"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1155 E., 2024/1320 K.
DAVALILAR : 1-T.H.S.S. ... vekili Avukat
... 2-... vekili Avukat ...
Karamustafa 3-... mirasçıları (mirası reddettiler)
a. ... b. ... c. ...
vekili Avukat ...
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/898-2021/426
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatiften konut satın almak için davalılar ile anlaştığını ve gerekli ödemeleri yaptığını, buna ilişkin ödeme makbuzlarının elinde olduğunu, ancak kendisine verileceği kararlaştırılan dairenin verilmediğini, müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek öncelikle 120 m² alanlı konutun müvekkili adına tesciline, bu mümkün olmadığı taktirde dairenin rayiç değerine isabet eden bedelin tahsiline ve verileceği belirtilen daireye yapmış olduğu masrafların tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 07/11/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile terditli taleplerinden belirsiz alacak niteliğindeki tazminat talebini 168.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Tasfiye Halinde S.S. ... cevap dilekçesinde; davacının kooperatif üyesi olmadığını, üye kayıt defterinde isminin bulunmadığını, ödemeleri kooperatife değil, diğer davalılara yapmış olduğunu, kooperatif ile yapılan herhangi bir satış vaadi sözleşmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava ile ilgili taraf sıfatının olmadığını, Türk Ticaret Kanunu'na göre kooperatiflerin tüzel kişiliğe haiz olup davanın tarafının ilgili kooperatif olduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davada konu edilen kooperatifin 1994 yılına kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, yapılan olağan genel kurul ile yönetimin faaliyetlerinden dolayı ibra edildiğini, bu tarihten sonra ilgili kooperatifte görev almadığını, kooperatif ile alakasının 1995 yılında tamamen bittiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... cevap dilekçesinde; kooperatif adına yapıldığı belirtilen senette kendi imzasının olmadığını, sorumluluğun kooperatife ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli kararıyla; davacının davalı kooperatifin üyesi olmadığı, bu nedenle davalı kooperatiften herhangi bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle, davalı kooperatif yönünden davanın reddine, davalı ...'nın, şahsi veya kooperatif yöneticisi olarak davacıyla yapmış olduğu bir işlemin bulunmadığı, satış vaadi sözleşmesinde ...'nın taraf olarak yer almadığı, bu nedenle davacının, bu davalıdan herhangi bir talepte bulunma hakkı olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden de davanın reddine, satış vaadi sözleşmesinin davacı ile davalı ... arasında düzenlendiği, ancak davalı ...’nun yargılama sırasında vefat ettiği, mirasçılarının mirası reddettikleri, ayrıca davacının duruşmadaki beyanında, ... terekesine karşı davaya devam etmek istemediğini belirttiği gerekçesiyle, davalı ... mirasçıları yönünden de davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2022 tarihli kararıyla; ilk derece mahkemesince davalı kooperatif ve davalı ... yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak davacının sunduğu makbuzlarda davalı ...’ya ödemeler yaptığının anlaşıldığı, davalı ...’ya karşı kooperatif yöneticilerinin sorumluluğu kapsamında tazminat talebinin ileri sürülebileceği, davanın çoğun içinde azda vardır ilkesi gereği yöneticilerin sorumluluğu kapsamında çözülmesi gerektiği, her ne kadar 100.000.000 TL (eski para) ödemeye ilişkin belge aslı sunulmamış ve diğer ödeme makbuzlardaki imzaların davalı ...'ya ait olup olmadığı araştırılmamış ise de, davalı ...'nın yasal süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'ini ileri sürdüğünden öncelikle talebin zamanaşımı yönünden değerlendirilmesi gerektiği, ibraz edilen belgelerin 1994 yılında düzenlendiği, ödemelerin o yıl içerisinde yapıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle yeniden karar verilmek suretiyle davanın ... yönünden zamanaşımı süresi dolması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2022 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... yönünden çoğun içinde azda vardır ilkesi gereği talep olmamasına rağmen kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilmesi ve taleple bağlı kalma kuralı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak davalı kooperatif hakkında kooperatif üyeliği iddiasıyla açılan tapu iptal tescil ve tazminat talebinin reddine, davalı ... yönünden açılan tapu iptal tescil talebinin esastan reddine, tazminat talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın, davaya dahil edilen yasal mirasçıların murisin mirasını kayıtsız ve şartsız olarak reddetmiş olmaları ve davacı tarafça, davalı ... terekesine karşı davanın takip edilmemesi nedeniyle yasal mirasçı sıfatı kalmayan dahili davalılar ..., ... ve ... (...) yönünden davanın pasif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ederek, davalı ...'nın tazminat yükümlüsü olacağı her tür açıklamadan vareste olduğunu, bu şartlar altında şayet müvekkili ile davalı kooperatif arasında bir hukuki ilişki kurulamamış ise bu durumda hukuki ilişkinin şahsen davalı ... ile kurulmuş olacağı ortada olup hal böyle iken, bilirkişi raporundaki açık tespitlere rağmen, her iki davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
19.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.