"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/1184 E., 2024/383 K.
vekili Avukat ...
MİRASÇILAR : 1- ... 2- ... 3- ... 4-.. ...5- ... 6- ... vekilleri Avukat ...
...
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararı davacı vekilince duruşmasız, davalı mirasçıları vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalılar vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen...15. Noterliği’nin 02.03.2007 tarihli ve 05943 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmazın %6'sının davacı yükleniciye satışının vaatedildiğini, 415.000,00 TL satış bedelinin davalıya nakden ödendiğini, davalının projenin esasını teşkil eden 55 sayılı parselle ilgili devir yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iki yılı aşkın bir süredir inşaatın yapımına başlanamadığını ileri sürerek dava konusu parselin %6’sının tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, 55 numaralı parselin toplam %55 hissesinin tapu kaydının iptali ile bedelsiz şekilde davacı adına tesciline, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 300.000,00 USD cezai şart tazminatının 24.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme konusu olan 57 numaralı parselin sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık bir yıl önce icra yoluyla satıldığını, bu nedenle sözleşmenin uygulanmasının ve edimlerin ifasının mümkün olmadığını, ifa imkansızlığının sözleşme yapılmadan önce var olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının tescil talebinde bulunamayacağı gibi, cezai şart tazminatı da talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının mirasçılarının mirasçılıktan çıkarmanın iptaline ilişkin mahkeme kararlarının kesinleştiği, davaya konu 55 numaralı parsel sayılı taşınmazın %49 pay tesciline ilişkin talebinin yüklenicinin edimini henüz yerine getirmemesi nedeniyle haklı olmadığı, ancak satışı kararlaştırılan %6 pay ile ilgili olarak satış bedelinin tümüyle ödendiği anlaşıldığından bu kısma ilişkin olarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerektiği, cezai şart tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 55 parsel numaralı taşınmazın davalı adına kayıtlı tam paydan 6/100 payın iptali ile davacı adına tapuya tesciline, geriye kalan payın davalı uhdesinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu parselin %49'una yönelik tescil talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, cezai şart bedeli talebinin haksız şekilde reddedildiğini beyan etmektedir.
2-Davalı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden harcı tamamlamadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından hatalı hüküm tesis edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede ifanın imkansızlığı tespit edildikten sonra sözleşmeye dayalı olarak tescil kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davacının tapu iptal ve tescil talebinin dayanağı aynı sözleşme olup kabul edilen tescil talebi yönünden sözleşmenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davalının keşide etmiş olduğu ihtarname ile sözleşmeye konu edilen tüm taşınmazlar bakımından devir yükümlülüğüne hazır olduğunu beyan ettiğini, davalı tarafın bu hususta gereken müracaatları yapmadığından bahisle alıcı temerrüdüne düştüğünü, alacaklının temerrüde düşmesi ve ifa imkansızlığı bir arada bulunan huzurdaki dava bakımından davacının tescil talebi yönünden hüküm tesisinin hukuken mümkün olmadığını beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyanın içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı HMK’nın 326/2. maddesine göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Davacı tarafça yapıldığı tespit edilen 2.352,90 TL yargılama giderinin davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.124,68 TL'lik kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, 1.615,39 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
3. Öte yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” düzenlemesi mevcuttur. Bu durumda davada kabul edilen kısım bakımından 64.100,00TL, reddedilen kısım bakımından 69.467,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm, davalı mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeplerle davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “1.615,39” rakamının çıkartılarak yerine “1.124,68” rakamının, (5) numaralı bendinde yer alan “89.462,40” rakamının çıkartılarak yerine “64.100,00” rakamının, (6) numaralı bendinde yer alan “42.827,00” rakamının çıkartılarak yerine “69.467,00” rakamının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, davacı vekili duruşmaya katılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstek halinde peşin alınan temyiz harcının davalı mirasçılarına iadesine,
Aşağıda belirtilen temyiz harcının davacıya yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.