"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1639 E., 2023/1551 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/195 E., 2022/217 K.
1- İlk Derece Mahkemesince, genel kredi sözleşmesine dayanan icra takibine vaki itirazın iptali davasında alacaklı tarafından takibin başlatıldığı tarihte konkordato tedbir kararının olduğu ve bu nedenle geçerli bir takip olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3- Bu karara karşı süresinde davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle borçlu tarafından talep edilen konkordatonun tasdiki isteminde, İlk Derece Mahkemesince konkordato talebinin reddine karar verilerek tedbirlerin kaldırılmasından sonra davacı tarafından takip başlatıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından geriye dönük olarak kesin mühlet verilmesi doğru değil ise de bu kararın kesinleşmiş olduğu ve verilen kesin mühletin takip tarihini de kapsadığı dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.01.2025 gününde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(Muhalif)
- MUHALEFET ŞERHİ -
Dairemizin sayın çoğunluğu alacaklı davacının icra takibi başlattığı tarihte konkordato tedbirleri bulunmamasına rağmen konkordato talebini inceleyen Bölge Adliye Mahkemesinin geriye dönük olarak takip tarihi öncesini taşıyacak şekilde kesin mühlet vermesinin takibin iptalinin haklı göstereceği düşüncesindedir.
Konuyla ilgili İİK’nın 294. maddesi kesin mühlet kararının alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenlemiş ve mühlet içinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamayacağını ve evvelce başlamış takiplerin duracağını hükme bağlamıştır. İİK’nın 289 uncu maddesi ise kesin mühlet kararının geçici mühlet süresi içerisinde verileceğini belirtmiştir.
Kuşkusuz kesin mühlet süresi içinde konkordato reddi halinde İİK’nın 293/2 maddesi gereğince bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hallerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilir.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kesin mühlet kararı, daha önce İlk Derece Mahkemesinde başlayan konkordato sürecinin devamı değil, yeni bir karardır. Dolayısıyla kesin mühletin sonuçları da kesin mühlet kararı verildiği tarihten başlayabilir. Aksi halin kabulü hem alacaklı, hem borçlu bakımından bir takım sakıncalar doğurabilir. Kesin mühlet talebinin reddi ve tedbirlerin kaldırılması üzerine takip sürecine girişen alacaklıların somut olayda olduğu gibi hiçbir yasal engel olmadığı halde yaptıkları takiplerin iptali sonucu doğacağı gibi alacaklı bakımından da geriye doğru, kesin mühlet kararı verilmesi istinaf sürecinde geçecek sürenin de kesin mühlet süresine dâhil sayılması, kalan süre içinde komiserin, borçlunun ve alacaklıların yapacağı işlemleri, süre bakımından sınırlandırabilir.
Yukarıda anılan hükümler hep birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kesin mühlet kararı verilen hallerde, bu kararın yeni bir sürecin başlanmasına neden olacağı, konkordato sürecinde yapılacak işlemler dikkate alındığında ve Kanun Koyucu komiser tayini dahil bu sürece ilişkin müteakip işlemlerin yapılmasına olanak tanıdığı gözönünde bulundurulduğunda bu yaklaşım, konkordatonun amacına, alacaklı ve borçlu arasındaki menfaatler dengesine daha uygundur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; konkordato talebini inceleyen İlk Derece Mahkemesince 30.11.2018 tarihinde konkordato talebi reddedilerek, tedbirlerin kaldırıldığı, davacının davaya konu takibi tedbir bulunmayan 12.12.2018 tarihinde başlattığı, konkordato talebinin reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 14.03.2019 tarihinde kesin mühlet kararı verildiğine göre, takip, bu karardan önce başlatıldığı için İİK’nın 294. maddesi gereğince takip iptal edilmemeli bulunduğu aşamada durmalıdır. Kesin mühlet kararından önce başlayan takibin iptaline karar verilmesi yasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğundan dairemizin sayın çoğunluğu tarafından benimsenen görüşe katılmıyorum.