvekkilinin üzerine düşen edimleri tamamlayıp binaları teslim ettiğini ancak davalılar tarafından yapı denetim giderleri yatırılmamış asansör de bitirilememiş, bina böylece uzunca bir süre bekletildiğini daha sonra müvekkile düşmesi gereken kaçırılan dairenin tapusunun davacı tarafça müvekkiline iade edildiğini bu sebeple müvekkilden 5.000 TL çek alındığını yine müvekkilinin davacı tarafın talebi üzerine 21 kalemden oluşan fazladan imalat yaptığını, bu yapılan fazladan imalat bedelinin de müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin üçünçü kişilere taahütlerinin olması nedeni ile asansörleri kendi bitirmek zorunda kaldığını yine çıkan giderleri kendisinin yaptığını, müvekkilinin 30.06.2007 tarihinde binayı teslim ettiğini, geçikmenin söz konusu olmadığını bir gecikme varsa söz konusu binanın tesliminden sonra kendilerine düşen işleri yaptırmadıklarından , müvekkiline düşen tapuları zamanında temlik etmediklerinden kaynaklandığını bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir..
III.MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18/09/2009 tarihli ve 2008/399 Esas, 2009/378 Karar sayılı kararıyla;asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay(Kapatılan)15.Hukuk Dairesi 18.01.2012 tarih 2011/5484 Esas ve 2012/110 karar sayılı ilamında " arsa maliki dışında kalan diğer davacıların taraf sıfatını incelemek, arsa malikinden bağımsız bölüm satın almışlar ise şimdiki gibi sıfatlarının varlığını kabul etmek, aksi halde sözleşmenin tarafı bulunmadıklarından sıfat yokluğundan davalarını reddetmek, uyuşmazlığın esası yönünden ise, yüklenicinin davasının aynı sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı ve eldeki davayı etkileyecek durumda bulunduğu, böylece bağlantının varlığı kabul edilerek HMK'nın 166. maddesince davaların birleştirilerek fazla imalâtın yapım süresine de etkisini bilişkişilerden ek rapor alınarak saptamak, buna göre gecikme tazminatını hesaplamak, davalının kanıtladığı ödemeleriyle fazla imalâta ilişkin takas mahsup itirazı gözetilmek suretiyle sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır. " gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.İkinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak 2009/358 Esas ve 2013/341 Esas sayılı dosyalar birleştirilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 12/11/2014 tarih 2012/212 Esas ve 2014/537 karar sayılı kararında asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/341Esas sayılı davanın ... açısından kabulüne, yapı denetim firması açısından reddine, birleşen 2009/358 esas sayılı davanın kısmen kabulüne hükmedilmesine karar verilmiştir. Karara karşı arsa sahipleri ve arsa sahiplerinden bağımsız bölüm alanlar ile yüklenici vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Yargıtay(Kapatılan)23.Hukuk Dairesi 28.06.2016 tarih 2015/6099 Esas ve 2016/4007 karar sayılı ilamında "Asıl davada, toplam 69.750,00 TL gecikme tazminatı iştenmiş, davanın kısmen kabulü ile 58.653,34 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Tahsiline karar verilen meblağdan hangi davacının ne kadar alacağı ise belirlenmiş değildir.Bu durumda, mahkemece, davacılardan hangisinin ne kadar arsa payı (kaç tane bağımsız bölüm maliki) sahibi olduğu, sahibi olduğu kısma göre ne kadar gecikme tazminatına hak kazandığı saptanarak, yukarıda anılan Yasa hükmü çerçevesinde infazı kabil bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Birleşen Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/358 E., sayılı dava dosyası bakımından; 818 sayılı BK'nın vekaletsiz iş görmeye ilişkin 410 vd. (TBK'nın 526 vd.) maddeleri uyarınca, yüklenici, kural olarak sözleşmede kararlaştırılandan fazla ve daha kaliteli malzeme kullanarak yaptığı işler bedelini, arsa sahiplerinin menfaatine ve yasal olması, ekonomik değerinin bulunması ve bu imalatı kendisine isabet eden bağımsız bölümlere yapmamış olması koşulu ile mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tahsilini talep edebilir. Somut olayda mahkemece, yüklenicinin talep ettiği fazla imalatın kendisine isabet eden yerlere de yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek, kendi dairelerine yapmadığının tespiti halinde imalatların dava tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tespiti ile hüküm altına alınması gerekirken, bu hususların gözetilmemesi doğru olmamıştır.Ayrıca, yüklenicinin alacaklı olduğunun tespiti halinde, 3095 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca, davacının da bu yöndeki istemi nazara alınarak avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/341 E., sayılı dava dosyası bakımından; 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 3/2.maddesi “Yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumludurlar.” hükmünü içermektedir.Yapı denetim firmasının sorumluluğunun bu Yasa maddesi kapsamında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, ayıplı imalattan yapı denetim firmasının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davalılardan yapı denetim firması aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C.Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozma ilamına karşı asıl dava davacı-birleşen dosya davalıları ve davalı-birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş, asıl dava davacıları arsa sahibi ile bağımsız bölüm maliklerinin karar düzeltme taleplerinin tümü, yüklenici ... vekilinin diğer karar düzeltme talepleri reddedilmiştir.
