"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2047 E., 2024/1749 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/301 E., 2020/533 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, telekomünikasyon hizmeti vermek üzere T.C. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bir telekomünikasyon işletmecisi olduğunu davalının ise etkin piyasa gücüne sahip işletmeci olarak müvekkiline ve diğer işletmecilere ortak yerleşim ve tesis paylaşımı sağlama yükümlülüğü bulunduğunu davalının sağlamakla yükümlü olduğu hizmete ilişkin alacağı ücretlerin kurumun onayladığı “Türk Telekomünikasyon A.Ş., Referans Ortak Yerleşim ve Tesis Paylaşımı Teklifi” ile belirlendiğini, bu teklifin Ek-4’ün Bina Girişi ve Bina İçi Bağlantı Hizmetleri (PatchCord) ile ilgili olduğunu müvekkilinin, davalıdan PatchCord talep ettiğinde, iki uçlu bir adet PatchCord teslim edilmesi gerekirken, sadece bir uçlu PatchCord teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin bir yerine iki adet PatchCord almak ve iki kat ücret ödemek zorunda kaldığını; müvekkilinin, T.C. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurduğunu ve Kurum’un 19.06.2016 tarihli kararı ile “Bina içi bağlantı devrelerine yönelik dubleks (iki fiber damarı içeren) patchcord talep ettiği durumlarda, Türk Telekom’un söz konusu talebi dubleks patchcord başına Referans Ortak Yerleşim ve Tesis Paylaşımı Teklifi (ROYTEPT)’in Ek-4’ünün 8.3 maddesinde yer alan tablo 2’deki ücretlerle sağlaması” gerektiğine karar verdiğini kurumun taraflar arasındaki uyuşmazlıkları çözme görevi bulunmasına karşın alacak istemlerine karar veremediğini davaya konu 696.210,94 TL alacak bulunduğunu ve Beyoğlu 31. Noterliği’nin 00562 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iadesinin istendiğini, davalının ödemediğini bu sebeple her bir alacak kaleminin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının, ROYTEP hükümlerine tabi olarak müvekkili şirketten hizmet aldığını dava konusu “patchcord” tahsisinin de ilgili sözleşme kapsamında talep üzerine müvekkili şirket tarafından tahsis edilen işlem olduğunu; ROYTEP’te patchcord’un “Optik dağıtım çatısı ile Türk Telekom binaları içerisinde yer alan sistem/cihazlar veya iki sistem/cihazın arasındaki bağlantıyı sağlayan F/O kablo” olarak tanımlandığını, daha açık ifadeyle patch cord’un, bir cihazı diğerine bağlamak için kullanılan kablo olduğunu ilk dönemlerde patch cord’un 1 F/O damara karşılık geldiği kabul edilerek tesis ve ücretlendirme işlemleri gerçekleştirildiğini patc cord’un 1 fiber damarına karşılık geldiğinin açıkça belirtildiğini o dönemde müvekkili şirket envanterindeki patch cord’ların tamamının da tek damarlı olduğunu damar sayısının cihazlar arasında yapılan bağlantının kapasite ve yönüne ilişkin ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitlendiğini işletmecilerden gelen bina içi bağlantı talepleri karşılanırken tek damarlı patch cord kullanıldığını davacının 1 adet patch cord başvurusunda bulunması durumunda 2 adet F/O damarı tesis edilmek suretiyle teslim edilmesi ve buna ilişkin ücretlendirmenin 1 damar olarak alınması talebiyle ilgili başvurusunun incelendiğini ve müvekkilince uygun görülmediğini; davacının Kurum’a başvurusu sonucunda uzlaştırma süreci başladığını ve Kurum’un 433 sayılı kararında “…5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 4, 6, 16, 18 ve 19’uncu maddeleri, Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği’nin 5, 9, 11 ve 18’inci maddeleri ve ilgili diğer mevzuat hükümleri kapsamında; Turknet’in bina içi bağlantı devrelerine yönelik dubleks (iki fiber damarı içeren) patch cord talep ettiği durumlarda, Türk Telekom’un söz konusu talebi dubleks patch cord başına ROYTEP’in Ek 4’ünün 8.3 maddesinde yer alan tablo 2’deki ücretlerle sağlaması” yönünde karar verdiğini Kurum kararı nedeniyle çalışmalar yapıldığını ve tüm işletmeciler açısından 30.03.2017 tarihinden sonuçlandırılarak işleme alındığını ve bu kapsamda yapılmış ve eski uygulama çerçevesinde ücretlendirilmiş patch cord tahsisi bulunması hâlinde mahsuplaşmada bulunulması kararı alındığını; davacı şirketin 123.237,06 TL iade alacağının tespit edildiğini ve iadesinin sağlandığını davacının Kurum kararını aşan taleplerinin haksız olduğunu davacının 433 sayılı Kurul Kararından yola çıkarak geriye dönük olarak müvekkili şirketten hizmet almaya başladığı tarihten bu yana ödemiş olduğu tüm patchcord ücretlerinin yarısının işlemiş faiziyle ödenmesini istediğini fakat alacak ve tazminat isteminin 433 sayılı Kurul kararıyla belirlenen ücretlendirme yapısına ilişkin olarak ortaya çıktığının göz ardı edildiğini Kurulun kararının geriye etkili olması durumunda bunun açıkça ifade edilmesi gerektiğini; Kurul kararında uygulama zaman veya döneminin gösterilmediğini davacının ihtirazi kayıt koymadan ödemede bulunduğunu ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu bu sebeple davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; Kurum'un kararına, bilirkişilerin tespit ve hesaplamalarına göre; davalının, davacıya ortak yerleşim ve tesis paylaşımı sağlama yükümlülüğü bulunduğu; bu yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda Türk Telekomünikasyon A.