"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/254 E., 2024/624 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/417 E., 2023/409 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma isteminin miktar itibariyle reddine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının da aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile 03.03.2020 tarihinde Düzenleme Şeklinde İnşaat Yapım Sözleşmesi imzaladıkları, bu sözleşme ile tapuda İstanbul, ... ..., 437 ada, 12 parselde kayıtlı yapının 6306 Sayılı Yasa kapsamında yıkılıp yeniden yapılması işini üstlendiği, sözleşme bedelinin 4.171.775,00 TL olduğu, imalat bedeli olarak davalının hissesine düşen bedelin 271.833,00 TL olduğu, davacının edimi yerine getirdiği ve inşaatı tamamlayıp teslim ettiği ancak davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, aradan geçen zamanda inşaat maliyetlerinin iki katına çıktığı, sözleşme ile üstlendiği bedelin ödenmemesi ile birlikte bu bedelin aşkın zararı karşılamaktan uzak olduğu, sözleşmede geç ödeme halinde aylık %5 gecikme faizinin uygulanacağının kararlaştırıldığı, üstelik inşaattan elde ettiği kârın bir bölümünü sonraki inşaatları için sermaye olarak kullandığı, bunun için hak edişleri zamanında tahsil etmesinin önem taşıdığı, ülke koşullarında enflasyon ve maliyet artışları nedeniyle alacağa işletilecek faizin zararı karşılamaya yetmediği munzam zararın oluştuğu belirtilerek; sözleşme bedeli olan 271.833,00 TL alacağın, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca aylık % 5 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini ve şimdilik 1.000,00 TL'lik aşkın zarar tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının inşaatı zamanında tamamlamadığı, halen iskan ruhsatının alınmadığı, bu nedenle munzam zarar koşullarının bulunmadığı, öte yandan davalının Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1002 Esas - 2021/567 Karar sayılı ilamıyla kısıtlandığı, bu nedenle mal varlığını yönetemeyecek koşula düştüğü, ayrıca inşaatı bitirip iskânı aldıktan sonra davacıya ödemek için vesayet Mahkemesinden Şirinevler'deki bir taşınmazının satışına izin istediği, izin ve satış sürecinin 1 yılı bulduğu, 06.12.2022 günlü bir başka taşınmazının satışı sonrası elde ettiği bedel ile ödemeyi yapmaya çalıştığı, bu süreçte eline para geçmediği için ödemenin geciktiği, munzam zarar talebinin yasal koşullarının bulunmadığı, sonradan artan inşaat maliyetlerinin davalı kusuruna dayanmadığı, sonradan artan inşaat maliyetlerinin munzam zarar konusu olamayacağı, olsa olsa uyarlama talebinin dayanağı olabileceği, gecikme faizi talebi koşullarının da yerinde olmadığı, zira halen taşınmazın iskânının da alınmadığı, edinimini tam olarak yerine getirmeyen davacının gecikme faizi talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşme bedelinin davacı tarafından bir kısmının dava açılmadan önce bir kısmının ise dava açıldıktan sonra ödendiği, 13.591,65TL'lik kısım yönünden davacının henüz dava tarihinde alacak hakkının doğmadığı, davacının munzam zarar talebi bakımından ise sözleşme yapıldığı sırada davacı yüklenicinin basiretli bir tacir gibi inşaat maliyet bedellerini belirleyip arsa sahiplerinden buna göre ilave ödeme alması ve ödeme miktarını tespit etmesi gerektiği, sözleşmede ödenecek bedelin inşaatın aşamalarına göre peyder pey yüzdelik oranlarında alınacağının kararlaştırıldığı, bu seviyelere ait herhangi bir tespit dosyaya sunulmadığı için keşif tarihi itibariyle inşaattaki imalatların hangi tarihte hangi aşamanın tamamlandığının belli olmadığı, ayrıca halen iskan ruhsatının alınmadığı, iskân ruhsatının henüz temin edilmemiş olması sebebiyle davacının munzam zarar talebinde bulunmasının mümkün görülmediği, yine bu hususun bir uyarlama sebebi olarak değerlendirilebileceği ancak davacının uyarlama talep etmediği gerekçeleriyle 238.239,00 TL'lik kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 20.000,00 TL'lik kısım yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, bakiye alacak talebinin reddine, davacının munzam zarar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, ancak gerekçe yerinde görülmemekle gerekçe bakımından kararın kaldırılması ile davacı yanın istinafında ödemelere karşı çıkmayarak sadece munzam zarar ve gecikme faizi bakımından talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, sözleşmenin 7. maddesi içeriğinden davacının ödeme listesinde belirtilen tarihlerdeki alacaklar için yazılı olarak müracaatta bulunması gerektiği belirtildiği, bunun üzerine ödenmemesi halinde % 5 gecikme faizi uygulanmasının kararlaştırıldığı, yüklenicinin sözleşmeye göre aşaması gelen alacaklarla ilgili bir talepte bulunduğuna dair bilgi, belge bulunmadığından davacının akti faiz talebinde haksız olduğunun anlaşıldığı, munzam zarara ilişkin talebi bakımından ise munzam zararın faizle karşılanmayan zarara ilişkin olup, öncelikle faiz alacağına yönelik koşulların bulunması gerektiği, somut olayda az yukarıda açıklandığı gibi davacının faiz talebinde bulunamayacağı belirtildiğinden munzam zarar talebinde de bulunulamayacağı, yine davacının munzam zarar kapsamında zararını ve bedeli de ispatlayacak bilgi ve belge sunmadığı gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmak suretiyle red kararı verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; munzam zarar ve gecikme faizi taleplerinin şartları oluştuğu halde Bölge Adliye Mahkemesince red kararı verilmesinin hatalı olduğunu beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, arsa sahibi ve yüklenici taraflar arasında düzenlenen Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi kapsamında alacak ve munzam zararın tazminatı istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve sözleşmede kararlaştırılan ödemelerin bir kısmının dava tarihinden bir kısmının ise dava tarihinden sonra ödendiği, bir kısım alacak için ödeme zamanının gelmediği, davacının sözleşmede kararlaştırılan sürede iskan raporunu alamadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.