Logo

6. Hukuk Dairesi2024/2615 E. 2024/3215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konkordato yargılaması sırasında kabul edilen alacağın mahsubu ile bakiye nakit ve gayri nakit alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Konkordato talebiyle ilgili verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması ve bozma sonrası verilen kararın akıbetinin araştırılması gerektiği, konkordato talebinin reddi halinde davanın genel hükümlere göre alacak davası olarak devam etmesi, iflas kararı verilmesi halinde ise davanın kayıt kabul davası olarak devam etmesi gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararı ve istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/359 E., 2024/567 K.

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/370 E., 2021/702 K.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile banka arasında yapılan genel kredi sözleşmesi gereği müvekkilinin konkordato yargılaması sırasında kabul edilen alacağın mahsubu ile bakiye 2.668.286,29 TL nakit, çek riskinden kaynaklanan 22.250,00 TL gayri nakit alacağı bulunduğunu ileri sürerek, çekişmeli hale gelen toplam 2.690.536,29 Türk Lirası'nın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının gayri nakdi kredi talebinde bulunamayacağını, ipotekli taşınmazların ipotek limitlerinin davacının alacağından fazla olduğunu, alacağın tamamının rehinle temin edildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, davacının 538.898,62 Türk Lirası nakdi alacak ve 22.250,00 Türk Lirası gayri nakdi alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

1-Eldeki uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanununun 308/b maddesinde düzenlenen ve anılan maddede “alacakları itiraza uğramış” kavramı ile ifade edilen konkordato talep eden borçlunun alacağa itiraz etmesi sonucu “çekişmeli alacak” haline gelen alacağın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

İcra ve İflas Kanununun 301. maddesine göre, konkordato projesinin hazırlanıp alacakların bildirilmesi ve tahkikinden sonra, komiser tarafından yapılacak ilanda yer alan alacaklının bir başka deyişle, konkordato projesine alacağı kaydedilen alacaklının alacağına borçlunun itiraz etmesi halinde bu alacak “çekişmeli alacak” vasfını kazanır.

İcra ve İflas Kanununun 302/IV. bendi gereği mahkeme, çekişmeli alacağın hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına yaklaşık ispat ölçüsünde ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırarak karar verecektir. Bu şekilde inceleme yapan mahkemenin vereceği karar, maddi hukuk bakımından sonuç doğurmaz.

Çekişmeli alacağın oylamaya katılmasına ve katılacağı orana karar veren mahkeme, İİK’nın 308/b-II. bendi gereği tasdik kararında konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği gibi çekişmeli alacağın oylamaya hiç katılmamasına da karar verebilir, ancak ne yönde karar verilirse verilsin bu karar bağlayıcı olmayıp tasdik kararının ilanından itibaren İİK’nın 308/b-I. bendi gereği alacağı itiraza uğrayan alacaklı tasdik kararından itibaren bir ay içinde dava açabilir.

Süresi içerisinde dava açılmaması durumunda alacaklıların tasdik kararı veren mahkemenin çekişmeli alacağa karşılık olarak ayrılan ve bankaya yatırılan payı talep etmeleri de mümkün değildir.

Buna karşın alacakları itiraza uğrayan alacaklıların genel hükümlere göre her zaman dava açmaları mümkündür. Bu durumda alacakların itiraza uğrayan alacaklıların bir ay içinde dava açmaları halinde çekişmeli alacak olarak İİK'nın 308/b maddesinden yararlanacağını, bir aylık süre içinde dava açmaması halinde ise, davanın genel hükümlere tabi olacağını ve çekişmeli alacak olarak bu hükümden yararlanamayacağını söyleyebiliriz.

Çekişmeli alacaklar hakkındaki açılacak dava, görevli ve yetkili mahkeme ile yargılama usulleri ve ispat hukuku kuralları bakımından genel hükümlere tabi olacaktır. Örneğin çekişmeli alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmakta ise uyuşmazlık sulh hukuk mahkemesinde, işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlık ise iş mahkemesinde, ticari olmayan bir alacağa dayalı uyuşmazlık ise asliye hukuk mahkemesinde, ticari nitelikte bir alacak ise, asliye ticaret mahkemesinde görülecektir. Kanun koyucu burada her uyuşmazlığın uzman mahkemelerde görülmesine ilişkin genel ilkeye bağlı kalmıştır. Genel hükümlere tabi olma sadece bu konularda söz konusudur. Buna karşılık, alacağın tahsili genel hükümlere tabi değildir.

Yukarıda değinildiği üzere tasdik edilen konkordato genel olarak bütün alacaklılar için mecburi ve bağlayıcı olduğundan çekişmeli alacağın mukadderatı da konkordato hükümlerine tabidir. Bir başka deyişle çekişmeli alacak hakkında karar veren mahkeme, konkordato projesini göz önünde bulundurarak alacağın tasdik edilen vade, tenzilat ve diğer ödeme koşullarına göre, tahsil edilmesi yönünde hüküm kuracaktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davalı şirket hakkında 06.07.2020 tarihinde verilen konkordato tasdik kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince 03.11.2021 tarihinde kaldırılarak “konkordato isteminin usulden reddine” karar verilmiştir. İşbu karar Dairemizin 2021/6493 E., 2022/2732 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 16.01.2024 tarihinde verdiği 2023/2318 E., 2024/43 K. sayılı son kararında konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş olup bu karar Dairemizin 29.04.2024 tarih ve 2024/749 E., 2024/1181 K. sayılı ilamı ile konkordato talep eden şirketlerin projede öngörülen ödeme planına uymaya muktedir olmadığı, şirketlerin bilançosunun borca batık olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılıp şartlar mevcutsa iflas kararı verilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bir başka deyişle çekişmeli alacak davasının temyiz incelemesinin yapıldığı tarihte davalı şirket hakkında verilen konkordatonun tasdikine dair bir karar mevcut değildir.

İİK’nın 308/b maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklar için açılacak davadan söz edebilmek için “geçerli konkordato talebi ve tasdik kararının bulunması” bu davanın ön koşuludur.

Hal böyle olunca, davalı şirketin konkordato talebi ile ilgili verilen karar Dairemizce bozulduğundan bozma sonrası Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince verilen kararın akıbeti araştırılarak;

a) Konkordato talebi reddedilmesi halinde çekişmeli alacak davası için “konkordatonun kabulü” ön koşulu ortadan kalktığı için HMK’nın 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak işbu davaya genel hükümlere göre alacak davası olarak devam edilmesi gerekir. Zira çekişmeli alacak davasında alacak talebi hakkında yapılacak yargılama genel hükümlere tabi ise de; verilecek hüküm ve sonuçlar konkordatonun yürürlükte olup olmamasına göre farklıdır. Konkordato yürürlükte iken alacağın konkordato projesi kapsamında, tasdik edilen konkordato hükümlerine göre ödenmesi gerekecek, örneğin konkordato faizsiz ise faiz uygulanmayacak, buna karşılık konkordato yürürlükte değil ise faiz de dahil tamamen genel hükümlere göre tahsil hükmü kurulacaktır.

b-) Konkordato talepli davada davalı şirketin iflasına karar verilmesi halinde ise davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek hüküm kurulmak üzere yeniden esas hakkında bir karar verilmesi için kararın re’sen bozulması gerekmiştir.

2-Bozma nedenine, göre davalı vekilinin temyiz istemlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bent (a) ve (b) fıkraları gereğince, açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle HMK'nın 373/1. maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi kararının KALDIRILARAK; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18.11.2021 tarihli, 2020/370 E., 2021/702 K. sayılı kararın RE’SEN BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.10.2024 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.