"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1551 E., 2024/948 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/670 E., 2024/335 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü’nün 2022/19733 E. sayılı dosyasından önce takibin, İzmir 12. İcra Müdürlüğü'nün 2015/15540 E. sayılı dosya üzerinden başlatıldığını, İzmir 12. İcra Müdürlüğü dosyasında davacı alacaklının...şirketi olduğunu, alacaklının 23.07.2019 tarihinde tüm alacağını ... şirketine temlik ettiğini, yani davacı şirketin temlik alacaklısı olduğunu, davacı ile davalı arasında “Immovable Property Construction And Sales Agreement” sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşme doğrultusunda davalı şirket, ... projesi kapsamında; Muğla ili, ... ilçesi, ... Köyü, 3384 Parsel, Muğla ili, ... ilçesi, ... Köyü, Kemerdağı mevki, N19D08D1C paftada, 2975 parsel, 2976 parsel, 2977 parsel, 3381 parsel, 3382 parsel, 3383 parsel, 3388 parsel, 3389 parsel, 3386 parsel, 3387 parsel, 3063 parsel, 3390 parsel ve 3399 parsel de kayıtlı gayrimenkulleri davacı şirkete teslim etmek üzere anlaşmaya varıldığını, bu sebeple de davacının karşı tarafa sözleşmede belirlenen tüm ödemeleri yaptığını ancak karşı tarafın taahhüt ettiği "..." inşaatını tamamlamadığını ve davacı şirkete gayrimenkulleri teslim etmediğini, bu sebeple icra takibi başlatıldığını ancak borçlunun kötüniyetle itiraz ettiğini belirterek, davalı borçlu tarafından İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü’nün 2022/19733 E. dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takip konusu alacağın % 20' sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın "İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü'nün 2022/19733 Esas sayılı dosyasından önce takibin İzmir 12. İcra Müdürlüğü'nün 2015/15540 Esas sayılı dosya üzerinden başlatıldığını, İzmir 12. İcra Müdürlüğü dosyasında alacaklının...şirketi olduğunu, alacaklının 23/07/2019 tarihinde tüm alacağı ... şirketine temlik ettiğini" beyan ettiğini, davacı vekilinin sözünü ettiği 23.07.2019 tarihli söz konusu belgenin, temlik sözleşmesi olmadığı gibi hem temlik eden hem de temlik alan vekili olarak icra dosyasına sunulan talebin davacı vekilince imzalandığını, ancak davacı vekilinin her iki yabancı şirketin kendisine vermiş olduğu vekaletnamesinde temlik alma ve temlik etme yetkilerinin olmadığını, dolayısıyla ortada usul ve yasaya uygun bir temlik sözleşmesi de bulunmadığını, her ne kadar İzmir 12. İcra Müdürlüğü'nün 2015/15540 Esas sayılı dosyası üzerinden davacı vekilinin hem temlik eden hem de temlik alan vekili olarak sunduğu talep üzerine davacı şirket dosyaya temlik alan sıfatıyla alacaklı olarak eklenmişse de bu durumun davacının işbu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olduğu anlamına gelmediğini, zira icra dairesinin davacı vekilinin vekaletnamesinde bu hususta yetkilendirilip yetkilendirilmediğine bakmadığını ve hem temlik eden hem de temlik alan vekili olarak sunulan talebi usul ve yasaya aykırı olarak kabul ederek davacıyı UYAP sisteminde alacaklı olarak kaydettiğini, ortada geçerli bir temlik işlemi olmadığından davacı ... şirketinin işbu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dolayısıyla öncelikle işbu davanın aktif husumet ehliyet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve dava konusu edilen alacak iddiasının da zamanaşımına uğradığını, alacaklı tarafın itirazın iptali davası açmadığı gibi 2 kez icra dosyasının esasının yenilenmesini talep ettiğini, arabulucuya başvurduğunu ve akabinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiğini, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesiyle yeniden ödeme emri düzenlenmesinin itirazın iptali davasının zamanaşımı süresini yeniden başlatmadığını, dolayısıyla şu aşamadan sonra itiraz üzerine duran icra takibine konu alacak bakımından alacaklı tarafça 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açılması gerekirken bu süre içerisinde itirazın iptali davası açılmadığını, sadece dosyanın esasının yenilendiğini, tüm bu sebeplerle davacının işbu itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığının sabit olduğunu, bu bakımdan da işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yine davaya konu icra takibinin, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğunu, zamanaşımının kesilmesinin, borçlunun veya alacaklının veya hakimin belli fiillerinin sonucu olarak, işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması olduğunu, davacı şirketin yabancı olduğunu, işbu davayı açmadan önce teminat yatırma yükümlülüğü bulunduğunu, bu sebeple öncelikle davacının mahkemece belirlenecek teminatı yatırması hususunda kesin süre verilmesi gerektiğini, verilen kesin süre içerisinde teminatın yatırılmaması halinde ise davanın usulden reddi gerektiğini belirterek, öncelikle 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 48'inci maddesinin 1'inci fıkrası uyarınca davacıya Mahkemenin belirleyeceği teminatı yatırması için 1 haftalık kesin süre verilmesine, verilen sürede teminatın yatırılmaması durumunda ise işbu davanın usulden reddine, işbu davanın aktif husumet yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı işbu davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İcra dairesinin yetkisine itiraz kabul edilerek dosyanın aktarıldığı yetkili icra dairesinde ödeme emri çıkartılmadan yetkisiz icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emri üzerine yapılan borca itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, itirazın iptali davasının görülmesinin ön koşulunun yetkili icra dairesinde usulen düzenlenen ödeme emri üzerine borca geçerli bir itiraz bulunması olduğu, dava tarihi itibariyle yetkili İstanbul Anadou 6. İcra Müdürlüğü'nce ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
Davalı borçlu firmaya karşı ilk olarak İzmir 12. İcra Dairesi'nin 2015/15540 Esas sayılı takip dosyası ile 02.11.2015 tarihinde, toplam 2.762.252,37 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, İzmir 12. İcra Müdürlüğü'nün 2015/15540 Esas sayılı dosyasında alacaklı...şirketi tarafından 23.07.2019 tarihinde icra dosyasındaki tüm alacağın, müvekkili ... şirketine temlik edildiğini, akabinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu İcra Daireleri'ne gönderilerek, İstanbul Anadolu 6.İcra Dairesi'nin 2022/19733 Esas numarasına kaydedildiğini, işbu dosya üzerinden 08.11.2022 tarihli ödeme emri düzenlendiğini, ödeme emrinin borçlu-davalı yana tebliği için masrafı yatırılarak icra müdürlüğünden talepte bulunulduğunu, icra müdürlüğünce bu talebin kabul edildiğini, bu esnada borçlu-davalı tarafın İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesi'nin 2022/19733 Esas sayılı takip dosyasına sunmuş olduğu 01.12.2022 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, borçlu-davalı firmanın söz konusu takibe haksız ve aynı zamanda kötüniyetle itiraz etmiş olması ve işbu itirazın taraflarına 07.12.2022 tarihinde UETS yoluyla tebliğ edilmesi akabinde huzurdaki davayı ikame ettiklerini, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazının geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğunu, kaldı ki davalı borçlu tarafın İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesi'nin 2022/19733 Esas sayılı takip dosyasına sunmuş olduğu 01.12.2022 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinde, borca itirazlarını içeren dilekçesinin alacaklı olan taraflarına tebliğ edilmesini de talep ettiğini ve tebligat masrafının da borçlu-davalı tarafça yatırıldığını, alacaklı olan müvekkilinin itirazın iptalini istemekte hukuki yararı bulunduğunu beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.