Ş. Referans Ortak Yerleşim Yeri ve Tesis Paylaşımı Teklifi (ROYTEP) esaslarının uygulanması gerektiği; çekişmenin özünü, davalının bina içi bağlantı hizmetlerine ilişkin yükümlülüğünün oluşturduğu ve davalının bu yükümlülüğünü optik dağıtım çatısı ile Türk Telekom binaları içerisinde yer alan sistem/cihazlar veya iki sistem/cihazın arasındaki bağlaytıyı sağlayan F/O Kablo (patchcord) teslim etmek suretiyle yerine getirdiği yanlar arasındaki ilişkinin kurulmasından bu yana, bu hizmetin, bir uçlu iki patchcord teslim edilmesi ile sunulduğu ve bu hizmet için ROYTEPT ücret tarifesi (8/3 hükmünün) uygulandığı bu hükümde “pathchcord başına” ifadesinden iki patchcord olarak anlaşılarak ücretin iki bağlantı esas alınarak uygulandığının bilirkişilerin tespitlerinden anlaşıldığı davalının itirazı üzerine uzlaştırmaya yetkili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun, iki fiber damarı içeren patchcord talep edildiğinde dublex patchcord başına ROTTEPT de belirtilen ücretin alınması kararı verdiği, Kurumun verdiği kararın, tarafların karşılıklı hak ve yükümlüklerini değiştirmediği; davalının bina içi bağlantı hizmetine ilişkin yeni bir ekleme ve yenilik de getirmediğinin bilirkişi görüşünden anlaşıldığı bu nedenle kararın, ücrete ilişkin olarak da yeni bir durum niteliği taşımadığı ve Kurumun kararının, verilen hizmet karşılığı ücretin ROYTEPT hükümleri gereği nasıl anlaşılması gerektiği şeklinde yorumlanması icap ettiği; bu nedenlerle Kurumun ücretle ilgili verdiği kararın, hukukî ilişkinin kurulduğu andan başlayarak uygulanması gerektiği konu ile ilgili Yönetmelik hükmünün de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği; ayrıca, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun ilkeler başlıklı 4. d) maddesinin, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça veya toplumdaki ihtiyaç sahibi kesimlere özel, kapsamı açık ve sınırları belirlenmiş kolaylıklar sağlanması hâlleri dışında, eşit şartlardaki aboneler, kullanıcılar ve işletmeciler arasında ayrım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki kişiler tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması, esasını getirdiği hukukî ilişkiye kurumun verdiği karardan önce başlayan veya sonradan başlayanlar arasında oluşacak fark burada öngörülen eşitlik esasına aykırı düşeceği ve ücret uygulamasına ilişkin kurum kararının hukukî ilişkinin başladığı andan itibaren uygulanması gerektiği kanaatine varıldığından, bilirkişiler tarafından fazladan tahsil edildiği saptanan 696.210,94 TL'nin iadesine ilişkin alacak isteminin kabulüne, alacağın 13.01.2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça yapılan başvurudan sonra Kurum tarafından verilen 19.10.2016 tarihli ve 433 sayılı kararla, davalının uygulamasını değiştirdiği ve eski uygulama çerçevesinde ücretlendirilmiş pathcord bulunması halinde mahsuplaşmada bulunulması kararı alındığının kabul edildiği, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin bu ödemeyi talep etmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili tarafından; yerel mahkemenin müvekkili şirketçe yapılan tüm itirazlara rağmen uygulamaya ilişkin yerleşik durumu hiç dikkate almadığını, hukuki değerlendirmede bulunmadığını, bilirkişi raporunda yer alan ifadeleri olduğu gibi aktarmak suretiyle rapora hasren, herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapmaksızın karar verdiğini, düzenlenen bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporunun teknik değerlendirme ve hesaplamalar bakımından eksik ve hatalı olup karara esas teşkil edebilecek mahiyette olmadığını, bu davanın tarafların ticaret hukuku kuralları çerçevesinde serbest iradeleri ile gerçekleştirdiği işlem ve sözleşmelerden kaynaklı bir dava gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle idari düzenleme ve idare hukuku kurallarını hiçe saymak suretiyle davacının müvekkili şirketten ilişkinin başladığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere geriye dönük iade talep edebileceği yönündeki değerlendirmelerin hatalı olduğunu; davacı tarafından müvekkili şirkete muhatap 05.01.2016 tarihli ve 8507 sayılı yazısı ulaşana kadar yıllardır konuya ilişkin hiçbir itiraz ya da talepte bulunulmaksızın tesis işlemlerinin ve buna yönelik ödemelerin, ihtirazi kayıt dahi konulmadan gerçekleştirilmiş olmasının, ilgili dönemde tesis edilen bu işlemlerin ve mevcut ücretlendirme rejiminin hem sözleşme hem mevzuat hem de zımni kabul ile davacı tarafından da kabul gördüğünün net göstergesi olduğunu, bu durumda uygulamadan 4 yıl sonra vaki itirazla geriye dönük talepte bulunmanın davacı bakımından hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiğini beyan etmektedir.
C. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, T.C. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 19.06.2016 tarihli 433 sayılı kararı gereğince “patchcord” nedeniyle fazla tahsil edilen tutarların davalıdan tahsilini sağlamaya yönelik alacak davasıdır.
Ülkemizde elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla 5809 sayılı Haberleşme Kanunu çıkarılmış olup bu Kanun'un 3.d.d maddesinde “kurul” ve 3.e.e maddesinde “Kurum” olarak “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu” tanımlanmış, Kanun'un 16. maddesinde Erişim yükümlüleri ve yükümlülüğün kapsamının “Kurum” tarafından belirleneceği, 18. maddede ise “Erişim anlaşmaları taraflar arasında ilgili mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmamak kaydıyla serbestçe müzakere edilerek imzalanır. Taraflar arasında erişim talebinden itibaren azami iki ay içerisinde anlaşma tesis edilememesi veya mevcut erişim sözleşmesinde bu Kanun kapsamında herhangi bir anlaşmazlık vuku bulması halinde Kurum, taraflardan herhangi birinin başvurusu üzerine, belirleyeceği esaslar çerçevesinde taraflar arasında uzlaştırma prosedürü işletmeye ve/veya geçici ücretin belirlenmesi de dahil olmak üzere, kamu menfaati açısından gerekli gördüğü diğer tedbirleri almaya veya uzlaştırma talebini reddetmeye yetkilidir.”hükmü bulunmaktadır.
Kanun'un uygulanmasına yönelik olarak değişik yönetmelikler çıkarılmış olup bunlardan 08/09/2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ''Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği''nin 18/8. maddesinde “Kurum tarafından belirlenen hüküm, koşul ve ücretler; referans erişim tekliflerinde ve Kurum düzenlemelerinde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, uzlaştırma talep eden işletmecinin Kuruma başvuruda bulunduğu tarihten itibaren yürürlüğe girer” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya 05.01.2016 tarihinde başvuru yapıldığı, bu başvurunun olumlu sonuçlanmaması üzerine davacının bu kez 5809 sayılı Haberleşme Kanunu ile yetkilendirilmiş Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'na başvurduğu, Kurul'un taraflarla 23.06.2016 tarihinde 5809 sayılı Kanun'un 4 ve 16 ile 18. maddeleri hükümlerine göre uzlaştırma toplantısı yaptığı, bu toplantıda uzlaşma sağlanamadığı bundan sonra Kurul tarafından 19.10.2016 tarihli kararın alındığı, davalı tarafından Kurum'a hitaben yazılan 05.04.2017 tarihli yazı ile davacının Kurum'a başvuru tarihinin sorulduğu, verilen cevapta davacının Kurum'a başvurusunun 01.04.2016 tarihli olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kanun ve Yönetmelik hükümleri bir arada değerlendirildiğinde BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından alınan karara göre belirlenecek olan ücretin uzlaşma talep eden işletmecinin Kurum'a başvuru tarihinden itibaren uygulanacağı anlaşılmakta olup mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın bilirkişi raporunda 2012 tarihinden itibaren yapılan hesaplama esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişilerden alınacak ek rapor ile davacının BTK’na başvuru tarihinin kesin olarak saptanarak, BTK’nın 19.10.2016 tarihli kararı ile belirlenen ücrete göre başvuru tarihi başlangıç alınarak davacı alacağının hesaplattırılması, bu kapsamda davalı tarafından davacıya yapılmış bir ödeme varsa bunun mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olup, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.