2.Yargıtay(Kapatılan)15.Hukuk Dairesi02.07.2018 tarih 2018/886 Esas ve 2018/2798 karar sayılı ilamında "temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nce ortak olanlarda yüklenici tarafından gerçekleştirilen fazla imalâtlar yükleniciye ait bağımsız bölümlerin değerini de artıracağından ortak alanlarda yapılan fazla imalâtlar ile ilgili yüklenicinin fazla iş bedeli talep edemeyeceği kabul edilmektedir. Ancak arsa sahibine bırakılacak bağımsız bölümler ile ilgili fazla imalât bulunup bulunmadığı ve bedelinin istenip istenemeyeceği ile ilgili olarak bu şekilde bir genelleme yani bozma ilâmında belirtildiği gibi fazla imalât yükleniciye ait bağımsız bölümlere de yapılmış ise arsa sahibinden istenemeyeceğine dair bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Sözleşmede, arsa sahibine kalacak bağımsız bölümlerin yükleniciye bırakılacak bağımsız bölümlerle ayrı nitelikte yapılacağının kararlaştırılması ya da sözleşme eki teknik şartnamede arsa sahibi ve yükleniciye bırakılacak bağımsız bölümlerin aynı nitelikte yapılacağına dair hüküm ve ayrıntıların bulunması halinde yüklenici arsa sahiplerine ait bağımsız bölümleri de kendisine kalan bağımsız bölümler gibi yapmak zorunda olduğundan fazla iş bedeli talep edemez, aksi halde arsa sahiplerine ait dairelerde yaptığı fazla imalât bedelini isteyebilir. Mahkemece yüklenicinin talep ettiği fazla imalâtla ilgili olarak sözleşmede yüklenici ile arsa sahiplerine bırakılacak bağımsız bölümlere yapılacak imalâtlar yönünden özel bir düzenleme bulunmadığı, arsa sahibine bırakılacak bağımsız bölümlerin yükleniciye kalacak bağımsız bölümlerle aynı nitelikte olacağının kararlaştırıldığı özel bir düzenleme olmadığı bu sebeple arsa sahibine kalacak bağımsız bölümler üzerinde sözleşme ve ekleri ve teknik şartname dışında arsa sahibi yararına yapılan fazla imalât bedelinin vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca bunların yapıldığı yıl piyasa rayiçleri ile bedelleri hesaplattırılıp hüküm altına alınmıştır. Açıklanan nedenlerle Dairemizin uygulama ve görüşünü yansıtmayan gerekçe ile bozma yapıldığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin bu şekilde kısmen kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2015/6099 Esas 2016/4007 Karar sayılı bozma ilâmının 3-a maddesinin metinden çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir.
Bozma ilâmının 2 no.lu maddesinden sonra gelmek üzere 2/b maddesi olarak ilave edilmek sureti ile; Mahkemece, asıl davada davanın kabulüne dair verilen ilk karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2012 tarih ve 2011/5484 Esas, 2012/110 Karar sayılı ilâmıyla bozulmuş, bozma ilâmında çeklerle yapılan ödemeler incelenmeden takas mahsup itirazı üzerinde durulmadan hükme varılmasının hatalı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmak sureti ile yapılan yargılamada alınan 18.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından davacı ...'a 17.000,00 TL'lik çek ile ödeme yapıldığı ve söz konusu ödemenin taraflar arasındaki borç /alacak hesaplamalarında mahsup yapılabileceği belirtilmiş olup, anılan bilirkişi raporuna bu yönden itiraz edilmediği, kaldı ki bu ödemenin başka bir hukuki ilişkiden kaynaklandığının ileri sürülmemiş olması karşısında davacı ... 'un alacağından 17.000,00 TL çekle ödemenin mahsubu ile bakiye üzerinden hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözetilmemesinin doğru olmadığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin bu şekilde kısmen kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/6099 Esas 2016/4007 Karar sayılı bozma ilâmına 2-b maddesinin belirtilen şekilde eklenmesine karar vermek gerekmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 20/04/2022 tarih 2018/336 Esas 2022/329 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak, davacı arsa sahiplerinin açmış olduğu asıl alacağa ilişkin faiz taleplerini içeren 2016/361 Esas ve 2019/330 Esas sayılı dosyalar birleştirilerek asıl davanın kısmen kabulü ile arsa sahipleri ile bağımsız bölüm sahiplerine arsa payları ile orantılı olacak şekilde hüküm kurulmuş, birleşen 2009/358 Esas sayılı dosyada kısmen kabul, birleşen 2013/341 Esas sayılı dosyada yüklenici ve yapı denetim şirketi yarı yarıya oranda kusurlu bulunarak kısmen kabul kararı, birleşen 2016/361 ve 2019/330 Esas sayılı dosyalarda da kısmen kabul kararı verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birl. dava davacılar birl.- davada davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 17.000,00 TL'lik ödemenin mahsup edilmemesi gerektiğini, ödemenin ispatlanamadığını, işin anahtar teslim olduğunu fazla imalat bedeline hükmedilemeyeceğini, ayıplı imalat bedeli belirlenirken sadece arsa sahiplerine düşen paylar oranında hükmedilmesinin doğru olmadığını, faiz belirlenirken reeskont faiz olarak belirlenmesi ve karar verilmesi gerektiği ve vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası,
818 sayılı Borçlar Kanununun 410 ve devamı maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl dava davacılar-birleşen dava davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
02/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.