"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1093 E., 2024/687 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/355 E., 2022/568 K.
1) İlk Derece Mahkemesince taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak idarenin uğradığı zarar karşılığı alacak istemine ilişkin davada; taraflar arasında Yerel Alan Ağı tesisine ilişkin sözleşme bulunduğu, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini ihlal ettiğinden bahisle eldeki davanın açıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre teminatın yüklenicinin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiği ve bu işten dolayı idareye ve SGK'ya borcunun bulunmadığının tespiti ve muayeneden sonra ilk yarısının garanti süresinin dolmasından sonra kalan yarısının iade edileceğinin anlaşıldığı, idareye ve SGK'ya borcunun bulunması halinde teminatın nakde çevrileceği ve garanti süresi boyunca davalı yüklenicinin bakım ve onarım yükümlülüğü bulunduğunun sözleşmede hüküm altına alındığı, davalı yüklenicinin bildirime rağmen süresi içinde müdahalede bulunmayarak sözleşmeye aykırı davrandığı ve sözleşmenin feshedildiği, idare ve SGK' ya karşı borcunun bulunmadığına dair ilişkisiz belgesinin davalı tarafından davacıya ibraz edilmediği, dolayısıyla teminatın tamamının nakde çevrilmesinin mümkün olduğu, davacının bu kalem yönünden talep edebileceği alacak miktarının 797.144,29 Türk Lirası olduğu, davacının arıza bildirimini yaptığı tarihten fesih tarihine kadar geçen süre için talep edebileceği gecikme tazminatının ise 162.915,60 Türk Lirası olduğu, garanti süresinde onarım ve bakım yükümlülüğü bulunmasına rağmen yerine getirmeyen davalının garanti maliyet oranı esas alınarak hesaplanan 96.525,00 Türk Lirası'ndan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 1.056.584,89 Türk Lirası'nın dava tarihi olan 20/06/2019 'dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
2) Mahkeme kararının yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; somut olayda kararlaştırılan kesin vade olmadığı gibi temerrüt ihtarı bulunmadığı, fesih tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, Mahkemece dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinin yerinde olduğu, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
3) Bu karara karşı davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, keza, dava tarihinden önce temerrüte düşürecek uygun ihtar bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan haç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.11.2024 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.