Logo

6. Hukuk Dairesi2024/2752 E. 2024/3467 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında, arsa sahibi ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup bulunmadığı ve arsa sahibinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında, arsa sahibi ile yüklenici arasında maddi dava arkadaşlığı bulunduğu, ancak arsa sahibinin davaya sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/866 E., 2022/1194 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2021/189 E., 2022/131 K.

1- İlk Derece Mahkemesince; yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat davasında, davalı ...'un TMK'nın 1023. maddesine göre tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, durumu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu gerekçesiyle ilk talep olan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan arsa sahibi davalı ...'in de yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

2- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılar ... ve ... vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3- Bu karara karşı süresinde davalılar ... vekili ve ... vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

3.a- Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden somut olayda davalı tapu malikinin TMK'nın 1023. maddesine göre tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı gözetilerek davalı ... vekilinin tüm, dahili davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

3.b- Davalı ... vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları yönünden; mecburi dava arkadaşlığı birden fazla kimsenin birlikte dava açması veya birden fazla kimseye karşı birlikte dava açılmasının zorunlu olduğu hâllerde söz konusu olan dava arkadaşlığıdır. Maddi hukuk sebeplerinden kaynaklanan dava arkadaşlığı maddi bakımından dava arkadaşlığı, usul hukukuna ilişkin sebeplerden kaynaklanan dava arkadaşlığı ise şekli bakımdan zorunlu dava arkadaşlığı olarak adlandırılabilir. Münhasıran davalılar bakımından işlerlik kazanan, gerçeğin tüm boyutları ile ortaya çıkarılmasını ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı daha sağlıklı ve daha doğru bir biçimde karara bağlanmasını amaçlayan, kanunun açıkça öngördüğü hâllerde ortaya çıkan dava arkadaşlığı türüne şekli mecburi dava arkadaşlığı denir (Tanrıver, S. Medeni Usul Hukuku, C 1, Ankara 2016, s. 542).

Yüklenicinin temlikine dayanan tapu iptali ve tescil davalarında, arsa sahibi ile yüklenici arasında bulunan sözleşmeye konu olan taşınmaz talep edilmekte ve çoğu zaman da taşınmaz arsa sahibi üzerine kayıtlı bulunmaktadır. Yine temlik alanın yüklenici yerine geçerek talepte bulunması karşısında, arsa sahibinin yükleniciye karşı sahip olduğu itiraz ve def’ileri ancak bu davada ileri sürmesi söz konusu olmaktadır. Bu itiraz ve def'ilerin ileri sürülmesi de ancak arsa sahibinin davada yer alması halinde mümkündür. Yüklenicinin de arsa sahibi ile aralarında bulunan sözleşme gereğince açılan davada yer alması zorunludur. Bu nedenle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan temliken tescil davalarının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflara olan yüklenici ve arsa sahibine karşı birlikte yöneltilmesi gerekir.

Diğer yönden, bu zorunluluk gereği olarak arsa sahibi davada yer aldığından ve dava açılmasına da sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerekir. Davaya konu olayda bu husus gözardı edilerek arsa sahibi aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri tayin edilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin tüm, dahili davalı ... vekilinin sair temyiz istemlerinin REDDİNE, dahili davalı ... vekilinin diğer temyiz istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle HMK'nın 373/1. maddesi gereğince İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararı KALDIRILARAK; ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının üçüncü, dördüncü ve altıncı bendinde yer alan "davalılardan" ibaresinin çıkarılarak yerlerine "davalılar ... ve ...'den" ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.10.2024 tarihinde kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, yükleniciden temlik alan tarafından açılan tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kabul edilerek arsa sahibi de dahil olmak üzere tüm davalıları yargılama giderlerinden sorumlu tutmuştur. Bu kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, davalı arsa malikinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle, arsa maliki ile yüklenici arasındaki ilişkinin mecburi dava arkadaşlığı mı, yoksa ihtiyari dava arkadaşlığı mı olduğunun tespiti gerekmekle birlikte çoğunluk görüşü de ilişkiyi mecburi dava arkadaşlığı olarak benimsediğinden bu açıdan çoğunluk ile aramızda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Mecburi dava arkadaşlığı da kendi içinde ikiye ayrılmakla arsa maliki ile yüklenicinin dava arkadaşlığının maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığı mı yoksa şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı mı olduğu hususu da ayrıca tartışılmalıdır.

Bilindiği üzere maddi bakımdan mecburi dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorunda iken, şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığında davalılar arasında birlikte hareket etmek zorunluluğu yoktur. Maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlarının birinin tasarrufu diğerini mutlak surette etkileyeceğinden dava arkadaşlarının tek başına aldığı karar yeterli olmayacak, diğer arkadaşı bağlamayacaktır. Dolayısıyla geçerlilik tanımak mümkün olmayacaktır. Örneğin davalılardan birinin davayı kabulü sonuç doğurmayacaktır. Halbuki şekli bakımdan dava arkadaşlığında her bir davalı için ayrı bir hüküm kurulabileceğinden dava arkadaşlarından birinin davayı kabulü sonuç doğuracak ve bu dava arkadaşı hakkında kabul nedeniyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulabilecektir.

Somut olaya geldiğimizde ise, her ne kadar sayın çoğunluk davalılar arasındaki ilişkiyi “şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı” olarak kabul etmiş ise de bu tespite katılmak mümkün değildir. Zira arsa sahibinin sözleşmenin başında taşınmazın tapusunu yükleniciye devretmesi durumunda, edimlerini gereği gibi yerine getirmeyen yüklenicinin, hem kendisine hem de arsa malikine karşı açılan davada davayı kabulü sonuç doğurmayacaktır. Çünkü yüklenici ancak edimlerini yerine getirdiğinde yapmış olduğu temlik sonuç doğuracaktır. Yüklenicinin tek başına davayı kabulü sonuç doğurmadığına göre şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı değil, maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığının kabulü olaya daha uygun düşecektir.

Sayın çoğunluktan farklı olarak davalılar arasındaki ilişkinin maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığı olduğunu ortaya koyduktan sonra yargılama giderlerinden sorumluluk hususu değerlendirildiğinde;

Bilindiği üzere mecburi dava arkadaşlığında bütün davalılar için bir tek hüküm kurulur. Kurulan bu hükümde de davalılar yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olurlar. Hükmün fer'ileri bakımından dava arkadaşlarını ayırmaya imkan bulunmamaktadır. Nitekim Mahkeme de davalılar hakkında bir tek hüküm kurmuştur. Hükmün aslı bakımından davalılar arasında ayrım gözetmezken, fer'ilerinden olan vekalet ücreti bakımından ayrı bir hüküm kurulması da kendi içinde çelişki oluşturmaktadır.

Esasen arsa sahibi ve yüklenici birlikte sözleşme yaparak ve bu sözleşme ile arsa maliki tarafından üçüncü kişilere temlik yetkisi verilerek birlikte hareket ettikleri hususunda da tereddüt bulunmamaktadır. Temlik alan tarafından dava açılmasına hem arsa sahibi hem de yüklenici birlikte sebep olmuşlardır.

Hal böyle olunca; davalılar arasında maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu gözetilmek suretiyle İlk Derece Mahkemesinin yargılama giderinden davalıları müteselsilen sorumlu tutmasına ilişkin kararı doğru bulunmakla onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun düzelterek onama kararına katılmıyorum.

...